İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yıldırım, yeşil alanları artıracaklarını açıkladı. AKP iktidarı boyunca yapılan doğa düşmanlığı adeta unutturulmaya çalışılırken, açıkladığı hedeflerin tamamı ise yeni rantsal alanların ortaya çıkacağına işaret ediyor
AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, TEMA Vakfı’nın ‘iklim dostu, yaşanabilir ve sağlıklı kentler için yerel yönetimler’e önerdiği adımları içeren taahhütnamesini imzaladı. Yıldırım’ın kendi projelerinde EMA’nın taahhütnamesini aştığı iddialarını içeren bir duyuru yapıldı. Duyuruda AKP iktidarı döneminde kentin betone boğularak yeşil alanların ve doğal alanların yok edildiği gerçeği unutularak İstanbul’da yeşil alanları yeni rantsal alanlar yaratarak büyüteceğini açıklaması şaşkınlık yarattı.
55.5 milyon m2 yeşil alan
Yıldırım’ın programında İstanbul genelinde 55.5 milyon metrekare yeşil alan üretileceği iddia ediliyor. Bunun 37 milyon metrekaresi yeşil koridorlardan, 16 milyon metrekaresi de Millet Bahçeleri’nden geleceği ve yeşil koridorların İstanbul’un 20 deresinin ıslah çalışmalarını tamamlanması ve etrafının yaşam alanı haline getirilmesiyle oluşturulacağı belirtiliyor. İstanbul dünya da yeşil alanlar bakımından en kötü durumda olan bir kent olarak kayıtlara girmiş durumda. Yıldırımın açıklamaları yeni rantsal alanların ortaya çıkarılacağını gösterirken TEMA’nın açıkladığı kriterlerin hangi amaçla belirlediği de anlaşılamadı.
Kişi başı alan 4.8 m2
2018 yılında yapılan bir araştırmada dünya üzerindeki 50 popüler şehir arasında yapılan kişi başına 410.8 metrekare yeşil alan düşen İzlanda’nın başkenti Reykjavik birinci sırada iken, İstanbul 4.8 metrekare ile listenin 49. sırasında olduğunu ve bu duruma imar vb. yağma alanları nedeniyle AKP iktidarının yol açtığı birçok araştırma ve açıklamada görmek mümkün. Çevre Bakanlığı’nın belirlediği en az 15 metrekare yeşil alan zorunluluğu bugüne kadar ele alınmazken Yıldırım’ın açıklamalarının samimi bulunmadığı ifade ediliyor. Yıldırım’ın hedefi dünya üzerinde kabul edilmeyen bakanlık sınırını hedef alarak, İstanbul’da yüzde 15 yeşil alan yaratılacağı söylemi icraatlara bakınca imkansız olduğu anlaşılabilmektedir.
Validebağ korunacak mı?
İstanbul Üsküdar’daki 1. derece doğal sit alanı olan Validebağ Korusu Yıldırımın açıkladığı rakamın içinde yer alan “Millet Bahçeleri”den biri yapılmak isteniyor. Bölgede yaşayan yurttaşlar, “Burası zaten millete ait bir koru, asıl dertleri para ve rant getirecek yerlere dönüştürmek” yorumu yapıyor. Uzun süredir yapılaşma tehdidiyle başı dertte olan İstanbul’un en büyük yeşil alanlarından biri niteliğindeki Validebağ Korusu, 354 bin metrekare. Herkesin rahatlıkla koşu, yürüyüş ve piknik için kullanabildiği koruyla ilgili gündeme gelen “Millet Bahçesi” projesi hakkında konuşan halk, “Burayı yeniden dizayn ederek, peyzaj çalışmaları yaparak ağaç, koru, kuş, böcek ne varsa yok edip kendilerince lale bahçesi yapmak, doğal dokuyu bozup yapay bir alan oluşturmak istiyorlar” dedi. Diğer yandan İstanbul, Beykoz’da dünyanın en büyük “Şehir ormanlarından” biri olacağı iddiasıyla başlatılan Elmalı Kent Ormanı projesi için ağaç kesimleri uzun süredir devam ederken yine Beykoz ormanlarını yok edecek olan yeni bir imar planı ile doğal yaşam yok ediliyor. Kanal İstanbul gibi projelerle doğal yaşam alanlalrı yok edilip nasıl yeşil alan yaratılacağı ise yuttaşların sorduğu sorular içinde yer alıyor.
Öğrencilere indirim
Yenilenebilir enerji iddiaları içine çöp yakma tesislerini de ekleyen Yıldırım, Türkiye’de 15 yıl önce birçok belediyenin çaba gösterdiği atıkların (cam, plastik, kagıt vb. geri kazanilabilir) ayrı toplanması gerektiğini yeni keşfetmiş gibi bunu İstanbul’a taşıyacağını iddia ediyor. Bu iddiaya İstanbul halkının ve özellikle öğrencilerin toplu taşımadan ücretsiz yararlanma hakkını örtbas ederek atık toplamaya bağlaması ise dikkat çekiyor. Bu yolla elde edilecek gelirin öğrencilerin “toplu taşıma indirimi” olarak kullanılacağı belirtilirken, ayrı toplama ve ayrıştırma işlerinin özel şirketlere ihale edildiğini her nedense unutuyor. Kağıt toplayıcıları engellemek için adımlar atmaya çalışan İstanbul Belediyesi’nin bu tutumu, özelleştirilen atık ayrıştırma işini yapan şirketlerin talepleriyle ilgili olduğu ise biliniyor.
EKOLOJİ SERVİSİ