Yağmacıların gözlüğünü takmış olan bilirkişiler, Sarım Havzası’ndaki HES yapımının uygun olduğunu belirtirken, aynı zamanda doğanın olumsuz etkileneceğinin vurgulanması dikkat çekti
Amed’in Licê ilçesi ile Çewlîg’in Dara Hênî (Genç) ilçesi arasında yer alan Sarım Havzası’nda yapılması planlanan Birsu Hidroelektrik Santrali (HES) projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu olumlu yönde verdi. Yapılacak HES projesinin durdurulması için Emin Turhallı, Kamil Gündoğan, Mehmet Özdemir ve Mustafa Özan isimli yurttaşlar tarafından Erzurum 2. İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Erzurum 2. İdare Mahkemesi, HES’in yapılmasının planladığı alanda keşif kararı aldı. Kararın ardından 12 Ekim’de Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden hidrobiyoloji, ekoloji/biyoloji, peyzaj mimarlığı, jeoloji, jeofizik, orman, ziraat, maden mühendisliği, şehir planlama uzmanlık alanlarından birer, çevre mühendisliği uzmanlık alanından da iki kişiden oluşturulan bilirkişi heyeti keşif yaptı.
Jeoloji ÇED’i onaylamadı
Verilen keşif raporunda, ÇED’deki eksiklikler, bölgeye vereceği zararlara vurgu yapılırken, projenin yapılması yönünde görüşler öne çıktı. Jeoloji Mühendisliği’nin bilirkişi raporundaki değerlendirmesinde, projeye özel olacak herhangi bir jeolojik-jeoteknik çalışmanın yapılmadığı belirtildi. Bu durumun projenin yürütülmesi, tamamlanması ve işletilmesi aşamasında çeşitli olumsuzluklara neden olacağı kaydedilirken, proje sahasının içinde yer alan vadi ve çevresinin morfoloji, jeolojik yapısı ve statik dengesinin kazanılmasının milyonlarca yıllık bir zaman diliminde gerçekleştiğine dikkat çekilerek, “projenin tekrar değerlendirilmesi” sözleriyle ÇED raporunu onaylamayan tek bilirkişiydi.
Maden mühendisi: Mani durum yok
Maden Mühendisliği’nin raporunda ise proje kapsamında tünel aynalarında yapılacak olan patlamalara işaret edildi. Konutlara yakın mesafelerden geçilirken, anlık kullanılacak maksimum patlayıcı miktarının (18.75 kg) raporda belirtilen 2.66 kg seviyelerine düşürülmesi ile titreşim kaynaklı olası etkilerin engelleyeceği belirtildi. Raporda, “ÇED raporunda yapılan hesaplamalar, tünel aynalarında zamanla gerçekleşecek ilerleme, patlama kaynaklı sesin anlık olması vb. nedeniyle patlama kaynaklı ses olaylarının çevresel açıdan problem oluşturmayacağı” değerlendirmesinde bulundu. Yine tünel aynalarında yapılacak olan patlamanın yeraltı kaya kütlesi ve yeraltı su akış rejimine etkisinin olmayacağı iddia edilerek, “Bu nedenlerle Maden Mühendisliği açısından projenin gerçekleştirilmesine mani bir durum yoktur” denildi.
Jeofizik ve ormandan onay!
Jeofizik Mühendisliği, ÇED raporunu teknik olarak yeterli ve uygun buldu. Orman Mühendisliği ise raporunda bu tür geniş alanlı faaliyetlerde çevresel olumsuzlukların ortaya çıktığı ve çıkabileceğinin aşikar olduğunu söyleyerek, can suyu, yüzeysel ve yeraltı sularının durumu, bitki-hayvan türleri, sel-heyelan durumu, katı atık-atık su, flora-fauna ilişkisi vd. belirsizlikleri ve olumsuzlukları sıralarken, uygulama ve sonrasında orman varlığının korunması ve sürdürülmesinde herhangi bir sorun görmeyerek, ÇED olumlu kararının yeterli olduğunu ileri sürdü. Peyzaj Mimarlığı da, Orman Mühendisliği gibi birçok olumsuzluğu sıralamasına rağmen, ÇED’deki önlemler ve yönetmeliklere hassas bir şekilde uygulanıp denetlenirse projenin uygulanmasına olumsuz bir durumun bulunmadığı belirtildi.
Endemik türler başka yere gitsin!
Biyolojik açıdan herhangi bir sorun bulunmayan raporda, Ekoloji/Hidrobiyolji alanında da bir sakınca bulunmadı. Ekoloji/Hidrobiyoloji alanındaki raporda, Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından kırmızı listeye alınarak, neslinin tükendiğine inanılan, Shoal adlı Doğa Koruma Örgütü’nce dünyanın en çok aranan 10 balık türü arasında yer alan Batman Bantlı Çöpçü Balığı görmezden gelindi. Sarım Çayı’nda tespit edilen balığa ilişkin ise dikkat çeken detaylar yer aldı. Bilirkişi raporunda, Batman Bantlı Çöpçü Balığı’nın proje alanı dışındaki su alanında yaşamını devam ettirebileceği iddia edildi.
Habitat alanları yok olur
Bilirkişi raporunu değerlendiren dava avukatlarından Barış Yıldırım, bölgenin Bern Sözleşmesi’ne göre koruma altında bulunan yaban keçisi, vaşak, ayı, kurt, su samuru gibi türleri barındırdığını söyledi. Birsu HES projesinin gerçekleşmesi halinde dere yatağındaki suyun büyük oranda tünellere gideceği ve bu sebepler su samurlarının habitatlarının yok olacağını söyleyen Yıldırım, “Bu da kesin koruma altında bulunan su samuru türünün yok olmasına sebebiyet verecek. Yine bölgede dünyada neslinin tükendiği sanılan Batman Bantlı Çöpçü Balığı türünün habitat bulgularına ilişkin verilere çok yakın zamanda ulaşıldı. Bu proje yapımı halinde bu habitat alanları da yok olacak” dedi. HES projesinin gerçekleştirilmesi için bölgede kümülatif değerlendirmenin yapılması gerektiğini belirten Yıldırım, “Daha önce Dicle Havzası’nda yapımı tamamlanmış işletmeye alınmış ve planlama aşamasında olan tüm HES projelerinin birlikte değerlendirilmesi gerekirdi bu da yapılmamış. Tüm bu sebeplerle biz yeninden incele yapılmasını talep ettik” diye belirtti.
Haber: Müjdat Can / MA