‘Türkiye’de hukuk ve barışı aramak’ başlıklı sempozyumda konuşan HDP Kars Belediyesi Eşbaşkanı Ayhan Bilgen,Türkiye’nin barış ve adaleti bulacağı toplumsal bir sözleşmeye ihtiyacı olduğunu söyledi
Emek ve Adalet Platformu tarafından Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Türkiye’de hukuk ve barışı aramak” başlıklı sempozyumun ikinci oturumu, “Kürt Sorunu ve Barış” başlığıyla devam etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kars Belediyesi Eş Başkanı Ayhan Bilgen, Saadet Partisi (SP) Milletvekili Cihangir İslam, Hak İnisiyatifi Genel Sekreteri Fatma Bostan Ünsal, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, İnsan Hakları Derneği (İHD) MYK üyesi Raci Bilici, Ocak Medya’dan Veysi Dündar ve Emek ve Adalet Platformu’ndan Sinan Kızılkaya konuşmacı olarak katıldı.
‘Tartışılması gereken hastalıklı iktidar anlayışı’
İlk olarak konuşan HDP Kars Belediyesi Eş Başkanı Ayhan Bilgen, Türkiye’de ezilen ve haksızlığa uğrayan herkesin tartışması gereken şeyin hastalıklı iktidar anlayışı olması gerektiğini söyledi. Osmanlı İmparatorluğu’nun Cumhuriyet’e miras olarak kaldığını dile getiren Bilgen, “Cumhuriyet elitleri Osmanlı’ya karşı inkârcı ve tamamen karşısından bir pozisyon aldıysa esasında mesele hiç öyle değil. Sonuçta onun güvenlik, istihbarat, belediyesi ne kadar tüm kurumlarını devralmış ama bir başka kavgayı inşa etmiş ise Türkiye’de muhafazakar da, iktidara yaklaşan elitler de ne yazık ki kendi çıkarları için devlet kurumlarını ve kaynaklarını kullanıyor” dedi.
‘Toplumsal bir sözleşmeye ihtiyaç var’
Bilgen, “Kars Belediyesi’nde ‘ne olup bitiyor’ denildiğinde en çok kurduğum somut cümle şu, ‘örgütlü çıkar gruplarıyla sessiz halk arasında trafik polisliği yapıyorum’. Bunun ötesinde işler yapmaya çalışıyoruz ama gürültü koparan çıkar grupları her kılığa giriyorlar. Her partide gözüküyorlar. Her inancın içinde, her etnik kimliğin içinde varlar ama aslında bir tane dinleri, inançları var ve kendi çıkarları için her şeyi yapıyorlar” diye belirtti. Türkiye’nin barış ve adaleti bulacağı toplumsal bir sözleşmeye ihtiyacı olduğunu kaydeden Bilgen, “Birbirimizin diliyle, inancıyla ve kimlikleriyle gerilimleri azaltabilir ve kavgayı başka bir kavga üzerine kurabilirsek barıştan yana olan, adaletten yana olanlar olarak, diğer bütün alt kimlik sayabileceğimiz ayrışma ve kavga aparatlarını devre dışı bırakabilirsek o kadar hızlı mesafe alırız” diye konuştu.
‘Biz arada ve ortak bir yaşamı özlediğimizi düşünüyorum’
Ardından söz alan Saadet Partisi Milletvekili Cihangir İslam ise Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri ve iktidarın baskı politikalarını değerlendirdi. İslam, OHAL döneminde Türkiye’nin ciddi anlamda geriye gittiğini belirtti. Türkiye’de etnik kimliği bir tarafa bırakıp “Evet ben senle yaşayabilirim, kimliğini kabul ediyorum” denildiği zaman ülkede yeni bir dönemin başlayabileceğini ifade eden İslam, “Bir arada yaşama iradesi çok önemli. Türkiye’deki esas mesele budur yani bizler bir grubun veya çoğunluğun sistem ve kültürel hafızasında mı yaşayacağız yoksa herkesin kendi kültürünü rahatça ortaya koyduğu, ortak ve siyasi sistem geliştirdiğimiz ve ortak bir sivil anayasa yapıp bunu hayata geçirdiğimiz bir ortamda mı yaşamak istiyoruz. Biz arada ve ortak bir yaşamı özlediğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı. HDP üzerinde yoğunlaşan baskılara da değinen İslam, HDP söz konusu olduğunda kendilerini milliyetçi diye tanımlayan siyasi partilerin sadece HDP ile aynı doğrultuda oy kullanmamak için kendi amacıyla çok defa ters düştüğünü ve kendilerini inkar etme noktasına kadar geldiğini dile getirdi.
‘Baskı politikaları bölgede hakim oldu’
İslam’ın ardından söz alan İHD MYK Üyesi Raci Bilici de, mevcut baskı politikaların bölgede her zaman hakim olduğunu söyledi. Bilici, “AKP ilk geldiği zaman böyle inanç verdi ama zaman içinde böyle olmadığını gördük. O yüzden gelecekte iktidara gelecek herhangi bir partinin anlayış sorunlarını aşarak, soruna yaklaşması gerekir” diye konuştu. Yapılan sunumların ardından sempozyum soru cevap bölümü ardından son buldu.
Kaynak: MA