Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ODTÜ ormanlarından geçen yola karşı medyanın değişen tavrını eleştirdi: Bağımsız ve eleştirel medya, eleştirdiği iktidar medyasına benzememeli
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) eski Başkanı Melih Gökçek’in başlatmış olduğu “Bilkent-İncek Bulvarı Çevre Yolu Projesi” o dönem gelen tepkiler üzerine durdurulmuştu. Gökçek döneminde, 4.5 kilometresi Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ormanlarından geçen 11 kilometrelik yola ilişkin pek çok medya kurumu, üniversitenin mezunlarına, öğrencilerine, akademisyenlere ve uzmanlara mikrofon uzatarak çeşitli haberler yapmıştı. ODTÜ öğrencileri, 26 Temmuz tarihinde yaptıkları sanal medya paylaşımıyla ODTÜ yolunda çalışmaların yeniden başlatıldığını duyurdular. Ancak Gökçek döneminde (2017) bu yola ilişkin pek çok haber yapan ve alternatif olarak anılan medya kuruluşları, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Başkan Mansur Yavaş döneminde yürütülen yol projesine ilişkin sadece ABB açıklamalarına yer veren haberler yaptı.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, basının söz konusu yol projesine ilişkin tavrını değerlendirdi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açıklaması
ODTÜ’den geçirilmesi planlanan yola ilişiklin pek çok meslek odasının 2021 yılında Danıştay’da dava açtığını hatırlatan Bildirici, dava kararının hiçbir kurum tarafından haber yapılmadığının altını çizdi. Bildirici “Biz burada ne olup bittiğini tam olarak öğrenmiyoruz. Örneğin, yol konusunda Danıştay bir karar vermiş, medya Danıştay kararını bile takip etmemiş. Düşünebiliyor musunuz, Melih Gökçek zamanında yoğun biçimde takip edilen bir konu Mansur Yavaş geldikten sonra takip edilmemiş. Bildiğim kadarıyla hiçbir medya kuruluşu öyle bir mahkeme kararı olduğunu da yazmadı zaten. Mahkeme kararı konusunda da ABB’nin açıkladığı kadarını biliyoruz. Ayrıntısı nedir, nasıl bir gerekçeyle bu kararı aldılar, ABB’nin bu konudaki pozisyonu tam olarak nedir, ne kadar ihale yapıyor… Bunların hiçbirini bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Yola karşı oluşturulan sessizlik
Söz konusu yolun ODTÜ kampüsüne, kent trafiğine, çevreye ve ağaçlara zarar vereceğine inandığını söyleyen Bildirici, “O zaman bunun da ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmamış oluruz. Oysa gazetecilik sadece bilgi vermek değil aynı zamanda sorunları çözmek anlamına geliyor. Biz bu ülkeden, bu ülkenin insanlarından, bu ülkenin sorunlarından muaf kişiler değiliz. Biz sorun çözülene kadar takip eder, onu yazarız. Ta ki sorun çözülür, kamu yararı ortaya çıkar, o zaman bırakırız. Ama şu anda durum öyle değil. Yani böyle devam ederse o yol bir gün sessiz sedasız yapılıp bitecek ve medya bittikten sonra haber yapacak.”
Medyanın tavrı
Bildirici, söz konusu yola ilişkin yapılan pek çok haberde sadece ABB tarafından yapılan açıklamaların yer aldığına işaret etti. Yapılan açıklamaların doğrulanmasında klasik gazetecilik yöntemlerinin uygulanmadığının altını çizen Bildirici, “Sosyal medyada, dijital mecralarda yazılan şeyler bize yeterince veri sağlıyormuş gibi bakılıyor oysaki ODTÜ yoluna gidilir, bakılır. Bu çok rahat bir şey. Bugün bir drone ile görüntü almak zor bir şey değil. Dronu kaldırdığınız gibi nerede çalışma var, o yol nereye uzanıyor, yolun uzandığı yerde ağaçlar var mı, bunlar zaten gözükür. Bunları bulmak çok zor bir şey değil. Çok gizli istihbarat örgütlerinin alanı değil orası. Buna rağmen sadece açıklamalarla yetiniliyor. ODTÜ’deki yol konusunda ABB’nin yaptığı açıklamayı yayınlamak dışında gelinen noktanın ne olduğunu anlamak için üç beş şeye birden bakmak ya da birileri ile konuşmak gerekiyor” ifadesinde bulundu.
Melik Gökçek başkan olsaydı?
Bildirici, yolun yürütücülüğünün Gökçek’te olduğu 2017 senesini hatırlatarak, “Gökçek döneminde öğrencilerin, ODTÜ mezunlarının ve ODTÜ çalışanlarının bu yolun yapımına karşı gösterdiği tepkiler çok geniş haber yapıldı. Hatta sadece bağımsız medyada ve alternatif medyada değil aynı zamanda yaygın medyada da haber oldu. Yani televizyonlarda, internet sitelerinde her yerde haber oldu” dedi.
Ankara bileşenlerinin ABB önünde yaptıkları eyleme medyada yeterince yer verilmediğini vurgulayan Bildirici, ekledi: “ODTÜ mezunları ve öğrencileri, 15 Ağustos’ta belediyenin önünde bir eylemle yolun yapılmasına karşı olduklarını söyledi. Bu haber, çok az yerde çıktı. Yaygın medyayı geçtim, eleştirel medyada da çok az çıktı. Oralarda da küçük küçük haberler yapıldı. Şimdi insan haklı olarak düşünüyor; Mansur Yavaş değil de Melih Gökçek belediye başkanı olsaydı bu haber nasıl çıkardı?”
Bildirici, alternatif medya olarak da ele aldığı eleştirel-bağımsız medyanın CHP’li belediyeler konusunda iktidar medyasına benzer bir tavır aldığını belirterek,“Türkiye medyasında son dönemde kendisini yakın gördüğü siyasi parti, kişi ve siyasetçiye zarar vereceğini düşündüğü – ki o da yanlış- bir gelişme olunca onu görmezden geliyorlar” dedi.
Kamu yararı gözetilmeli
Gazetecinin parti ayırt etmeksizin kamu yararı üretmesi gerektiğini vurgulayan Bildirici, son olarak şunları söyledi: “Partilere bakılmaksızın gazeteciliğin gereği olarak nesnel davranmak gerekiyor. Fikri olarak bir belediye başkanına yakınsanız da onu eleştirmeyerek, onun yanlışını ortaya koymayarak ona zarar verirsiniz. Çünkü biz gazeteciler eleştirdiğimiz için, yanlışları ortaya koyduğumuz içindir ki bazı şeyler düzelir, hatalar ortadan kalkar. Ama biz eleştirmezsek, görmezsek o başkanlardan hatayı yapmaya devam eder. Ama tabi daha da önemlisi, halkın haber alma hakkına zarar vermiş, halkın sorunların çözülmesine yardımcı olmamış oluruz. Bu da doğru bir gazetecilik değil. Yani ne AKP döneminde iktidar medyasının yaptığı ne de şimdi alternatif medyanın CHP’li belediyelere yaklaşımı doğrudur. İkisinin de yanlış olduğunu peşinen söyleyebilirim. Bu bağlamda bağımsız ve eleştirel medya, eleştirdiği iktidar medyasına benzememeli. Madem eleştiriyoruz onlar gibi olmamalıyız.”