İlginç zamanlardan geçiyoruz. 6 Şubat günü ağır bir deprem oldu; şehirler yerle bir oldu, on binlerce insan hayatını kaybetti veya yaralandı. 14 Mayıs’ta seçime gidiliyor. Halkların direniş ve özgürlük bayramı Newroz’un 2635 Yıldönümü kutlamaları depremin ağır travması altında karşılanıyor. Başkada çok sayıda olumlu veya olumsuz gelişmenin yaşandığı bir zaman kesiti.
Bu gelişmelerin değişik bakış açılarından bakıldığı bir gerçek ve gelişmelerin farklı farklı değerlendirmelere konu olacağıdır. Dünya, bölgemiz, Türkiye ve Kürdistan’a negatif bakış açısıyla bakılırsa her şey çok kötü görülür. Çünkü karma karışık bir tablo önümüzde, karanlık! Karanlığı görmek, oradan bakmak karamsarlık ve umutsuzluğun tavan yaptığı noktaya götürür. Gerçekten her şey karanlık mı?
Doğru bakış; karanlığın içinde doğan aydınlığı görmek için çabalamak hakikate taşıyacağı bir gerçektir. Bu konuda tarihe bakmak, oradan feyz almak doğru yolu bulmak için karanlığın derinliklerinden parlayan, yolu aydınlatan ve oradan yürümeyi kolaylaştıran ışık görülür ve menzile yürünür.
Newroz, zalimin zulmünün zirveleştiği en koyu karanlığın hüküm sürdüğü koşullar içinde doğan bir ışık, onun aydınlatıcılığıyla zafere giden yolu gösteren, zamanın en despot iktidarın sonlandırdığı bir doruktur. O yüzden Newroz bahar ve özgürlüğe açılan bir milat olagelmiştir. Yeniden doğuş, var olma, öze dönüş ve inşa ile varlıklaşmanın yeni başlangıcı olmuştur. Başta Kürtler olmak üzere halkların baharı, özgürlük yürüyüşünün mihenk taşı özelliğini kazanmıştır. O yüzdendir ki binlerce yıldır coşkuyla kutlanan, yabancılaşmaya karşı öze dönüş bilincinin tazelendiği, yaşamın her alanında Newrozlaşmayı gerçekleştirilmesi olmuştur.
Özellikle Kürt toplumsal varlığı açısından Newroz anlamlaşması çok daha derin ve kapsamlılığı büyük özgünlük taşımaktadır. Kürt halkına Newroz halkı da denir. Bu kavramlaştırmayı fazlasıyla hak ediyor, Kürtler. 2635 yıl önce Newroz günü zafere direnerek ve mücadele ederek haklarla birlikte yeniden küllerinden var oldular. 2635 yıl sonra varlığı inkardan kurtulmak için 50 yıldır görkemli bir direniş sergilenmektedir. 50 yıl önce bir Newroz zamanı özgürlüğün ilk tohumu toprağa düştü. Bu düşüş sade, saf ve basit denilebilecek, görkemlilikten uzak bir düşüştür. Aslında tarihsel hakikate bakılacak olunursa hemen tüm ilklerin sade ve görkemlilikten uzak gelişmelerdir.
Kürt özgürlük akışı, 50 yıl özce hem de inkar ve imha kararlarının alındığı mekanda cesaretle direniş tohumu atıldı; küllerinden yeniden doğuş fitili ateşlendi. “Kürtler yoktur, öldüler ve tarihsel mefta oldular” diye düşünülen koşullarda çıkışı yapmak son derece önemli ve tarihsel bir adım olduğu bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Bu anlamda bu yılkı Newroz kutlamaları aynı zamanda özgürlük akışının ilk doğuşunun 50. Yıldönümü oluyor. Yani Newroz’un 2635.Yildönümüyle yeni doğuşun da 50.Yıldönümü kutlamaları oluyor. Tarihsel bağlamları içinde iki bayramın kutlanıyor.
Yine Newroz’un ilk gerçekleşmesiyle bugünün sorun ve çözümlerinin benzerlikleri de hayli fazladır. Merkezi kapitalistin sistemin ulus-devlet modeli dökülüyor, yönetilemez derin krizi yaşamaktadır. Kaos-kiriz hali, kapitalist modernite çözümsüzlüğün alternatifi demokratik modernite çözümünün gerçekleşmesi koşullarını olgunlaştırmıştır. Ortadoğu ve çevresinde yoğunlaşan 3. Dünya Savaşı asıl çözüm seçeneği olan demokratik ulus, özyönetim alternatifini öne çıkarmaktadır. Günümüz despotik Asurlarının dayandıkları en gelişkin özel savaş teknolojilerine rağmen halkların çözüm seçeneğini tasfiye edememektedirler, hatta yer ona muhtaç hale geliyorlar. Jin Jiyan Azadi sloganları bölgemizde halkların dilinde gezegenimizde halkların kurtuluş ve özgürlük sloganına dönüşüyor, küresel birliği inşa dönemini açıyor.
Umut Biji Newroz belgisiyle Jin Jiyan Azadinin yapıcılığı ve inşacılığın yeni dönemin aydınlık ışığı, yol göstericiliği toplumsal varlıkların birlikte inşa eden, geleceğin dinamiklerini kurarak demokratik ve özgür yaşama yürüyor. Kaotik ve karmaşa içinde doğan güneşin yükselme dönemine girdiği hakikati oluyor.
Bu yılki Newroz, ‘umutsuzluk’ çubuğunun umuda dönüştüğü, Kürt halkı öncülüğünde özgürlüğe çevrildiği koşularda Newroz kutlamaları yapılıyor. Kutlamalar aynı zamanda 14 Mayıs seçimleri öncesine denk gelmesi avantaj sağlamaktadır. Newroz ruhuyla dökülen mevcut diktatöryal iktidarını yenmenin olanaklarını da sunmakta. Halklarımız gereğini yapacak, meydanlar Biji Newroz sloganlarıyla çınlayacaktır.
Başta tutsaklar olmak üzere haklarımızın Newroz’u kutlu olsun.