İsveç’in başkenti Stockholm’de 12 Eylül’de hayatını kaybeden Kürt sanatçı Beytocan’ın arkadaşları, ‘Beytocan yaratıcı bir sanatçıydı ve Kürt halkının gönlünde yer edinmiş biriydi’ dedi
Yakalandığı kanser hastalığına 67 yaşında yenik düşen Kürt sanatçı Beytocan (Beytullah Güneri), 12 Eylül’de İsveç’in başkenti Stockholm’de hayatını kaybetti. Sanatıyla Kürtlerin gönlünde taht kuran Beytocan, vasiyeti üzerine Stockholm’da son yolculuğuna uğurlandı.
Siyasi nedenlerle sürgüne gitti
Amed’in Farqin ( Silvan) ilçesinde 1 Ekim 1955’te dünyaya gelen Beytocan, küçük yaşlarında din eğitimi aldı. Farqîn’de ilkokula başlayan Beytocan, 8 yaşında iken ailesi ile birlikte Amed merkeze göç etti. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasında tutuklanan ve 15 yıl hapse mahkum edilen Beytocan, 6,5 yıl cezaevinde kaldı ve 1987 yılında tahliye edildikten sonra İstanbul’a yerleşti. Beytocan’ın ilk albümü olan “Bîst û Yekê Adarê” de en sevilen şarkısı ise “Yan Mirin Yan Diyarbekir” şarkısı oldu. 1990’lı yıllarda çıkardığı ilk albüm yasaklanırken, Beytocan siyasi nedenlerle sürgüne gitmek zorunda kaldı. Çıkardığı albümlerde Kürt halkının acılarını yansıtmaya çalıştığını söyleyen Beytocan, ancak 23 yıl sonra 2014 yılında Türkiye’ye gelebildi.
Beytocan, “Bîst û Yekê Adarê”, “Axîna te Nalîna min”, “Te nadin min” ve “Etûna Dilê Min” albümlerini çıkardı.
Uzun yıllar Beytocan ile arkadaşlık yapan ve tanıyan Dicle Kültür Sanat Merkezi Eşbaşkanı Celal Ekin ve Seyitxan Roj, Beytocan’ı Mezopotamya Ajansı’na anlattı.
‘Kürt halkının kalbinde çok özel bir yer edindi’
Beytocan’ın 1992 yılında Navenda Çanda Mezopotamya’yı (NÇM) tanıdığını ardından yurt dışına taşındığını belirten Dicle Kültür Sanat Merkezi Eşbaşkanı Celal Ekin, “Bütün Kürt halkının kalbinde çok özel bir yer edindi. Çok güçlü duygulara sahip biriydi bu kuvvetli duygularıyla halkın kalbinde yer edinmeyi başarmıştı. Onu 1990 yılında tanıdım, şarkılarını dinledik ve herkes gibi müziği üzerimizde büyük bir etki bıraktı. Birkaç sene önce Amed’teki festivale gelmişti. Amed’e geldiğinde de tekrar bir araya gelip sohbet etmiştik. Üç, dört yıl sonra hastalıkları çıktı. Hastalık sürecinde hepimiz ilgileniyorduk . 4-5 ay önce bana bir video göndermişti. Videoyu izlediğimde içime bir korku düştü, ona bir şey olduğunu düşündüm. Bunun üzerine Avrupa’daki arkadaşları aradım, ona kötü bir şey mi oldu diye sordum. Onlar da yok kötü bir şey olmadı ama sadece ‘Memleketini çok özlemiş’ dediler. O yüzden göndermiş videoyu şarkısı da çok güzel bir şarkıydı. Vefat haberi geldiğinde yine o arkadaşı aradım, bana bu sefer ‘doğru’ dedi, vefat etmiş. Vefat haberini duyunca çok üzüldüm” diye konuştu.
‘Asi bir sanatçıydı’
Kurdistandaki her evde Beytocan’ın sesinin yükseldiğini belirten Ekin, “Beytocan’ı özel kılan duygularının çok kuvvetli olmasıydı. İkinci olarak da çok yaratıcıydı. Sadece bir sazla ve çıplak sesiyle bir albüm yaptı ve o albüm 1 milyon insanın kalbine değdi. Çıplak sesi, güçlü duygularıyla ve şarkı sözlerindeki o derinlik Beytocan’ın şarkıyı nasıl yaşadığını yansımasıydı. Bu da Beytocan’ı çok farklı ve eşsiz kılıyordu. Asi bir sanatçıydı. Bazı şeylere karşı çıkıyordu. Ama sanatçı dediğin biraz asi olmalı” dedi.
‘Sürgünde yaşamak zorunda kalıyorlar’
Kürt sanatçıların sürgüne mahkum bırakılmasına da tepki gösteren Ekin, şunları söyledi: “Kürt sanatçılar, memleketlerinden uzak yerlerde ciddi zorluklarla yaşamlarını sürdürüyorlar. Yaşamak zorunda kalıyorlar, bu engellemelere sebep olanların da yaptığı tek şey faşizmdir.”
Beytocan ismi
Sanatçı Seyitxan Roj, Beytocan’ı yaklaşık 40 yıldır tanıdığını belirterek, “Beytocan, Selami Şahin ve ben bayağı kalabalık bir ortamdaydık. Hep beraber, ‘şarkı söyleyeceğiz’ dedik. Sanatçı olmayanlar da şarkı söyleyecekti. Mamoste Beyto şarkı söylüyordu, şarkı söylerken Selami Şahin kolunu tutuyor ve ‘Sana bir albüm çıkarmalıyız’ diyor. İsmini de o zaman Beytocan koyuyor. Beytocan’nın ismi oradan geliyor.
Unutmadığım aralarından biri rahmetli Hozan Şiyar ile yine İstanbul’da oturmuştuk, daha yeni albüme geçmişti ve ilk dinletisini de bize yaptırmıştı. Beyto şarkı söylediğinde biraz titriyordu. ‘Agir ketiyê dilêmın’ şarkısını söylerken titriyordu ve Beytocan’a ‘Agir ketiye her derê te, tu pir dilerizî’ diyip çok gülmüştük” ifadelerini kullandı.
‘Gelip annelerinin koynunda uyusunlar’
Beytocan’ın Kurdistan’ın dört bir yanında dinlendiğini belirten Roj, Beytocan’ın vasiyetini şöyle anlattı: “Vasiyetinde Stockholm’da gömülmek istediğini belirtiyor. Buradan aile ve sanatçıların sevenlerine sesleniyoruz. Sanatçılar ülkelerinden uzakta yaşamlarını yitiriyor. Onları ülkelerine getirin, ülkeleri anneleridir. Gelip annelerinin koynunda uyusunlar.”
AMED