Açlık grevindeki çocuklarının sesini duyurabilmek için aylarca sokakta mücadele eden Beyaz Tülbentliler, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mesajının halklar için yeni bir umut olduğunu belirterek, ‘Bu doğrultuda biz de mücadeleye dört elle sarılmalıyız’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için Türkiye ve dünyanın bir çok ülkesinde başlatılan açlık grevleri sonlanırken, her günleri eylemle geçen anneler sokakları terk etmedi. “Beyaz Tülbentliler” olarak tarihe geçen eylemlere imza atan anneler, defalarca kez sokak ortasında polis tarafından saldırıya uğramalarına rağmen mücadele etmekten geri durmadı. Çocuklarına destek vermek için cezaevi kapılarında yaptıkları eylemlerden dolayı kimi zaman yerlerde sürüklenen, kimi zaman slogan atmamaları için polis tarafından ağızları kapatılan anneler, en zor anda bile “Bijî berxwedana zindanan” sloganlarını en yüksek sesle haykırdı. Annelerin eylemine yüksek değer atfeden Abdullah Öcalan da, mesajında annelerin tutumunu çok önemli bulduğunu ve özel selam gönderdiğini ifade etmişti. Haftalarca Van sokaklarında da çocuklarının sesi olmak isteyen ve polisler tarafından yerlerde sürüklenen gözaltına alınan anneler, Öcalan’ın açlık grevini bitiren mesajına dair duygularını paylaştı. Açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinin başarıyla sonuçlandığının altını çizen Zekiye Kaya “Coplarla üzerimize geldiler, gaz sıktılar. Fakat ne tutuklular ne de anneler eylemlerinden vazgeçmedi. Tek bir amacımız vardı. ‘Tecrit kalksın ve ölümler olmasın’ istedik. Verilen mücadeleyi herkes göz önünde bulundurmalı. Çünkü Sayın Öcalan bir halkın iradesidir. İnsanlık adına, bu ülkenin barış ve özgürlüğü için herkes Sayın Öcalan’ın mesajını iyi okumalıdır. Verdiği mesajları esas alırsak insanlık ve toplum için daha aydınlık bir gelecek bizi bekliyor” diye konuştu
Mesaj bizler için umut oldu
Yapılan açıklamadan sonra Van T Tipi Cezaevi’nde açlık grevini sonlandıran ve tedavisi hastanede süren Ayhan Kaçak’ın annesi Hanife Kaçak da şunları söyledi: “Leyla Güven ve evlatlarımızın fotoğraflarını taşıyarak alanlara çıktık. Yerlerde sürüklendik, yine de vazgeçmedik. Gözaltına alındığımızda 3 arkadaşımıza çıplak arama dayatıldı. Bize ‘tuvalet suyu için’ dediler. Fakat bunlar bizi yıldırmadı. Ve sonuçta bizler kazandık. Abdullah Öcalan’ın mesajı, ayrıca annelere bir mutluluk verdi. Şimdi önümüzde yeni bir süreç var. Çocuklarımızın eski sağlıklarına kavuşmaları için elimizden geleni yapmalıyız. Daha da önemlisi Öcalan’ın mesajları için herkes elini taşın altına koymalıdır.” Keve Işık da, Öcalan’dan mesaj almanın tutuklular ve halklar için yeni bir umut olduğunu söyledi. Öcalan’ın hiç bir zaman barış ve demokrasiden vazgeçmediğini dile getiren Işık, verdiği mesajda da bunları yinelediğini söyledi.
Tutuklular saatlerce ring aracında susuz bırakıldı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Tarsus Kampüs Cezaevi’nde açlık grevi eylemini sonlandıran 133 tutuklunun hak ihlallerine ve hakaretlere maruz kalarak tedavilerinin engellendiğini belirtti. Komisyon olarak sürekli cezaevi idaresi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İl Sağlık Müdürlüğü ile iletişim halinde olduklarını belirten İHD Mersin Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Avukat Selçuk Binici, MA’dan Hamdullah Kesen’e konuşarak yaşananlara dair yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti. Binici, “Tutuklular kelepçeli şekilde ayakta tedavi edilmişler. Daha sonra cezaevine geri gönderilmiş. Dilbirin Turgut, Hatice Kaymak, Menal Temel, Dilan Yıldırım, Murat Karaaslan, Suat Okur ve Deniz Özdemir adlı tutukluların durumları kötü. Şu anda hastanede yatan tutuklu yok” bilgisini paylaştı.
Muayene ve tedavi yapmıyorlar
Tutukluların, 6 ila 7 kişilik gruplar halinde ring araçlarıyla hastaneye sevklerinin yapıldığını aktaran Binici, şöyle devam etti: “Kadın tutuklular, saatlerce araçta bekletildiklerini, kendilerine su dahi verilmediğini, bekleme süresi boyunca tuvalet ihtiyaçlarını karşılamalarına izin verilmediğini söyledi. Jandarmanın kendilerine psikolojik şiddet uyguladığını, hastanede bulunan doktorların muayene etmeden kan ve idrar tahlili dışında doğru düzgün tetkik yapmadan ‘hepiniz çok iyisiniz burada kalmanıza gerek yok. Normal bir insandan daha sağlıklısınız’ denilerek hiçbir tedavi uygulamadan cezaevine geri getirildiklerini söylediler. Cezaevi doktorunun da revire gelenlere aynı şeyleri söyleyerek muayene ve tedavi yapmadığını belirttiler.”