İnşaat müteahhitlerinin ellerinde biriken ve kendileriyle birlikte bankacılık sistemini de batışa taşıyan ekonomik sorunlar kamunun sırtına yıkılıyor. Emlak Konut stokları şirketlerden almaya hazırlanıyor
Yusuf Gürsucu/İstanbul
AKP iktidarının ekonomi yönetimi inşaat sektörünü kurtarmak adına atmaya çabaladığı adımlar ekonomiyi canlandırmaktan çok bu sektörde bulunan havuz şirketleri kurtarmayı hedeflediği aldıkları kararlarda açıkça görülüyor. Her biri iktidarın desteği ile kent suçu işlemiş müteahhitlerile dağa taşa yapılan binalar için finansman sağlayan bankacılık sistemibatma noktasına geldi. ABD’de yaşanan 2008 krizinde, krizi yaratanlar hiçbir ciddi cezai yaptırıma uğramamıştı. ‘Batmak için çok büyük (too big to fail) oldukları gerekçesiyle ABD iktidarınca kurtarılma sürecine benzer bir süreç Türkiye’deki inşaat sektörü içinde uygulamaya konmuş durumda.
Şirketler yalvar yakar!
Faizlerin düşük olmasının etkisiyle konut fiyatları yükselmeye devam ederken kurulan adeta saadet zinciriyle kentler betona boğulurken adeta bir hapisaneye dönüştürüldü. Sıcak paranın akışında yaşanan daralma sonrası müteahhitlerin elinde kalan ve pazara sundukları fiyattan asla satılamayacağı konutlar ellerinde patladı. Kent suçunu işlerken her türden desteği sağlayan iktidardan batık hal almış olan yatırımlarının kurtarılması talep edilmeye başlandı. Bu yağma anlayışı ortaya çıkan zararı halkın sırtına yıkma planları yaparak sistemlerini sürdürme peşinde oldukları anlaşılıyor. Hükümetin atacağını açıkladığı adımların, batık inşaat şirketlerini kurtarmak ve bu nedenle zor duruma düşen bankacılık sisteminin de batmasını önlemek olduğu anlaşılıyor.
İktidar operasyonu
İnşaat müteahhitlerini kurtarmak adına Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hedeflerini ortaya koydu. Her iki bakanlığın, sektörün çatı kuruluşları KONUTDER (Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği), GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) ile İNDER’e (İstanbul İnşaatçılar Derneği) üyeleriyle ilgili olarak, firmalardan ellerindeki stoklar, bütün bitmiş konut, ofis dükkan stokları ve bunların değersel karşıklıları, devam eden projelerin durumu, bu projelerdeki konut, ofis dükkan durumu, bu projelerin ne kadarının tamamlanmış olduğu gibi bilgileri proje ismi, il, ilçe, adet ve toplam miktar bilgilerini acilen talep etti. Her üç çatı örgütü de üyesi firmalara bu talebi iletti ve talep edilen bu bilgiler Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ulaştırıldı.
Ortak varlık havuzu!
Bakanlık topladığı bilgilerle her firmanın stoklarından bir bölümünün yer aldığı bir varlık havuzu oluşturulacağı ifade ediliyor. Oluşturulacak varlık havuzunun Emlak Bankası çatısı altında olabileceği ve gayrimenkullerin satışına dayalı birtakım yurtdışı ve yurtiçi tahvil ya da menkul enstrümanları ile satılarak, sektör firmalarının stoklarının eritilmesi ve nakit akışı kolaylığının sağlanmasının hedeflendiği gelen bilgiler arasında. Müteahhitlerce iktidara yapılan talep doğrultusunda, her iki bakanlığın da yapacakları değerlendirme sonrasında Emlak Bankası fonu ya da başka bir formül ile sektörün elinde biriken stokları nakde çevirmeyi ve sektörün üzerinde oluşan baskıyı ortadan kaldırmayı hedefledikleri ifade edildi.
Tüm yük Emlak Konut’a
Sektör temsilcilerine gönderilen bilgilendirme notunda, programa öncelikle gelir dengesi bozulmuş, bankalar ile sıkıntıya girmiş, bankalar nezdinde takipte olan veya konkordato ilan etmiş firmalar ile kredi borçlarını azaltmak yada kapatmak isteyen firmalar katılabilecek. Emlak Konut, verilen listelerdeki gayrimenkulleri kendi ekspertizlerine değerletip, iskontolu bir bedelden karşılıklı rıza ile satın alacak. Satın alınan bedelin yüzde 70’lik kısmı o firmaların banka borçlarının ödenmesinde kullanılacak. Yüzde 30’luk kısım ise firmalara verilerek kendi işlerinde kullanılması sağlanacak. Kamu bankaları dışındaki bankalara olan borçların kapatılmasındaki görüşmelerde bu programa katılan firmalara destek olunacak.
Zarar halkın sırtına
Yaklaşık 13 milyar özkaynağı olduğu çok kısıtlı nakti varlığı olduğu bilinen Emlak Konut’un, nasıl olup da onbinlerce konutu satın alıp müteaahhitlere ödeme yapabileceği ise gizini koruyor. Bu durumda hazinenin kaynak aktaracağı beklenirken iktidarın açıkladığı bütçe ve borçlanma hedeflerini nasıl tutturulacağı sorusu cevapsız durumda. Cevaplar arasında Emlak Konut Hazine garantisiyle yabancı kiredi fonlarına borçlanma dışında bir seçenek görülmezken bu durum ortaya çıkan zararın hazineye ve dolayısıyla halkın sırtına yıkılacağını gösteriyor.
Bakan müteahhit gibi!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum İstanbul’da yaptığı bir konuşmada gayrimenkul sektörünün içerisinden geldiğini belirterek, “Allah böyle bir görevi nasip etti. Geldiğimizde sektörümüzde toplantılar yaptık ve sektörümüzle bir araya geldik, problemler neyse bunları masaya yatırdık. Bize düşen hızlı bir şekilde sektörün içinde bulunduğu problemleri aşmak için çalışmalar yapmaktır” sözleri bakanın kamu çıkarları yerine şirket çıkarların varlık nedenleri olduğunu gösteriyordu.