HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Soylu’nun Atayı hedef gösterdiğini bu durumu Hrant’tan Tahir Elçi’den bildiklerini belirterek ‘devleti çete devletine dönüştürmek istiyorlar’ yorumunda bulundu
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın 31 Ağustos’ta Meclis’te açıkladığı, ‘Barışa Çağrı Deklarasyonu’ üzerinde duran Beştaş, Türkiye’nin acil bir barışa ihtiyacı olduğunu, bu konuda herkese büyük bir sorumluluk düştüğünü ifade etti. Topluma savaşın dayatılmasını kabul etmediklerini söyledi.
Herkes için barış
Her zaman barış demeye devam edeceklerini dile getiren Beştaş, devamında şunları söyledi: “Onurlu bir barış istiyoruz. Savaşın yıkıcı gücünü, ahlaki olmadığını deneyimledik, biliyoruz. Barışın savaştan daha zor olduğunu tabii ki biliyoruz. Bunun için açık ve net sesleniyoruz: İlla bir şey için savaşacaksanız, barış için savaşın. Hem Türkiye’nin içinde hem Doğu Akdeniz’de bir savaş almış başını gidiyor. Köhnemiş iktidar zihniyeti istediği kadar bu barış talebine ayak diresin, Kürtler mücadelelerini büyüterek devam edecekler. Sadece Kürtler değil, bütün toplumsal dinamikler ve bizler mücadelemizi birleştirerek sürdüreceğiz ve mutlaka kazanacağız, başaracağız.”
Akkal’ın Demirtaş’a hakareti
Beştaş, AKP Manisa Milletvekili Tamer Akkal’ın Selahattin Demirtaş’a yönelik hakaret içeren paylaşımlarına tepki gösterdi. Beştaş, yapılan paylaşıma dair “Bizler nefret iklimi yerine barış dilini savunurken, birileri nefret dilini kullanıyor. İYİ Parti’den AKP’ye geçen Tamer Akkal, bir mahlukat. Attığı tweet insanlık değerleriyle hiçbir değeri olamaz. Bir de ikinci bir tweet atarak sözde düzeltmiş. Senin hesabını kim yönetiyor, kaç tane hesabınız var, trol hesaplarınız mı var? Bu kadar aşağılık, alçak dili nasıl kullanıyorsunuz? Buna karşı her türlü hukuki yola başvurulacak” ifadelerini kullandı.
‘Soylu’nun tehditleri’
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay’a dönük saldırıya işaret eden Beştaş, saldırıya bu tür nefret dili ve söyleminin zemin hazırladığını belirtti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Atay’ı hedef gösterdiğini söyleyen Beştaş, “Bu manzarayı Hrant Dink’ten, Tahir Elçi’den gayet iyi biliyoruz. İçişleri Bakanı, Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan’ı arayarak tehdit etmiş bir bakandır. Biz Türkiye barışa ve demokrasiye muhtaç derken, onlar bu devleti çete devletine dönüştürmek istiyor. Bu dil sokak çetelerini cesaretlendirmektir. Bu ülkede hiç kimsenin güvenliği yoktur. Meclis Başkanı Şentop, Atay’a dönük saldırıya ilişkin bir açıklama yaptı, kınadı ama bu yetmez, açık bir tutum bekliyoruz” dedi.
Avukatlara saldırı
HDP Grup Başkanvekili, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adli yıl açılış töreninde ölüm orucunun 238’inci gününde yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik’e yönelik ve avukatların meslekten men edilmesini gündeme getirdiği sözlerine de tepki gösterdi. Beştaş, şunları kaydetti: “Ceza almadan meslekten men edilemeyeceği kesin olan avukatlar için meslekten men edileceğini açıkladı. Sadece saraya biat eden meslek örgütleri arzuluyorlar. Çoklu baro sistemi de bunlardan biriydi. Bunu başaramayacaklar, savunmanın biat etmeyeceğini en iyi bu iktidar ve yandaşları bilir. Şimdi adil yargılanma talebinde bulunan Ebru Timtik’i terörist ilan edenler, utanmadan bunun propagandasını yapıyorlar. Açlık grevine giren avukatlar şahsında savunmaya saldırıyorlar.”
Aytaç’ı yaşatmalıyız
Ölüm orucu eyleminin 213’üncü gününde olan avukat Aytaç Ünsal için de çağrıda bulunan Beştaş, “Aytaç Ünsal’ı yaşatmalıyız. Bunun yolu, onun tahliye edilmesidir. Yargıtay tatil yapıyorsa dönsün, hiçbir tatil bir insanın yaşamından daha değerli değildir. Aytaç Ünsal ile ilgili biz Yargıtay’ı göreve davet ediyoruz. Adil yargılanmadıklarının hepimiz tanığıyız, bütün Türkiye tanık. Dün insan hakları komisyonuna başvuru yapıldı, komisyon tutum almalıdır. AİHM, Aytaç Ünsal ile ilgili yapılan başvuruyu ‘tehlike yoktur’ diye reddetti. AİHM, Ebru Timtik daha yeni defnedilmişken, tedavi yapılmazken, Yargıtay karar vermemişken nasıl bu talebi kabul edilebiliyor. Bu ölümü meşrulaştırmak ve ölüme ortak olmak anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ