‘Kobanê Soruşturması’ kapsamında ikinci gözaltı operasyonlarına ilişkin konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP’yi kısakaca alma, saldırıları büyütme ve kapatmaya zemin hazırlama girişimi olduğunu söyledi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Kobanê Soruşturması” adı altında yürütülen operasyon kapsamında 12 Nisan’da aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski belediye eşbaşkanları ve çalışanlarının da bulunduğu 91 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Mersin, Van, Adana, İstanbul, Diyarbakır ve Urfa başta olmak üzere 13 kentte eş zamanlı olarak yapılan ev baskınlarında 48 kişi gözaltına alındı. 48 kişi 5 gündür gözaltında tutuluyor. HDP Grup Başkan vekili Meral Danış Beştaş, partilerine yönelik “Kobanê Soruşturması” adı altında yürütülen ikinci gözaltı operasyonuna ilişkin Mezopotamya Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
‘Savcı sahtecilik yaparak operasyon düğmesine bastı’
Beştaş, iktidarın Kobanê Davası olarak yürüttüğü ve kendilerinin “siyasi kumpas davası” olarak adlandırdığı dava kapsamında partilerine dönük gerçekleştirilen ikinci gözaltı operasyonlarına ilişkin “DAİŞ adına alınmış bir vekalet bir intikam operasyon” olarak değerlendirdi. Kobanê Davası’nın soruşturma savcısı Ahmet Altun’un operasyona gerekçe olarak dayandırdığı “Kobanê olaylarının mali yapılanmasında yer aldıkları…” gibi bir iddianın gerçekçi olmadığının altını çizen Beştaş, Kobanê için dayanışma etkinliklerin sadece Türkiye’de değil bütün bir dünyada yaşandığını belirtti. Beştaş, savcının dosya kapsamında “sahtecilik” yaparak operasyon düğmesine bastığını söyledi.
‘Bu davada geldiğimiz aşamada bütün delilleri ellerinde patladı’
Kobanê soruşturmasının zaten olduğunu dile getiren Beştaş, “Bütün bunları yaparken sahteciliğini gizleme gereği bile duymadı. Hukukta mükerrer yargılama imkânsızdır. Bir suçtan bir kişi bir kere yargılanır. Tahrikten dava açılmıştı. Yani bize ‘siz o Twitt ile halkı tahrik ettiniz’ deniliyordu. İkinci davayı ağırlaştırılmış müebbetten açtılar. Bu davada geldiğimiz aşamada bütün delilleri ellerinde patladı. Sahtecilik dememin sebebi deliller sahte, iddialar temelsiz ve asıl meselede Türk Ceza Hukuku’na göre bu davayı açamazlar. Ahmet Altun isminde özel bir savcı görevlendirilmişti. İkinci operasyonu da yürüten savcı aynı isim. Savcının kendisi davaya özgü. HDP’nin bu davada sorumlu olduğuna dair ellerinde hiçbir veri yok, olamazda. Kendileri oturmuşlar, yazmışlar binlerce müşteki. Hepsi gelip ‘ben şikayetçi değilim, tanımıyorum, beni niye çağırdınız? Niye getirdiniz?’ gibi soruyor. Dava ellerinde boşa çıkınca bu sefer ikinci operasyonu yaptılar” diye belirtti.
Siyasi operasyon
Kobanê protestolarında yaşanan ölümlerin nedenini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kobanê düştü düşüyor” dedikten sonra yaşandığını hatırlatan Beştaş, Kobanê, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’nin davada yargılanan Selahattin Demirtaş için “HDP’nin çağrısı suç değildir” kararını da hatırlattı. Beştaş, davanın başından bu yana HDP’yi kısakaca alma, saldırıları büyütme ve kapatmaya zemin hazırlama girişimi olarak açıldığını aktardı. Beştaş, O dönem Erdoğan’ın AHİM kararına karşı “Kararı uygulamayız, biz de karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz” söyleminin operasyonların siyasi iktidar tarafından yapıldığına işaret etti.
HDP’yi seçimlerde devre dışı bırakma girişimi
Türkiye’nin seçim atmosferine girdiğini ve iktidarın, seçimlerde “anahtar” rolde olan HDP’yi bu tür saldırılarla seçimlerde devre dışı bırakma gibi bir girişimi olduğunun altını çizen Beştaş, “2015’den bu yana yürürlükte olan Çökertme Planı’nın uzatmalarını izliyoruz, yaşıyoruz. Çökertme Planı’nda HDP’nin siyaset yapamaması, temsil hakkını yitirmesi için kayyımlar atandı, yöneticilerimiz tutuklandı, vekillerimiz tutuklandı, vekilliklerimiz düşürüldü. Bugünde yeni bir şey bulamayınca siyasi iktidar operasyon yaparak algı yaratmanın derdine düştü. Yoksa bir devlet düşünün elinde deliller varsa bunca yıl bekler mi? Bir kere bu bile başlı başına bunun temelsiz olduğunu ortaya koyuyor. Bu kadar ciddi bir suç varsa hele hele ilk dava için bu ikincisi içinde geçerli. Savcılık suçu öğrenir öğrenmez ceza mahkemeleri usulü kanunu maddesidir bu. Suçu öğrendiği zaman derhal soruşturma yapar, gerekli işlemleri yürütür. Gerek duyarsa dava açar yoksa takipsizlik verir. Bunu yürüten savcıların hepsi suç mu işledi? Madem ki ellerinde deliler var yargı neden sustu?” şeklinde konuştu.
DİYARBAKIR