Bir çocuğun sağlıklı yaşaması, gelişmesi için yeterli ve dengeli beslenme şart. Ancak özellikle okullardan gelen; açlıktan bayılan çocuklar, kantinde satılan tostun ücretleri, ebeveynlerin çocuklarına beslenme çantalarına “hiçbir şey” koyamıyorum ifadeleri, TUİK’e göre Türkiye’de şiddetli yoksulluk yaşayan 16 yaş altı çocukların sayısının 6 milyon 500 bine ulaşması Türkiye’de çocukların beslenme hakkına erişmediğini açık etti. Bu konuda kampanyalar başlatıldı. Talep ortak oldu: okullarda ücretsiz bir öğün yemek.
Bu konuda özellikle muhalif belediyeler sınırlı da olsa bazı uygulamalara başladı. Ancak bu uygulamalar her bir çocuk için geçerli olamıyor. Bu yüzden de konunun merkezi olarak çözülmesi amacıyla CHP, HDP ve İYİ Parti bütçe görüşmeleri sırasında bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine ek bütçe teklifi verdi. Ancak bu teklif AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. Oysa çocukların beslenme yetersizliğinden kaynaklı sorunlar nedeniyle yaşama ve gelişim haklarının korunması devletin yükümlülüğünde ve bu ret kararı hükümetin bu konudaki yükümlülüğünü yerine getirmeyeceğini gösterdi.
İçlerinde Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Derneği, FİSA Çocuk Hakları Merkezi, Fişek Çalışan Çocuklar Enstitüsü, Ekmek ve Gül gibi az örgütlerin yer aldığı en az 48 sivil toplum örgütü, sendika bu konuda bir açıklama yaptı ve ortak talebi yineledi.
Açıklamada yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme hakkı, temel bir insan/çocuk hakkı olduğu vurgulandı. Çocukların bu hakkının uluslararası ve ulusal düzenlemelerle koruma altına alındığını hatırlattı.
Sağlıklı beslenmenin çocuğun yaşam kalitesini, sağlığını, gelişimini olumlu etkileyen, onu güçlendiren, eğitimden yararlanma potansiyelini arttıran önemli bir etmen olduğunu, bu nedenle beslenmenin her çocuk için onurlu, erişilebilir, yeterli ve sağlıklı olması gerektiğini söyledi.
Eşitlik ilkesi temelinde merkezi ve yerel kamu kurumlarının iş birliği yapması gerektiğini vurgulayan örgütler Türkiye gibi alt gelir grubunda ve kendi içinde gelir dağılımının eşit ve adil olmadığı, derin yoksulluk pratiklerinin yaşandığı bir ülkede “okulda beslenme”, “okulda yemek” tartışmaları oldukça gerekli ve anlamlı olduğunu belirtti.
Bu nedenle de Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, yerel yönetimler ve diğer ilgililer okullarda ve üniversitelerde ücretsiz yemek/ücretsiz öğün hizmeti sunmaya, bu konu ile ilgili uluslararası sözleşmeler kapsamında yasal bir altyapı oluşturmaya çağrıldı. Yasal bir altyapının oluşturulması gerçekten çok önemli.
Asgari ücretin de belirleneceği bugünlerde bu çağrı, bütçesini ayırmayı reddeden hükümet tarafından ne kadar karşılık bulur bilmiyorum ama bu çağrının yaygınlaşması, büyümesi hepimizin sorumluğunda… Buradan da tekrar edelim; çocukların beslenme hakkı bir insan hakkıdır. Bu hakkın hayata geçmesi yükümlülüğü devletindir.