Şahin Öner’i zırhlı araçla ezip öldüren ve ‘elindeki bomba patladı’ denerek aklanmak istenen polisin yargılamasında 5 yıl sonra keşif kararı çıktı. Sanık avukatının, olayı ‘trafik kazası’ şeklinde yorumlaması dikkat çekti
Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Şehitlik Mahallesi’nde, 10 Şubat 2013 tarihinde bir eyleme müdahale esnasında kullandığı zırhlı araçla çarptığı Şahin Öner’in (19) ölümüne neden olan polis Selahattin Korkmaz hakkında açılan davanın 4. duruşması Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “Kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanan Korkmaz, rapor alıp duruşmaya katılmadı. Duruşmada Öner’in babası Mehmet Şirin Öner ve avukatları hazır bulundu. Heyet değişikliği nedeniyle önceki zabıtların okunmasıyla başlayan duruşmada iddia makamı bir önceki mütalaasını tekrar ederek polisin cezalandırılmasını istedi. Duruşmaya müşteki sıfatıyla katılan baba Öner de daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini söyledi. Bir önceki celsede olay yerinde keşif yapılması yönündeki taleplerini hatırlatan Öner’in aile avukatları, mahkemenin aksi kanaatte ise mütalaa doğrultusunda sanık polisin kasten öldürme suçundan cezalandırılması ve hükümle birlikte tutuklanması talebinde bulundu.
‘Kaza’ savunması
SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan sanık polisin avukatı ise mütalaaya katılmadıklarını ifade etti. Sanığın avukatı savunmasına devamla şunları dile getirdi: “Mütalaanın anlatım biçimiyle istenen kanun maddesi çelişmektedir. Dosyanın kapsamı, tanıklar, olay yeri inceleme raporları ve ATK raporları gözetilerek bizce olayın taksirle öldürme suçu olduğu değerlendirerek bu suçtan cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Olaylarda sadece yurttaşlar ölmemekte birçok güvenlik görevlisi de hayatını kaybetmektedir. Bu sebeple olayın trafik kazası olarak değerlendirilmesi gerekiyor.”
Keşif yapılacak
Mahkeme ara kararında tüm tanıklar ve sanığın katılımıyla resen seçilecek uzman bilirkişi eşliğinde olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı Mart ayına erteledi. Mahkeme başkanının sanık avukatına “Sanığa söyleyin isterse sonraki duruşma için Diyarbakır’a gelebilir, siz de aynı şekilde. Yoksa artık SEGBİS yok, yok öyle bir şey” demesi dikkat çekti.
Vali manipüle etmişti
Dönemin Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, olaya ilişkin basına “Gösterici el yapımı düzeneklerle hazırlanmış bombayı, polis aracına attığı esnada elinde patlayarak öldü” açıklaması yapmış, haber ajansları da haberi Toprak’ın verdiği bilgiler doğrultusunda geçmişti. Ancak KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda yayınlanan haberde, Öner’in cenazesinin vücut bütünlüğünün bozulmadığı ve cenazede ezilme izleri olduğu bilgisine yer verilmişti. Adli Tıp Kurumu, dava dosyasında ve olay yeri incelemesinde Öner’in patlayıcı ile yaşamını yitirdiğine ilişki bir bulguya rastlanmadığına dair rapor hazırlamıştı. Olay yerinde ağır yaralanan Öner’in, hastane yerine, kimlik tespiti için zırhlı araçla götürüldüğü, Şehitlik Polis Karakolu’nda 25-35 dakika arasında bekletildikten sonra hastaneye götürüldüğü sırada yaşamını yitirdiği de ortaya çıkmıştı. Olaydan 4 yıl sonra hazırlanan iddianamede, sadece Öner’i ezerek öldüren zırhlı aracın sürücüsü polis Korkmaz hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ancak davaya bakan mahkeme, suçun ‘kasten öldürme’ olduğuna hükmedip, yetkisizlik kararı vermişti. Dosyanın gönderildiği mahkeme ise ‘taksirle öldürmek’ fiilinde ısrar etmişti. Uyuşmazlık üzerine dosyayı inceleyen Antep Bölge Adliye Mahkemesi, deliller, sanığın üzerine atılı suçun niteliği, iddianamede olayın anlatılış biçimi ve Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik gerekçesine dayanarak, davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesine karar vermişti.
DİYARBAKIR