Beş yıl önce, 25 Mayıs 2018 günü yola çıkmıştık. Yeni gazeteye başlamak bizde hep bir heyecandır. Alışkınız gerçi birini geride bırakıp diğerine başlamaya ama yine de hepimize iyi gelir ilk günün gazetesi ve başka hiçbir nesnede rastlanamayacak o kâğıt kokusu.
Beş yıl geçmiş aradan. “Zorlu bir beş yıldı” diyeceğiz ama kolay bir tek gün yaşamadığımız için gereksiz bir cümle olacak diye korkarız. Özgür Basın, tarihin sahnesine ilk çıktığı günden bu yana, otuz yıldan fazladır, Ece Ayhan’ın “Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim” dediği gibi, “Tüzüklerle çarpışarak” ve “Devlet dersinde öldürülen” çocuklarımızın anılarını sırtımızda taşıyarak geldi bugünlere. Biz hep o “küçük generaller” ya da Ferhat Tepe ya da Nazım Babaoğlu kaç yaşındaysa o yaşta kaldık, büyüyoruz ama hiç yaşlanmıyoruz; olgunlaşıyoruz ama hiç ehlileşmiyoruz, düşüp tökezliyoruz ama hiç uslanmıyoruz.
Gazetemizin tarihi de partilerin tarihine benziyor bu açıdan. Biri kapatılıyor, öteki açılıyor, sonra diğeri, bir diğeri… Halkı hiçbir zaman seçeneksiz bırakmamaya ant içmiş olanlar nasıl her darbeden sonra hemen işçi karıncalar gibi yeniden yola koyuluyorsa, Özgür Basın da halkı habersiz bırakmamak için otuz yılı aşkın süredir onlarca isimle her sabah halkla buluşuyor. Bunun nasıl bir ağır sorumluluk olduğunu biz biliyoruz, halk da biliyor.
Geçmişte yaşananların yanında bugün yaşadığımız eziyetlerden söz etmekten utanırız. Köşe başlarında katledilen dağıtımcı çocuklarımızdan, kemikleri bile hala bulunamamış olan muhabirlerimizden, 70 yaşındayken katline ferman verilen Apê Musa’dan utanırız. Halk için çırılçıplak yola çıktık, sözcüklerden başka cephanemiz yok. Bu halka layık olmak için gereken bedel neyse onu da ödemekten çekinmiyoruz.
Neşemizden de bir şey kaybetmiyoruz ama. Neşemiz, hüznümüz, öfkemiz, her neyimiz varsa halka benziyor; halktan ayrı bir şey değiliz çünkü, onunla varız, onunla yaşıyoruz.
Gerçeği, yalnızca gerçeği bulup ortaya çıkarmak, halka ulaştırmak bizim işimiz.
Hep birlikte, nice yeni yıllara!
YENİ YAŞAM