Almanya Hükümeti, Sol Parti’nin soru önergesine verdiği yanıtta bugünkü koşullarda Türkiye ile Gümrük Birliği müzakerelerinin mümkün olmadığını belirti. Türkiye, Alman hükümetinin Afrin harekatının uluslararası hukuka aykırı olduğu yolundaki kuşkularını gideremedi
Alman hükümeti, Türkiye ile Gümrük Birliği modernizasyonu müzakerelerinin başlamasının şu anda mümkün olmadığını açıkladı. Alman hükümeti, soru önergesine verdiği yanıtta, Avrupa Birliği ile ilişkilerden basın özgürlüğüne dek Berlin’in tutumunu ortaya koydu. Almanya’nın Sesi’nin haberine göre, Türkiye’nin AB’den uzaklaşmaya devam ettiğini, OHAL sürecinde yargı bağımsızlığının ciddi biçimde zayıfladığını belirten hükümet, darbe girişiminden bu yana 200 medya kuruluşunun kapatıldığını, 700’den fazla gazetecinin basın kartının iptal edildiğini, Doğan Grubu’nun da satışıyla ülkede medyanın yüzde 90’ının hükümet yanlısı hale geldiğini kaydetti.
Türkiye, AB’den uzaklaşıyor
Federal Hükümet, AB Komisyonu’nun İlerleme Raporu’nda dile getirdiği “Türkiye’nin dev adımlarla Avrupa Birliği’nden uzaklaştığı” tespitine katıldığını ifade ederken, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL sonrasında gelişmelerin “büyük bir dikkat ve endişeyle izlendiğini”, Türk hükümeti ile temaslarda eleştirilerin ve beklentilerin aktarıldığına dikkat çekti. Son gelişmelerden sonra, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde ilerlemenin mümkün görülmediğine işaret eden hükümet, “Federal Hükümet açısından Türkiye ile herhangi bir başlıkta müzakerelerin açılması gündemde değil. Müzakereler fiilen durmuş durumda” görüşünü kaydetti.
‘Gümrük Birliği yok’
Alman hükümeti ayrıca, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği modernizasyonu müzakerelerinin başlamasının da özellikle Türkiye’de hukuk devleti alanındaki olumsuz gelişmeler nedeniyle söz konusu olmadığına vurgu yaptı. AB’nin 2018-2020 yılları için Türkiye’ye vermeyi öngördüğü katılım öncesi mali yardımların demokrasi, iyi yönetişim ve insan haklarına odaklanması beklentisini vurgulayan hükümet, “Alman hükümeti katılım öncesi mali yardımlarının özellikle sivil toplumun bağımsız aktörleriyle işbirliğinin güçlendirilmesi ve demokratik kurumların inşası için kullanılmasından yana ağırlığını koymaktadır” ifadesine yer verdi.
HDP üyelerinin tutuklanması
Sol Parti, “kitlesel gözaltı ve tutuklamaların HDP’nin seçim kampanyasını ne şekilde etkilediği” sorusunu yöneltirken, bu konularda hükümetin “istihbarat kaynaklı bilgileri olup olmadığını” da sordu. Hükümet ise yanıtında, “HDP, AKP Hükümetini gözaltı ve tutuklamalar yoluyla siyasi faaliyetlerini engellemekle suçluyor” ifadelerine yer verdi. Ancak yanıtın geri kalan bölümünün, gizli bilgiler içermesi nedeniyle kamuoyu ile paylaşılmayacağına dikkat çekildi. Hükümet, Türkiye’de halen 9’u HDP’li, biri CHP’li olmak üzere toplam 10 milletvekilinin hapiste olduğunu, ayrıca 10 HDP milletvekilinin milletvekilliğinin düşürüldüğü bilgisini aktardı.
DİTİB konusunda rahatsızlık
Bazı DİTİB camilerinde çocuklara asker kıyafetleri giydirilerek yapılan ve Alman basınında eleştirilen törenleri hatırlatan Sol Parti’nin, Türkiye’nin DİTİB üzerinden Almanya’daki Türkler üzerinde etkide bulunmaya çalıştığı yorumuyla ilgili olarak hükümete eleştiriler ifadeler kullandı. Soru önergesine yanıtta, “Federal hükümet, Türk devlet kurumlarının, DİTİB üzerinde din hizmetleri dışına çıkan nüfuz girişimlerine eleştirel bakmaktadır” denildi. Hükümet, DİTİB’in bağımsız karar alabilmesi, bağımsızlaşmasını teşvik etmek amacıyla ikili görüşmeler yapılmakta olduğunu ifade etti.
Afrin eleştirisi
Alman hükümetini, Türkiye’nin Afrin harekatına karşı sert tavır almamakla eleştiren Sol Parti, bu konuya da soru önergesine yer verdi. Afrin harekatı sırasında Alman Leopar 2 tankları kullanılmış, Alman hükümeti bunu engelemek için herhangi bir girişimde bulunmamıştı. Alman parlamentosuna bağlı bilim ve teknoloji kurumu da bütün göstergeleri tarayarak, Türkiye’nin Afrin ile ilgi meşru savunma gerekçesinin bir temeli olmadığın bildirmişti. Hükümet, hareketi “meşru müdafaa” olarak gören Türkiye’den bu konuda daha güçlü deliller istedikleri bilgisini verirken, “Federal hükümetin Türkiye’nin harekâtının uluslararası hukuka uygun olduğu konusundaki tereddütleri bu yolla, bugüne kadar giderilemedi” ifadesine yer verdi. Sol Parti’nin “Afrin’in Antakya’nın bir parçası gibi yönetildiği” ve “450 kişilik Türk polis gücünün Afrin’de görevlendirileceği” iddialarına ilişkin sorusunu ise hükümet şu sözlerle yanıtladı: “Federal hükümetin Afrin’in Antakya ilinin bir parçası gibi yöneldiği ve söz konusu polis gücü oluşturulduğu yönünde bilgisi yok.”
HABER MERKEZİ