Kadın Koalisyonu, eşitlikçi politikalar üzerinden 30 belediyeyi inceledi: ‘Yerelde katılımcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini öngören politikalar son derece yetersiz’
Kadın Koalisyonu, yaptığı çalışmayla 30 belediyeyi 12 eşitlikçi politika üzerinden inceledi ve sonuçlarını haritalandırdı. Belediyelerin çalışmalarından daha fazla kadının haberdar olmasını, belediyelerin kadınların farklı sorunlarını, ihtiyaçlarını görmesini isteyen koalisyon, “Hayatlarımız da ihtiyaç ve sorunlarımız da birbirinden farklıyken pandeminin etkileri aynı olabilir mi? Eşitlikçi yaklaşım bu çeşitliliği, farklılıkları gören politika ve uygulamalar gerektirir. Bu kriz, bizim adımıza alınan kararlarla değil, bizim de olduğumuz demokratik yollarla aşılabilir” diyor
Kadın Koalisyonu’ndan Sinem Mısırlıoğlu ve Nurcihan Temur çalışmalarına ilişkin bilgileri paylaştı.
Farklılıklar görünür mü?
Kadın Koalisyonu’nun, 2000’lerin başından bu yana ülkenin her yerinden Kadın ve LGBTİ+ örgütünün katılımı ile çalışmalar yürüttüğünü ve politika süreçlerine etki etmeyi hedeflediğini belirten Nurcihan Temur, “Belediyelerin izlenmesi hâlihazırda yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz bir çalışma. Pandemi Haritası’nın ortaya çıkışı da bunun bir parçası. Belediyeler farklılıkları görüyor mu? Toplumsal cinsiyeti gören hizmet üretiyorlar mı? Yoksa yine sıklıkla karşılaştığımız ‘vatandaşa eşit hizmet’ götürme yanılgısıyla kadınları dışarıda mı bırakıyorlar?” diyerek çalışmanın amaçlarını ortaya koydu.
Cinsiyete göre ayrıştırılma
Çalışmayı yürütürken kimi güçlüklerle karşılaştıklarını aktaran Temur, şöyle devam etti: “İzlediğimiz belediyelerde katılımcı bir planlama, kadın örgütlerinin içinde yer aldığı mekanizmalar olmadığından bilgiye erişmek oldukça zor oldu. Diğer yandan hizmetler toplumsal cinsiyete duyarlı planlanmadığı için sorularımızın yanıtlarını bulmak, cinsiyete göre ayrıştırılmış veriye ulaşmak oldukça zordu. Aslında pek ulaştığımız da söylenemez.”
Çalışmada en net ortaya çıkan “yerelde katılımcı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini öngören politikaların son derece yetersiz olması” diyen Temur, “Vatandaşa eşit muamele diyerek yapılan eşitsizler arasından eşitlik eşitsizlik yaratır” ifadelerini kullandı.
Çalışmalarda kadınlar etkin
Çalışmanın sonuçlarını değerlendiren Sinem Mısırlıoğlu ise katılım başlığı dışında kalan hijyen, gıda, ekonomik destek, sağlığa erişim, kültür sanat gibi desteklerin belediyelerce hızlıca oluşturulduğunu ve yöntemler geliştirilmeye çalışıldığını söyledi. Mısırlıoğlu, “Ancak çıkan sonucun bize söylediği şey, belediyeler genel olarak katılımdan uzak yönetiliyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik etkili ve sürdürülebilir politikadan yoksunlar” diye konuştu.
16 belediyede çaba var
Türkiye’de salgın sürecinde kadına karşı şiddeti önlemeye yönelik mekanizmaların işler olduğu yalnız 16 il belediyesi olduğunu aktaran Mısırlıoğlu, çoğunun da danışma merkezi düzeyinde olduğunu belirtti. Diğer yandan aktif danışma merkezi olmayan, şiddet hattı olmayan, sığınma evi olmayan, barınma desteği sağlamayan ve sadece salgın süreci için değil, genel olarak bu hizmeti vermeyen belediyelerin sayısının oldukça fazla olduğuna dikkati çeken Mısırlıoğlu, “Bu nedenle Türkiye’de kadınlar şiddetle mücadele mekanizmalarından yoksun demek daha doğru olacaktır” ifadelerinde bulundu.
Eşitliğe giden adımlar
Sorulara pek çok belediyenin “Biz ayrım yapmıyoruz, tüm vatandaşlarımıza eşit hizmet veriyoruz” yanıtını verdiğini kaydeden Mısırlıoğlu, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, bu eşitsizliğin bir insan hakkı sorunu, bir demokrasi sorunu olduğunu görmeyen, görmek istemeyen belediyeler var. Var olan bu eşitsizliği sadece kadınların sorunu olarak gören, tüm toplum üstünde yıkıcı etkisini görmezden gelen belediyeler var. Neyse ki kadınların yıllardır verdiği mücadele boşa gitmiyor, belediyelerdeki kadınların da çabasıyla eşitliğe giden adımları görüyoruz” dedi.
Habibe Eren/Ankara-Jinnews