Hüseyin Deniz
Türkiye, dizi, belgesel bıraktı; Sedat Peker’in sosyal medya üzerinden yayınladığı videolara kilitlenmiş durumda. Derin devletin AKP dönemindeki faaliyetlerini anlatıyor. İsim veriyor, yer veriyor, konum veriyor. Asıl dikkat çekici olan bu deşifrasyonda bizzat bu derin devlet çatışmasının göbeğindeki ekonomik paylaşıma işaret edilmesi. Peker’in, Bodrum Yalıkavak Marina’yı kastederek, “Mehmet Ağar’ın Azeri milyarder Mübariz Mansimov’un mallarına çöktüğünü; bunu da birileri adına yaptığı” iddiası. Bu marinayı en son Ekim 2020’de Susurluk davasının baş aktörleri Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar, Engin Alan ve Korkut Eken’in beraberce çektirdikleri fotoğrafın arka fonunda görmüştük. Şimdi anlıyoruz ki bu fotoğrafın bir değil, birden çok mesajı varmış! Ve şimdi Ağar, Marina’nın yöneticisi. Sahi, Bakanlık yapmış birinin bir marina yöneticiliğine ne ihtiyacı olabilir ki? Hele bu kişi “bir tuğla çekersem devlet altında kalır” diyen bir konumdaysa! 90’lara mı dönüyoruz? Mevcut tablo 90’lardan da öte. Anlaşılan o ki, Kürt meselesinin şiddetle bastırılmasına yeniden dönüş, devlet içinde derin bir kirlenmenin de önünü açmış. Boşuna “Savaş kirlenmenin en yoğunlaştığı süreçlerdir” denilmemiş. Kısa yoldan zenginleşme de öyle.
Bu kirlenmenin ekonomik tabloya etkilerini öğrenmemiz uzun zaman alacak. Özellikle de ihaleler, kamu işleri, araziler daha neler neler. Görünen ise artan ekonomik kriz, derinleşen yoksullaşma… Bunun da olan bitenden bağımsız olması düşünülemez. Kirlenme aynı zamanda adaletsizliğe yani adaletin ve hukukun tek yanlı işlediğine işarettir. Türkiye’de milyoner sayısındaki dudak uçuklatan artış nasıl açıklanabilir ki? Türkiye’de ilk koronavirüs vakalarının görülmeye başlandığı Mart 2020’de hesabında 1 milyon lira ve üzeri para olanların sayısı 246 bin 136 iken, bu yılın aynı döneminde bu sayı 85 bin 958 kişilik artışla 332 bin 94 kişiye fırladı. Kısa sürede nereden geldi bu zenginlik?
Dünya Bankası’nın 27 Nisan 2021 tarihinde yayınlanan Türkiye Ekonomik İzleme Raporu’a göre, “2019 yılında yüzde 10.2 olan yoksulluk oranının 2020 yılında yüzde 12.2’ye yüksekliği” tahmin ediliyor. Dahası yoksullukta pandemi öncesi seviye dünüşte zor olacak.
Bu raporun somut haline gelince 2002-2019 yılları arasında geçim sıkıntısı sebebiyle 5 bin 806 kişi intihar etmiş! Geçtiğimiz günlerde yine peş peşe intihar haberleri geldi. Geçim sıkıntısının altında düşük ücret ve işsizlik var. Almış başını gidiyor. En somut örneği inşaat mühendisleri… İMO’nun raporuna göre bu iş kolunda her on mühendisten üçü işsiz (yüzde 28,2). Düşünsenize AKP iktidarının gözü gibi baktığı inşaat sektöründe mühendis iş bulamıyor. Cumhurbaşkanlığı 2020 Yıllık Programı’na göre toplam 16 milyon 831 bin 210 kişi, aldığı sosyal yardımlarla ayakta durabiliyor. Ama aynı ülkede milyoner sayısı da servetleri de hızla artabiliyor. Tam da bayramlık bir durum!