Hüseyin Deniz
Dokuz günlük bayramla birlikte yurttaşlar iki yıllık bir kapanmadan zincirlerinden boşanırcasına kaçarken, bu kaçışla birlikte artan tüketim özellikle küçük yerleşim yerlerindeki esnafa biraz da olsa nefes aldırdı.
Sonunda bayram bitti, geçim derdi yeniden öncelik kazandı. Pandemi soslu krizin yol açtığı işsizlik ve döviz kurlarındaki artışın da hızlandırdığı yeni zamlar kapıda, toplumun önemli bir kesimi pahalılık nedeniyle oldukça kaygılı. Okulların açılışı da ayrı bir dert.
Her ne kadar ekonomide ve gelirde büyüme olduğu yönünde açıklamalar gelse de aslan payının zengin kesime gittiğinden şüphe yok. Merkez Bankası Eski Başkanı Durmuş Yılmaz’ın ikinci çeyrekte yüzde 15-20 büyüme olsa da işsizlik ve yoksulluk rakamlarında değişme olmayacak yönündeki açıklaması da bu durumu destekliyor.
Bu krizin en somut sonuçlarına dair bir veri de Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’ndan (TESK) geldi. TESK Sicil Gazetesi’ne göre mayıs ayında sicilden ve meslekten terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı 3 bin 893 olurken, haziranda bu rakam yüzde 94’lük artışla 7 bin 568’e ulaştı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise yaptığı yazılı açıklamada, “16 aydır aç kapa yapılan, sadaka verilir gibi 3 ila 5 bin lira hibe desteği verilen, Bağ-Kur primini dahi karşılayamayan, kredilerle iyice borca batan esnaf, açılsa dahi biriken borçları nedeniyle ayakta durmakta zorlanıyor” ifadesini kullandı.
Ek olarak Türkiye’de her 100 KOBİ’nin 84’ünün bankalara borcunun bulunduğunu da bildirdi.
Bu durum sadece esnafla sınırla değil, yanında çalışan binlerce kişi için de işsiz kalmak anlamına geliyor. Suriye, Afganistan başta olmak üzere çevre ülkelerden gelen göçmenlerin sağladığı ucuz iş gücü göz önüne alınırsa işsizlik daha da korkutucu boyutta. AKP’li Özhaseki’nin göçmen işçilerin yerli ekonomiye katkı sağladığı yönündeki sözleri bu açıdan önemli. “Yabancı” emek ile rekabet sadece iş bulmayı değil, ücret artışını da zorlaştıracak.
Kamu çalışanlarının TİS görüşmeleri bu durumu somutlayacak.
Bu arada, krizin etkisini azaltmak ve ekonomi tekerini döndürmek için üç kamu bankası, düşük faizle kredi verme kararı aldı. Bunun bir nedeni alınan kredilerin ödenmesinden yaşanan sıkıntılar. Nitekim bankaların takipteki alacak miktarındaki artış devam ediyor. Bu durum uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, varlık risklerinin en fazla artması beklenen ‘gelişen ülke’ olarak Nijerya ile birlikte Türkiye’nin de adını zikrediyor.
The Economist ise McDonalds ürünü Big Mac’in farklı ülkelerdeki satış fiyatını ABD’deki fiyatıyla yaptığı karşılaştırmada Türk lirasının yüzde 58.7 değersiz olduğu sonucuna ulaştı.
Tüm bunlara yol açan iktidarın izlediği siyasetin dışarıda da sıkışacağına dair yeni işaretler geldi. ABD’nin Irak’tan çekilme kararı, Suriye konusunda ABD-Rusya yakınlaşması ile Tunus’ta Müslüman Kardeşler’i siyasetten dışlayan, meclisin askıya alınması öne çıkanlar.