Cumhur İttifakı’na dayalı AKP iktidarı’nın Anayasa ve yasaları ihlal ederek hukuksuz idari bir yaptırımla yeniden kayyum ataması, öncelikle iktidarın meşruiyet sınırını sorgulamamızı gerektiriyor. Siyasal iktidarın yaptırımlarının birey ve toplum nezdinde kabul görmesinin tek dayanağı meşruiyettir. Siyaset, devlet, iktidar ve egemenlik ilişkilerinin temelinde bu meşruiyet bulunmaktadır.
Siyaset bilimine göre meşruiyet, hem toplumun hem de siyasal iktidarın bağlı kaldığı bir üst sözleşme niteliğindedir. Her iki alanın karşılıklı rızası üzerinden oluşmakta, ancak siyasal iktidarın var oluşunu esas olarak güç belirlediğinden, bu durum iktidar ve toplum arasındaki ilişkilerle eşitsiz bir durum yaratmaktadır. İktidar kendi gücüne dayanarak her durumda toplumla ilişkiyi tek taraflılığa dönüştürebilir. Her zaman güçlü konumda olan ve güce dayanan siyasal iktidar, güçsüz olan ve itaate dayandırdığı toplumdan kendi gücünü onamasını ve bu güç eşitsizliğine rıza göstermesini ister.
Güç tek başına siyasal iktidarın egemenlik şartı değildir. Güç, siyasal iktidarın var oluşunu sağlarken, siyasal iktidarın temel sorunu olan sürekliliğini bu eşitsiz güç ilişkilerine dayandırır. Toplum, siyasal iktidara rıza gösteren durumda olduğundan, siyasal iktidarın topluma yüklemiş olduğu “rıza” etken değil edilgen, belirleyici değil, belirlenen durumdadır. Bu bakımdan iktidar her zaman rıza gösterilenlere aittir. Toplumun kendi meşruiyet ilkesi kendinin belirlediği adalet, eşitlik ve özgürlüktür. Ancak siyasal iktidarın topluma tahakküm edebilme gücü, toplumsal alanın bu isterlerini yok sayma veya biat etmeye zorlama imkanı vermektedir.
Bir ülkede iktidarın meşruiyet sınırı demokrasinin niteliğini gösterir. Biçimsel demokrasilerde gerçek olmayan ve sadece kağıt üzerinde var olan temel hak ve özgürlükler ya sınırlanır ya da ortadan kaldırılır. Bu bağlamda periyodik olarak seçimlerin yapılıyor olması, demokrasinin geçerli olduğu anlamına gelmez. Sadece biçimsel olmayan demokrasilerde anayasal demokratik hak ve özgürlükler ayrımsız olarak kullanılabilir. Düşünceyi açıklama, örgütlenme, toplantı yapma, hak arama gibi yaşamsal demokratik hak ve özgürlükler iktidar tarafından sınırlanıyorsa; bundan dolayı aydınlar, yazarlar, gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler, öğrenciler, milletvekilleri, meslek örgütü yöneticileri baskı altına alınıyor, yargılanıyor ve cezaevlerine dolduruluyorsa, o ülkede demokrasiden söz edilemez.
Meşruiyet krizleri veya meşruiyet bozumu durumu, siyasal iktidar ve meşruiyet arasındaki ikilemden kaynaklanmaktadır. Siyasal iktidarın meşruiyete, toplumsal rızanın güce teslim oluşu ona boyun eğişi anlamına gelmektedir. Toplumun değil, sadece iktidarın geleceğini ve egemenlerin çıkarlarını ilgilendiren “beka sorunu” için sürekli olarak iktidarı destekleyen, kritik dönemeçlerde onunla uzlaşan muhalefet partilerinin siyaset tarzını “müesses nizam” savunuculuğu belirlemektedir. Bu bakımdan “bana dokunmayan bin yaşasın” mantığıyla iktidarın antidemokratik yaptırımlarını koşulsuz destekleyen ve iktidarın yolundan giden CHP muhalefeti tipik bir örnek oluşturmaktadır.
İktidar hedefiyle değil, müzmin muhalefet göreviyle CHP’nin genel başkanlığını yapan Kılıçdaroğlu’nun kayyum atamalarına karşı yapılan protestolar için, “Bu tür olaylar yaşanınca sokağa çıkmak, protesto etmek gibi durumları doğru bulmuyoruz. Biz milletin ferasetine güveniyoruz. İstanbul’da da aynı şeyi bize yaptılar. ‘Ya sokağa çıkın ya boykot edin’ dediler. İkisini de yapmadık Halkın ferasetine güvendik ve gördük” demesi, demokratik siyasetten ve demokrasiden hiç nasibini olmadığını gösteriyor. “Halkın ferasetine güvenmek” sözü ise, bir siyasal parti liderinden çok, bir medyumun geleceği okumasını andırıyor.
TDK sözlüğüne göre feraset, “anlayış, seziş, sezgi” demektir. Bu tavır, siyasette el yordamıyla yol almaktır. HDP’liler, sizin ferasetinize göre değil, AKP iktidarını geriletmek için siyasal bir tutumla CHP’ye oy verdi. Sizin hayal bile edemeyeceğiniz bir seçim sonucun katkıda bulundu. HDP’lilerin desteğini ne çabuk unuttunuz? Tank paleti de neyin nesi Kılıçdaroğlu? Batsın bu ferasetiniz!