Federe Kürdistan Bölgesi’nde devam eden operasyonlarda Türkiye’nin kimyasal silah kullanmasını değerlendiren gazeteci Frederike Geerdink, Avrupa’nın Türkiye’nin mülteci kozundan korktuğu için göz yumduğunu söyledi
Türkiye’nin KDP işbirliği ile Federe Kürdistan Bölgesi’nde devam eden operasyonlarda kimyasal kullanımına yönelik , iktidar cephesinden yalanlama gelse de uzman ve doktorların görüşleri kimyasal kullanıldığı yönünde.
17 Nisan’da başlayan ve Zap, Metîna ve Avaşî gibi geniş bir bölgeyi kapsayan operasyonlarda HGP tarafından yapılan açıklamada son üç ay da kimyasal silahla 17 HPG ve YJA STAR üyesi hayatını kaybetti. Son olarak HPG tarafından kimyasal silahtan etkilendiği belirtilen ik HGP ve YJA STAR üyesinin görüntüleri yayınlandı. Kimyasal silah kullanımına dair tepki eylemleri devam ederken, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) konuya dair sessizliğini koruyor.
Mekanizmalar yetersiz
Uzun yılılardır bölgede çalışan ve PKK üzerine yazı ve incelemeleri olan gazeteci Frederike Geerdink JINNEWS’ten Melek Avcı’ya konuya dair değerlendirmelerde bulundu. Yayınlanan görüntülere dair konuşan Geerdink, yaşananları anlayabilmek için bölgede detaylı bir incelemenin yapılması gerektiğini belirterek, diğer yandan kullanıldığı belirtilen beyaz fosforun doğrudan sivillere karşı kullanılmadığı sürece kimyasal silah olarak kabul edilmediğini ve bunun da ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirtti.
Geerdink, “ Uluslararası mekanizmaların ‘uygun’ olmaması ve gerçekten araştırmak için yeterli olmaması çok kötü. Çünkü gerçekliği öğrenmek için kapsamlı bir araştırma gerekiyor, ancak bunun olmasını sağlamak çok zor” dedi.
İçinden çıkılmaz bir durum
Kimyasal silahlara karşı imzalanan sözleşmenin üye devletler başvurduğunda uygulandığına değinen Geerdink, Federe Kürdistan Bölgesi’nde araştırma yapılması için hiçbir taraf devletin başvurmadığına işaret etti.
Geerdink, “OPCW’ye göre Türkiye kimyasal silaha sahip değil ve bu çok çarpık bir şey. Birkaç ay önce buradan Hollanda ile faks üzerinden örgütle konuştum ve onlar da bu durum hakkında çok şey biliyorlar ve şunu dediler, ‘Türkiye gibi bir ülkenin gizlice kimyasal silaha sahip olması o kadar kolay değil. Bunu kontrol etmek için her türlü mekanizma var.’ Bununla ilgili detayları bilmiyorum ama sözleşmeye ve Türkiye’nin dediğine göre Türkiye’nin kimyasal silahı bile yok. Ne yapabiliriz ki? Türkiye kimyasal silah kullanıyor desek de OPCW reddedebilir ve Türkiye de ‘Bizde kimyasal silah yok’ diyebilir. Türkiye konunun içine girmiyor bile. Çünkü sözleşmeye göre onlar da kimyasal silah yok. Yani, tamamen işin içinden çıkılmaz bir durum” dedi.
KDP de Türkiye de izin vermez
Türkiye’nin saldırılarına ilişkin de konuşan Geerdink, “Batılı ülkeler Türkiye ile dost olmak istiyor ne diyebilirim? Türkiye’ye çok ‘ihtiyaçları’ var. Dolayısıyla Türkiye’nin savaş suçu işlemesine engel olmak için hiçbir şey yapmayacaklardır” dedi.
Sivillere yönelik saldırıların savaş suçu olduğunu kaydeden Geerdink, “Bunu Esad’ın gerçekten kimyasal silah kullandığı zamanlarda da gördük. Obama o sırada bunun kırmızı çizgileri olduğunu söylemiş, ancak bu konuda harekete geçmemişti. Yani tüm dünyanın sevmediği bir diktatör olsa bile Batı harekete geçmez, hepsinin Türkiye ile bağları var. Türkiye bir NATO üyesi. Türkiye’nin ülkede tutuğu çok sayıda Suriyeli mülteci var ve Avrupa mültecilerden çok korkuyor, çok fazla İslamofobi ve ırkçılık söz konusu. Ülkelerinde daha fazla mülteci istemiyorlar, bu yüzden Erdoğan’a o kadar çok ihtiyaçları var ki Türkiye’yi savaş suçlarından sorumlu tutmayacaklardır” tespitinde bulundu.
Saldırılarda özellikle sivillerin hedef alınmasına değinen Geerdink, “Ülkelerimiz ve Avrupa uluslararası ilişkiler konusunda Türkiye’den hesap soramayacak kadar Türkiye’ye bağımlı. Yani kimse sivilleri korumuyor” diyerek KDP’nin kimyasal silah kullanımının araştırılmasına engel olmasına dair ise “KDP araştırmaya izin verse bile Türkiye, insanların araştırma yapmak için savaş bölgesine bu kadar yaklaşmasına izin vermez çünkü Türkiye harekâtı durdurmayacağı için oraya gidip kontrol etmek çok tehlikeli olacaktır” dedi.
Çözüm müzakere ile olur
Yıllardır süregelen sorunun sınır ötesi operasyonlarla değil müzakere masasında çözüleceğine işaret eden Geerdink, “ABD veya Avrupa ülkeleri, Türkiye üzerinde etkileri olan ülkeler, eğer yapabilirlerse bunu kullanmalı, çünkü eninde sonunda bunun kimyasal silah kullanımıyla değil müzakere masasında çözülmesi gerekiyor. Kürt sorunu çözülmelidir. Bir de Türkiye’ye savaşı durdurmak için gerçek bir baskı olacaksa, PKK ile konuşmak, Öcalan’la konuşmak ve Kürt sorununu gerçekten çözmek o kadar da zor değil. Kürt sorununu çözmek, OPCW’yi bu soruna dahil etmekten daha kolay. O halde, Türkiye’nin müzakere masasına oturması ve Türkiye’ye Kürt sorununu çözmesi için gerçek bir baskı yapılmalıdır” diye belirtti.
ANKARA