Yazıma başlık atmak için çok düşündüm ama o kadar çok olay var ki onun için böyle bir başlık seçtim. Hükümetin EYT ve asgari ücret konusundaki sorunları halen çözülmüş değil. Seçim dönemine girildiği için bu ücretlerin artması bir nevi “yasal rüşvet “olacaktır. Bugüne kadar hiçbir ekonomik iyileştirmenin halka faydası olmamıştır. Ne zamanki ücretler arttı o zaman zamlar da geldi. Halk alım gücünden yoksun edildi. Hele bugünlerde kasanın boş olduğu ortadayken nasıl maaşlara zam yapılacak merak konusu. Ülkede tuhaf bir ekonomik para dolaşımı var, sonu ne olur tahmin etmek güç. Bu yazımı yazarken asgari ücret 8500 tl olarak açıklandı.
Dedim ya başlık atmak zor diye, onun için kısa kısa görüşlerimi kaleme almaya karar verdim. Seçim dediğimiz zaman bilhassa Kürdistan’da en büyük sorun sandıkların korunması. Toplu oy kullanmalarından tutun da güvenlik güçlerinin iktidarın temsilcileri olarak görev yapmaları demokratik bir seçimin olmasını engelliyor. Bu durum kim iktidardaysa Kürt partisinin oylarını düşürmek istemelerinden kaynaklanıyor. Eski bir içişleri bakanı olarak Akşener’in korucuları mı yoksa Erdoğan’ın korucuları mı etkin olacak? Ağar ve Çiller Erdoğan’a destek veriyorlar, acaba Akşener’e karşı bir tutum içinde olurlar mı? Ne de olsa eski parti arkadaşlıkları var. Eğer onlarla beraber ise 6’lı masanın bir anlamı da olmaz. Can Yücel’in dediği gibi “bizim buralarda faşiste faşist denir.”
Saraçhane’de çok önemli bir fırsat vardı demokrasi ve barış için. Ama bu fırsatı kaçırdılar. Şu gayet net bir şekilde açık; HDP’siz seçimde kaybedeceksiniz. Hesaplar ortada. AKP, HDP oyları için her türlü kılığa girmeye hazır bir şekilde adım atmaya çalışıyor. Aynı zamanda 6’lı masadan uzak tutmak için de bazı taktikler içerisinde. 6’lı masa Kürtler konusunda ketum davranıyor. Adeta herkes günü kurtarma derdinde. Oysa demokrasi, eşit yurttaşlık, hak ve özgürlükler, ana dilde eğitim, İstanbul sözleşmesi… gibi konularda net tavır almaları gerekir. 2023 seçimlerinin hayati bir seçim olacağını söyleyen muhalefet partilerine uyarı yapmak gerekir. Gerçekleri görün ve adımlarınızı ona göre atın.
HDP’nin kapatılması her an için gerçekleşebilir. Bu ülkenin bitmeyen, usanmayan tekrarları. Bunun pratiklerini sergilemeye başladılar bile. Kürtlerin müziğine tahammül edemeyenler siyasi partilerine nasıl tahammül edecek? Bu konuda Kürtler bizim kardeşimizdir, diyen hangi siyasi parti olursa olsun kocaman bir yalan söylüyordur. MKM’nin konserini engellemekle, Ferhat Encu’ya küfür edip tokat atmakla, HDP eş başkanı Mithat Sancar’ın Kadıköy ilçe teşkilatına girmesini engellemekle Kürtleri yıldıramaz, korkutamazsınız. HDP’nin Meclis’in 3. büyük partisi olarak hak ettiği hazine yardımını keserek yok edemezsiniz. Yanıldınız, yanılıyorsunuz. Geçmişten hiç ders almadığınızın kanıtları olarak başarısız bir siyaset uyguladığınız tarih sayfalarına yazılacaktır.
Her seçim dönemindeki en önemli kart “Kürt” kartıdır. Rojava’ya saldırı ülke bekası için değildir, kendi bekası içindir. Savaş iç politika için kullanılan bir kozdur. “Öfkeli çocuklar, Kobani düştü düşecek, iki füze atar bahane yaratırız,” daha sayılabilecek birçok neden var. “Eğer biz kaybedersek ülke kaybeder” demek korkunun ifadesidir. Biz ne kazandık ki kaybedelim.
Sorunlarla dolu bir yılı daha geride bırakıyoruz. İyi seneler.