Yazar Fikret Başkaya hakkında ‘örgüt propagandası yapmak’ iddiasıyla açılan davada beraat kararı verildi
Gazetemizin yazarlarından Fikret Başkaya hakkında kurucusu olduğu Özgür Üniversite’nin internet sitesinde 2016 yılında yayımlanan “Asıl Terör Devlet Terörüdür” başlıklı yazısı nedeniyle açılan davanın karar duruşması Ankara 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılanan Başkaya hakkında mahkeme heyeti beraat kararı verdi. Başkaya’nın savunması ardından söz alan avukatı Levent Kanat, “Soruşturma ve kovuşturma sürecinde yaşanan hukuksuzlukları daha önceki duruşmalarda anlatmıştık. İddia makamının bu dikkate almadığını gördük” dedi.
‘Beraat talep ediyorum’
Başkaya’ya “PKK ve KCK nedir?” şeklinde sorular yöneltildiğini belirten Kanat, “İddianamede kolluk güçleri yapılan incelemede Başkaya’nın sosyal medya hesaplarından suç örgütüne rastlanılmadığını vurgulamıştır. Fikret Başkaya’nın sol örgütlerle ilişkisine ilişkin için ise ‘teyide muhtaç’ bilgidir, şeklinde yorum yapıyor. Böyle bir delil olur mu? Bunlar olmasına rağmen iddia makamı ceza talep edebilmektedir. İddia makamı kolluğun tuttuğu tutanakları esas almış. Yazı, düşünce açıklamasıdır. Soyut devlet olgusunun şiddetine yönelik bir analizdir. Devlet olgusunun şiddet potansiyelini örneklemlerle anlatmıştır. Yazının bütünü açık bir şekilde ortada iken iddia makamı sadece örneklem üzerinden cezalandırmayı esas almıştır” ifadelerini kullandı. Av. Kanat, Avrupa İnsan Haklarına Mahkemesi (AİHM) kararlarına dikkat çekerek, “Düşünce özgürlüğünü koruyan bir karar vermenizi bekliyorum. Beraat talep ediyorum” dedi.
‘TMK anayasaya aykırı’
İHD Eş Genel Başkanı ve avukat Öztürk Türkdoğan da, TMK’nin (Terörle Mücadele Kanunu) Anayasa aykırı olduğunu belirterek, “TMK, 12 Nisan 1991 yılında yayımlanmış ve bugüne kadar 54 kez değiştirilmiş. Bu kanun yürürlüğüne girildiğinden bu yana bu kanunun değiştirilmesine dair görüş bildiriyoruz ancak dikkate alınmadık. Ama bizler hem anlatmaya hem de mahkemelerde dile getirmeye devam edeceğiz” diye belirtti. Çözüm süreci döneminde suç olmayan pek çok şeyin şimdi suç sayıldığını belirten Türkdoğan, “Devlet şiddete dayalı olarak sorunları çözmek istiyor ama kanunlar değişmediği halde aynı sözler şimdi suç olarak tanımlanıyor ve cezalandırılıyor. Türkiye’de sıkıyönetim yaşanamadı mı? O dönemde uygulanan devlet şiddetini kim savunabilir? Anayasaya aykırılık başvuru su yapılmasını ve müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini istiyoruz” dedi. Avukat Yusuf Alataş ise, “Biz çok şeyle karşılaştık. Yargını araç olarak kullanıldığı dönemlerde de vicdani ve adalet düşüncesiyle karar veren yargıçlara da tanık olduk. Sizin omzunuzda ciddi bir sorumluluk var. Siz verdiğiniz kararla kişilik haklarına, düşünce özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne nasıl baktığınızı ortaya koyacaksınız” diye savunma yaptı.
Beraat kararı
Son sözü sorulan Başkaya, “Maruzatım yoktur” dedi. Duruşmaya verilen ara ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Başkaya’ya “örgüt propagandası yapmak” gerekçesiyle açılan davada suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek, beraat kararı verildi.
‘Düşünce özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz’
Başkaya, duruşmanın ardından Adliye önünde yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Yanlış açılmış bir davaydı. Hakkımda dava açmak için savcı soruşturması bile yapılmadı. Savcı ifademi almadan dava açıldı. Bu iş baştan itibaren gayri ciddiydi. Biz düşünce özgürlüğünü her zaman ikircikli olmayan bir tarzda savunmaya devam edeceğiz. Doğru bildiklerimizi her zaman söylemeye devam edeceğiz. Tabi gerçeği söylemenin beledini de ödemeye her zaman hazır olduğumuzu buradan ilan ediyorum. Bu tür davaların artık sonu gelmelidir. İş tamamen şirazesinden çıkmış bulunuyor.”