İmralı’daki tecridin devam ettiğini belirten HDP’li Başaran, İmralı’ya bağımsız bir sağlık heyetinin gitmesi gerektiğini belirterek, CPT’ye sorumluluğunu yerine getirme çağrısı yaptı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası Yüksek Güvenlik F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 21 yıl sonra kardeşi Mehmet Öcalan’la telefonla yaptığı görüşmeyi, Öcalan’ın mesaj ve uyarılarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Başaran, 27 Nisan’da Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nda gerçekleşen görüşme için “Olağan bir durumun olağanüstü bir halde yapılması” sözleriyle yorumladı.
Öcalan ile yapılmak istenen ve kısmen gerçekleştirilen görüşmelerin hukukla yorumlanacak bir biçimde yürümediğini kaydeden Başaran, her tutuklu ve hükümlünün yasal olarak ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkının bulunduğuna işaret ederek, Öcalan’ın 21 yıldır bu hakkını kullanamadığının altını çizdi.
Öcalan ile yapılan son görüşme biçiminin hukukla tanımlanacak bir yanının olmadığını vurgulayan Başaran, “Olması gereken, kişinin verdiği bir numara ile ailesine ulaşabilme sisteminin kurulması idi. Sayın Öcalan’ın 21 yıldır hukuksuz bir biçimde ailesiyle telefon aracılığıyla görüşmesi engelleniyor. Bu iktidarın, Sayın Öcalan’a ve Kürt sorununa yaklaşımıyla bağlantılı bir mesele; tecrit ve tecridin yürütülüş biçimiyle alakalı” dedi.
‘Görüşme devam etmeli’
Pandemi süreciyle birlikte Öcalan’ın da diğer tutuklular gibi haftada 20 dakikalık telefon görüşme hakkını kullanması gerektiğini, bu görüşmenin savcılığın gözetiminde değil, kişi hayatının gizlilik hakları da gözetilerek yapılmasının gerekliliğine değinen Başaran, iktidarın İmralı Cezaevi’ne yaklaşımının farklı olduğunu, bu yaklaşımın politik sürece ve konjonktüre göre değişiklik gösterdiğini belirtti.
Öcalan ile zaman zaman görüşmelerin sağlandığını ancak tecridin ağır bir şekilde devam ettiğini söyleyen Başaran, “Son telefon görüşmesinin olması sevindirici, haber almak iyi ancak yeterli değil. Yeterli olmayacak. Önümüzdeki süreç açısından da hukukun uygulanacağı bir mekanizmayla devam ettirilmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
‘Sağlık heyeti gitmeli’
İmralı Cezaevi’nin iklim koşullarından kaynaklı, Öcalan ve diğer tutukluların yüksek risk altında olduklarını belirten Başaran, “Ölümle yüz yüze bırakılıyorlar. Türkiye idam yasasını yasal yollardan kaldırıp fiili bir uygulama haline getirdi. Bu yaklaşımın tehlikeli olduğunu belirtmek istiyoruz” diye konuştu. Başaran, Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin bir an önce sona ermesi ve cezaevine bağımsız bir sağlık heyetinin gidip, salık kontrollerinin rutin bir şekilde yapılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
CPT ve BM sorumlu
İmralı Cezaevi’nde kalan tutukluların sağlık açısından yaşayacakları herhangi bir olumsuzluktan Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) birinci derecede sorumlu olduğunu vurgulayan Başaran, ayrıca Türkiye’nin birçok uluslararası sözleşmelere imza atması açısından da birçok ülkenin bu konuda ortak sorumlulukları bulunduğunu söyledi.
Avrupa Konseyi, CPT ve Birleşmiş Milletlere (BM) çağrıda bulunan Başaran, “Tecridi kınama ve kabul etmemeye dönük açıklamalar sonuç alıcı olmamaktadır. Bu konuda adım atmalılar ve tecridin kaldırılması, Türkiye’nin yürüttüğü bu siyasetin karşısında daha sonuç alıcı tedbirlere başvurmaları gerekir” dedi.
Ulusal birlik
Başaran, Öcalan’ın telefon görüşmesinde Kürt birliğinin önemine değindiğini ve verdiği mesajlardan da anlaşıldığı üzere ön açıcı bir rol üstlendiğini belirterek, şöyle devam etti: “Özellikle bugün dönemsel bazı kazanımlar üzerine yüz yıllık kazanımları berhava etme eğilimi içerisinde olan Güney güçlerinin bunu çok yakinen takip etmesi gerekiyor” dedi.
Kürtlerin büyük kazanımın eşiğinde olduğunu kaydeden Başaran, “Bu yüzyılda Kürtler ya kendilerini özgürleştirerek, statü elde ettikleri bir yüzyıl inşa edecekler, 4 parçanın bir ruhta birleştiği özgürlük yüzyılı haline getirecekler; ya da statüsüz, sömürge devletlerarasında paylaştırılmış, tarihi yok edilen, kendini geleceğe taşıyamayan bir halk olarak kalacak” sözlerini kullanarak ulusal birliğin önemine vurgu yaptı.
DİYARBAKIR