HDP Batman Milletvekili Ayşe Başaran, AİHM’in PKK Lideri Abdullah Öcalan aleyhine verdiği kararın tecridi derinleştirip, toplumun bu yöndeki kaygılarını arttırdığını ifade etti. Başaran, “AİHM kararı, toplumda kaygıların artmasının önünü açmıştır” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik “işkence ve kötü muameleye” dair avukatlarının 2010 yılında yaptığı başvurunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından reddedilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Öcalan üzerinde ağırlaşan tecridi, avukat ve ailesiyle görüştürülmemesini ve AİHM kararını Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever ve Berivan Altan’a değerlendirdi.
Başaran, AİHM kararının yapılan muhtemel pazarlıklar sonucu verildiğini söyledi. Başaran, “Türkiye’de uzun süredir özellikle son üç yıldır benzer durumlarla karşılaşıyorduk. Ama AİHM’in bu kadar aleni politik kararlar verdiği bir süreç tarihte görülmemiştir. Karar, zamanlama olarak da üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken bir durum. AİHM’in kararından önce Öcalan’ın ailesi görüşme başvurusu yapmıştı. Her zaman çeşitli bahanelerle engellenen bu görüşme başvuruları bu kez bir disiplin cezası gerekçe gösterilerek engellendi. İktidarın politik saiklerle almış olduğunu düşündüğümüz politik bir disiplin cezası da gündeme geldi. Hem AİHM kararı hem de bu disiplin cezası kararı birbirinden ayrı ve bağımsız ele alınamayacağını düşünüyorum” dedi.
‘Ortadoğu’da iki ideolojinin savaşı yürütülüyor’
Öcalan’a ilişkin hem iç hukukta hem de uluslararası hukukta verilen kararları, Öcalan’ın 15 Şubat 1999 yılında Türkiye’ye getirildiği “komplo” süreci benzeten Başaran, şunları söyledi:
“Bir tarafta AKP iktidarı ve ortağı MHP, Türkiye gladiosu ve bununla beraber uluslararası güçlerin ortaklaştığı tekçi, inkarcı, yok sayan, imhacı bir sistemin temsilcileri bir taraftan da Sayın Öcalan şahsında Ortadoğu’da, Kürdistan’da ortaya çıkan bir paradigmanın çatışmasının bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Bugün Türkiye’de, Ortadoğu’da ve Kürdistan’da derin bir bunalım hali varsa, hem ekonomik bunalım, hem çatışma zeminlerinin her gün biraz daha derinleşmesi, kadın üzerindeki katliamların ve tacizlerin derinleşmesi, erkek egemen bakış açısının bu kadar yükselmesini Sayın Öcalan üzerindeki bu tecritten bağımsız değerlendirmemiştik. Çünkü bugün bir taraftan Ortadoğu’da vekalet savaşları yürütülürken bir taraftan da iki ideolojinin savaşı yürütülüyor.”
‘Öcalan Ortadoğu’daki dengeleri değiştirecek bir bakış açısına sahip’
Başaran, Ortadoğu’da uluslararası güçlerin dahil olduğu savaş sürecinde Öcalan’ın çözüm gücü olduğunu hatırlatarak, Öcalan’a dönük AİHM kararı ile birlikte çözüm gücünün susturulmaya çalışıldığını ifade etti. Başaran, bu konuda “Bugün Sayın Öcalan’ın bir sözü sadece halk üzerinde etki etmeyecek ya da Türkiye’deki, Kürdistan’daki dengeleri değiştirmeyecek. Ortadoğu’daki dengeleri değiştirebilecek bir güçte bir bakış açısına sahip” ifadelerini kullandı.
‘Tecrit derhal kaldırılmalı’
Öcalan’a dönük ağırlaştırılan tecride dönük hükümete ve başta CPT olmak üzere uluslararası kuruluşlara yaptıkları çağrıların karşılıksız kaldığını ifade eden Başaran, son olarak şunları söyledi: “Bu tecrit derhal kaldırılmalı hatta Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşturulmalıdır. Tecritle beraber derinleşen bu savaş ortamından sadece Kürtler zarar görmeyecek, Ortadoğu ve bütün halkların bu atmosferden zarar göreceği bilinmelidir. AİHM kararı, toplumda kaygıların artmasının önünü açmıştır.”