Şirnex’te bir uzman çavuşun bir kadını taciz etmesine ilişkin konuşan Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan, sınır tanımayan bir dayanışmayı savunduklarını vurgulayarak, ‘Şırnak’taki kadınların maruz kaldığı hak ihlalini eğer hissedemiyorsak bizim mücadelemizi sorgulamamız gerekiyor’ dedi
Yıllardır özel savaş politikalarının pilot bölgesi haline getirilen Şirnex (Şırnak) iktidar tarafından üniformalı faillerinin üssü olarak kullanılmaya çalışılıyor. Tüm ülkenin gündeminde yer alan İpek Er, Gülistan Doku bu politika sonucunda kaybettirilen ve katledilen kadınlardan sadece ikisiyken halk artık Kurdistan’da bu politikalara geçit vermeyerek özsavunmasını gerçekleştiriyor.
Bu politikaların boşa düşürüldüğünü Şirnex’te 12 Nisan günü uzman çavuşun bir kadını taciz etmesi üzerine çevrede bulunan halkın gerçekleştirdiği özsavunma ile ortaya çıktı. Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan Şirnex’te ortaya çıkan özsavunmaya ve bundan sonraki süreçte kadınların ne yapması gerektiğine ilişkin konuştu.
‘Sınır tanımayan bir dayanışmayı savunuyoruz’
Kurdistan kentlerinden başlayıp Türkiye kentlerine yayılan özel savaş politikalarının cezasızlık politikalarıyla derinleştirdiğine dikkat çeken Başalan, “Yıllardır özel savaşa karşı mücadele veriyoruz. Ancak mücadeleye karşılık sesimizin çok duyulduğunu düşünmüyorum. Birçok kampanya yaptık, katledilen kadınlar için sokaklara çıktık, Gülistan Doku, İpek Er ve sayamayacağımız birçok kadın arkadaşımız aramızda değil. Biz sınır tanımayan bir dayanışmayı savunuyoruz onun için sadece İstanbul’daki kadınlardan sorumlu değiliz. Bütün kadınların yaşam alanlarını, özgürlük alanlarını savunuyoruz. Diyarbakır’da, Batman’da, Şırnak’ta olan hak ihlali için kadın örgüt olarak, insan hakları savunucusu olarak mücadele ediyoruz. Şırnak’ta yaşanan aslında bir neden sonuç ilişkisidir. Bugüne nasıl gelindi? Sorusunu sormak gerekir” diye vurguladı.
‘Şırnak’taki kadınların uğradığı hak ihlallerini hissetmeliyiz’
“Şiddeti savunan ve meşrulaştıran bir yerde değiliz. Kadınların yaşam hakkından, söz kurma hakkından bahsediyoruz” diyen Başalan, “Kadınlar yıllardır sadece üniforması olduğu için birçok erkek tarafından taciz edildi, istismara maruz kaldı” dedi.
Birçok kadının dava açığını ve bazılarının da şuan hayatta olmadığını ifade eden Başalan, “Bu coğrafyada adalet varsa herkes için işlemeli. Üniformalı diye birileri korunacaksa katledilen, taciz edilen kadınların hakları ne olacak. O yüzden özel savaşa karşı İstanbul’da da ses olmalı, mücadelesi yürütülmeli, buradaki kadınlarında derdi olmalı. Şırnak’taki kadınların maruz kaldığı hak ihlalini ve şiddeti hissetmeliyiz eğer hissedemiyorsak bizim mücadelemizi sorgulamamız gerekiyor” dedi.
‘Kayyım özel savaşı derinleştirdi’
Özel savaş politikasının son süreçte Kurdistan’da derinleştirilmesinin en önemli sebebinin kayyım politikaları olduğunun altını çizen Başalan, şu ifadeleri kullandı:
“Belediyeler HDP’de olduğunda kadın kazanımları vardı, başvuru mekanizmaları fazlaydı, anadilde hizmet vardı ve en önemlisi kadın bakış açısı vardı. Kayyım politikalarının kurumsallaşması ile birlikte özel savaş yaygınlaştı. O süreçlerde kadın dayanışmasını ve kadın örgütlenmemizi büyüttük ve resmi başvuru mekanizmalarımızı oluşturduk. Ortaya çıkan durum bir günde gelişmedi. Kentte uzun süredir psikolojik bir şiddet uygulanıyor. Öldürülen kadınların öfkesi herkeste hakim. Kadınlar bugün sokakta kendisini güvende hissetmiyorsa yetkililerin çıkıp buna karşı özeleştiri vermesi gerekir. Kimse kendisini güvende hissetmiyor. Bizlerde tüm bunlara karşı kadınların kendilerini rahat hissettiği ve yasaların herkesi için aynı işlendiği bir Diyarbakır, Şırnak, Van için mücadele edeceğiz.”
‘Yaşam hakkı için özsavunma yapılıyor’
Şirnex’te halkın gerçekleştirdiği özsavunmanın çarpıtırılmaya linç girişimi olarak gösterilmesine de değinen Başalan, yaşamda her canlının var olmak için özsavunmasını gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı. Başalan, “Özsavunma kişi için yaşadığı alan korumak adına uyguladığı bir mekanizmadır. Haksız bir durum ile karşı karşıya kaldıysanız kendinizi savunmaktan başka yolunuz yoktur. Kadınlar artık hayır demenin kendi hakkı olduğunu biliyor. Özsavunmayı direk şiddete çeken bir sistem ile karşı karşıyayız. Yandaş basın özsavunmayı makul olmayan kadınların erkeklere yönelttiği bir saldırı biçimi olarak ele alıyor. Oysaki kadınlar yaşam hakkını korumak için özsavunmasını kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Taciz failinin şimdilik görevden uzaklaştırıldığını fakat faillerin daha sonra göreve iade edildiğini hatırlatan Başalan, “Kadınlar olarak asıl işimiz şimdi başlıyor. Bazı davalarda nasıl tüm kadın örgütleri bir arada olup dava sürecini sonuna kadar takip edip kazandıysak şimdi de bu davanın takipçisi olacağız. Bu davanın da gündemde kalması ve emsal olması gerekiyor. Biz davayı takip etmediğimizde ne olacağını biliyoruz. Birçok davada kazanım elde ettik ve gücümüzü gördük. O yüzden bu davada da kadın örgütleri olarak takipçi olursak kazanım elde edebiliriz” diye belirtti.
Haber: Rozerin Gültekin\JINNEWS