Bartın’da yaşanan maden katliamı sonrası bölgeye giden ÖHD avukatlarından Serkan Kılıç, ihmallere dikkat çekerek, Soma, Ermenek dosyalarında olduğu gibi devletin katliam dosyalarını avukatlardan kaçırdığına vurgu yaptı
Bartın Amasra’da 14 Ekim’de Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden ocağında grizu patlaması sonucu 41 madencinin hayatını kaybettiği katliama dair soruşturma sürerken, işletme müdürünün de aralarında olduğu 24 kişi gözaltına alındı. Katliam sonrası bölgeye çok sayıda sivil toplum örgütü ve meslek örgütü giderken, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Emek Komisyonu da yaptığı olay yeri incelemesi sonrası bir rapor hazırladı.
MA’ya raporlarına ilişkin bilgi veren heyette ye alan avukatlardan Serkan Kılıç, ailelerin yaşadıklarına da tanık olduklarını ifade ederek, ailelerin ortak aktarımına göre yaşanan facianın bazı ihmallerden kaynakladığına işaret etti. Kılıç, “Örneğin metan gazının yoğunlaştığına dair bir aktarım var. Mağdur ailelerine dahi söylenmiş bu durum. Ama buna rağmen bir tedbir alındığına dair bilgimiz mevcut değil” diye belirtti.
Sadece alt kademe yargılanıyor
Maden faciasının ardından delil karartmalara engel olmak için başvuru da bulundukları bilgisini paylaşan Kılıç, “Üst düzey yöneticiler hakkında bu sorumluluğu taşımaları hasebiyle ve aynı zamanda delil karartmaların engellenmesi için başvuruda bulunduk” dedi. Kılıç, devletin dosyaları kendilerinden kaçırmaya çalıştığına dikkat çekti. Kılıç, “Bu konuda aileler avukatlara vekaletlerini verirlerse bu süreci çok daha sağlıklı ilerletebileceğiz. Çünkü devlet şu an dosyaları bizden kaçırmaya çalışıyor. Her şeye rağmen bu noktada gerekli olan girişimlerde bulunacağız” dedi.
Amasra’daki maden faciasına ilişkin daha önce madende çalışmış işçiler ve madenlere dair bilgi ve deneyimi olan uzmanlarla da görüşmeler yaptıklarını söyleyen Kılıç, “Bölgedeki birçok maden ocağı oradaki Hattat Enerji ve Maden A,Ş (HEMA) adlı kuruluşa devredilmiş. HEMA ise 2010’dan bu yana birçok usulsüzlükle anıldı. Kapasitenin altında işçi çalıştırılıyor. Dolayısıyla madende güvenlik ve üretim öncesi işlerle ilgili personel azlığı var. Uzmanlar bunun da kazaya neden olduğunu aktardı” şeklinde konuştu.
İşçi ölümlerine dair hukuksal açıdan yaşanan eksikliklere de değinen Kılıç, “Sorumlu yöneticiler cezalandırılmıyor, soruşturulmuyor. Kovuşturmaya dahil edilmiyorlar. Sadece alt düzeydeki yöneticiler bu cezalardan nasibini alıyor. Ama diğer yandan asıl sorumlu kişiler, üst düzey yöneticiler bundan sorumlu tutulmuyor. Yani sorunumuz aslında cezasızlık politikası” ifadelerinde bulundu.
Soma’yı takip edenler tutuklu
Amasra’da yaşananların ilk olmadığını, daha önce Soma’da ve Ermenek’te de işçi cinayetlerinin yaşandığını kaydeden Kılıç, sorumlularının cezalandırılmadığını ve devletin sorumlulardan yana tavır aldığını hatırlattı. Soma davasının da takipçisi olduklarını ifade eden Kılıç, “Soma davasını takip eden meslektaşlarımız şuan cezaevinde. Devlet bu tarz katliamlarda patron yanlısı tavır alıyor ve dolayısıyla cinayete kurban giden işçiyi düşünmüyor” diye belirti. ÖHD ve diğer hukuk örgütleri ile birlikte olaya ilişkin rapor hazırladıklarını ifade eden Kılıç, hukuksal anlamda sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.
İSTANBUL