Kayyım atanmasına karşı 31 baro, ‘OHAL yönetiminin kalıntısı olan kayyım uygulamasının hiçbir hukuksal ve toplumsal meşrutiyeti söz konusu değildir’ diyerek hukuksuz karardan vazgeçilmesini isterken, TBB; kayyımların Anayasal demokrasi anlayışına telafisi imkânsız zararlar verdiğini belirtti
Dêrsim ve Pulur (Ovacık) Belediyelerine kayyım atanmasına karşı 31 Baro ortak açıklama yaptı. “Kayyım rejimini kabul etmiyoruz” başlığıyla yapılan yazılı açıklamada, “Colemêrg (Hakkari), Esenyurt, Mêrdîn(Mardin), Êlih (Batman) ve Xelfetî (Halfeti) belediyelerine kayyım atayan hukuksuz kararın mürekkebi kurumdan Dêrsim ve Pulur belediyelerine de kayyım atandığını öğrenmiş bulunmaktayız. Demokratik hukuk devleti ilkesi, temel hak ve özgürlükleri koruma yükümlülüğünü içermektedir. Anayasa’nın 67’nci maddesi ile güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkı, demokratik toplumun en temel unsuru olduğu gibi aynı zamanda temel bir hakkın ifadesidir. Seçme hakkının kullanımı neticesinde seçilen başkanlarla ilgili hukuki bir sorun olsa dahi başvurulacak yöntem, belediye meclisi üyelerinin kendi arasındaki seçim mekanizması ile bu sorunun giderilmesidir” denildi.
‘Hukuksal meşrutiyeti söz konusu değildir’
Masumiyet karinesinin ihlal edildiği ve seçmen iradesinin yok sayıldığı kayyım uygulamasının, Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere açıkça ve çok yönlü olarak aykırı olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Yönetsel bir rejime dönüştüğünden şüphe bulunmayan bu uygulama; Türkiye demokrasisine ağır tahribat oluşturmaktan, seçmenin inancını örselemekten ve hukuka olan güveni zayıflatmaktan başka bir sonuç üretmemektedir. OHAL yönetiminin kalıntısı olan kayyım uygulamasının hiçbir hukuksal ve toplumsal meşrutiyeti söz konusu değildir. Biz aşağıda imzası bulunan barolar olarak; kayyım rejiminin karşısında olduğumuzu kararlılıkla vurguluyor, halkın iradesini gasp eden bu hukuksuz karardan biran evvel dönülmesi, seçmen iradesi ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
İmzacı barolar şöyle:
“Semsur (Adıyaman), Agirî(Ağrı), Antalya, Balıkkesir, Êlih, Çewlîg (Bingöl), Bedlis (Bitlis), Burdur, Bursa, Amed, Eskişehir, Dilok (Antep), Colemêrg, Idîr (Iğdır), İzmir, Qers (Kars), Kocaeli, Manisa, Mêrdîn, Mersin, Muğla, Muş, Sakarya, Sêrt (Siirt), Şirnex (Şırnak), Riha (Urfa), Tekirdağ, Trabzon, Dêrsim, Wan, Zonguldak.”
‘Hak ve özgürlükler esastır’
Öte yandan Türkiye Barolar Birliği (TBB) de kayyım atamalarıa dair bir açıklama yaptı. “Anayasal demokrasilerde hak ve özgürlükler esas, sınırlamalar istisnadır” başlığıyla yapılan açıklamada, “Yalnızca üç gün içerisinde yaşanan bu gelişmeler, başta düşünce ve ifade özgürlüğü ile seçme ve seçilme hakkı olmak üzere anayasal hak ve özgürlüklerin soruşturulma veya yargılanma endişesi olmadan kullanımının neredeyse imkânsız hâle geldiği bir ortamın varlığını daha da ağır bir şekilde hissettirmektedir. Anayasal demokrasilerde hak ve özgürlükler esas, sınırlamalar istisna iken; sınırlamanın esas, hak ve özgürlük kullanımının ise istisna gibi değerlendirildiğine tanıklık ediyoruz. İnsan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devletinde yurttaşların en temel hak ve özgürlüklerini kullanırken yargının araçsallaştırıldığı bir baskının mağdurları hâline gelmeleri, söz konusu hak ve özgürlükleri koruyan anayasal düzen bakımından son derece vahim bir tablodur” denildi.
‘Saygı göstermeye davet ediyoruz’
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli bir kurum olarak Anayasal kurum ve kavramlarımızın bu derece aşındırılmasının Anayasal devlet/Anayasal demokrasi anlayışına telafisi imkânsız zararlar verdiğinin altını bir kez daha çiziyor, yasama, yürütme, yargı erklerini Anayasa’ya ve temel hak ve özgürlüklere saygı göstermeye davet ediyoruz.”
HABER MERKEZİ