Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk hakkında ATK tarafından verilen ‘cezaevinde kalabilir’ raporunun hukuk ve tıp etiğine uymayan politik bir uygulama olduğunu söyleyen hukukçular, Barolar Birliği’ne gerekli girişimlerde bulunma çağrısı yaptı
Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Tıp Kurumu (ATK) ağır hasta tutuklu Kürt siyasetçi ve hukukçu Aysel Tuğluk için bir kez daha “cezaevinde kalabilir” raporu verdi. Verilen raporda birçok çelişki mevcutken, Tuğluk’un 11 aydır teşhisi konulan demans hastalığı ile mücadelesi var olan tıbbi bulgu ve tedavi raporlarına rağmen görmezden gelindi ve ceza sorumluluğu değerlendirmesi yapıldı. Tuğluk’un her geçen gün ağırlaşan ve cezaevi koşullarında tedavisi mümkün olmayan hastalığının göz önünde bulundurularak infazının ertelenmesi için kampanya başlatan kadın örgütleri, gazeteciler, akademisyenler, aydınlar, hak savunucuları ve sanatçılar ise ATK’nin raporuna tepki gösterdi.
Hukukçulardan çağrı
Birçok kentte Tuğluk’un yoldaşları ve meslektaşları serbest bırakılmasını isteyen halklar, eylemler yaparak ATK’yi görevini yapmaya ve Tuğluk’un bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu. Jinnews’e konuşan hukukçular, ATK raporunun siyasi bir karar olduğuna değinerek ATK’yi adil raporlar vermeye, Barolar Birliği’ne de gerekli girişimlerde bulunma çağrısında bulundu.
İktidar ATK üzerinde baskım kuruyor
Aysel Tuğluk’u yıllardır tanıdığını belirten avukat Gül Altay, “Aysel başta olmak üzere uzun zamandır cezaevinde kalan hasta mahpuslarla ilgili Adli Tıp Kurumu’nun verdiği ‘Cezaevinde kalabilir’ raporları politik ve iktidarın yönlendirmesiyle verilen kararlardır” dedi. Hukukun uygulanmadığının altını çizen Gül Altay, hasta tutukluların cezaevinde kalamayacak durumda ve tedaviye ihtiyaçları olduğunu, ailelerinin yanlarında kalmaları gerektiğine vurgu yaptı. Tahliye edildikleri gün yaşamını yitiren hasta tutsaklara işaret eden Gül Altay, “Bu ölümler de aslında bu politikayı açık ve net bir şekilde göstermektedir. İktidarın yaklaşımı Adli Tıp Kurumu üzerinde baskı yaratıyor” dedi.
Derhal bırakılsın
Tuğluk’un yıllardır siyaset yaptığını, kadın ve hukukçu kimliğiyle aktif rol alarak birçok alanda mücadele ettiğine dikkat çeken Altay, yaşadığı sağlık problemleri nedeniyle derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
ATK savcı gibi yaklaşamaz
Avukat Mehtap Yurtluk ise cezaevlerindeki hasta tutsakların can güvenliğinden ve tedavisinden başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm kurumların sorumlu olduğunu söyledi. Yurtluk, “İnsanların can güvenliği, tedavi ve yaşam hakkı en temel insani haklarıdır. Özellikle ATK gibi bağımsız, bilimsel ve objektif yaklaşması gereken kurumların taraflı kurum, savcı gibi yaklaşması tedavisi gereken ve savunma yapamayacak durumda olan hastalara ‘Savunma yapabilir’ raporu vermesi gerçekten vicdana, insanlığa sığmıyor” ifadelerini kullandı.
Duyarlılık çağrısı
Hasta tutsaklar için tüm kamuoyunu duyarlılığa çağıran Yurtluk, “Bu insanların cezaevinde ölmeleri, konforsuz yaşamaları, kimseyi hatırlayamadıkları ve savunma yapamayacak durumda olmalarına rağmen hala orada kalmaya zorlanmaları bizi bir şeyler yapamaya mecbur bırakan bir durum. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum” sözleriyle seslendi.
‘Merhamet’ edin demiyoruz gereğini yapın
Tuğluk’un İstanbul Barosu’na bağlı bir avukat olduğuna değinen avukat Nuran Arslaner de, “Aysel Tuğluk özel konumu olan birisi, aynı zamanda baromuz üyesi ve meslektaşımız. Verilen kararın ve düzenlenen raporun hem tıbbi hem de hukuki olarak ciddi tartışma konusu olduğunu herkes biliyor” sözlerini kullandı. Taleplerinin Aysel Tuğluk’a “merhamet” ya da özel bir muamele gösterilmesi olmadığının altını çizen Arslaner, “Adli Tıp Kurumu bütün hasta tutsaklarla birlikte Aysel Tuğluk için somut durumuna bakarak rapor düzenleyerek cezaevinden çıkışını sağlamalı. Mevcut haliyle Aysel Tuğluk cezaevinde kalabilir, savunma yapabilir, yaşamını tek başına sürdürebilir durumda değil” yorumunu yaptı.
Tuğluk şahsında mesaj verilmek isteniyor
Tuğluk’un tedavisinin ciddi ve etkin bir biçimde yürütülebilmesi ve hastalığının bir nebze de olsa geriletilebilmesi için sağlıklı bir tedavi sürecine ulaşması gerektiğini dile getiren Arslaner, “Aysel’e yaşatılan “uygulamanın” hem hukuk etiğine, hem de tıp etiğine uymayan politik bir uygulama olduğuna vurgu yaptı. Arslaner, “Bir şey hukuka ve tıbba uygun yürümüyorsa başka bir mesaj verilmeye çalışılıyordur. O mesaj da Aysel Tuğluk ve onun gibilerin tavırlarını devam ettirdikleri sürece oradan çıkamayacakları, adil yargılanmayacakları ve ihtiyaçları olan tıbbi desteği de alamayacakları yönünde” diye konuştu.
Barolar girişimde bulunmalı
Aysel Tuğluk’un bir an önce serbest bırakılması, sağlık ve yaşam koşullarının sağlanması yönünde çağrıda bulunan Nuran Arslaner, “Bunun için de üyesi olduğumuz Barolar Birliği’nin duruma müdahil olması ve gerekli girişimleri yapması gerekiyor” dedi.
HABER MERKEZİ