İmralı tecridinin son bulması için yapılan eylemlere herkesin destek vermesi gerektiğine vurgu yapan yurttaşlar, ‘Barışın ve huzurun anahtarı Sayın Öcalan’dır. Eğer o özgürleşirse, hepimiz özgürlüğe kavuşacağız’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 25 yıldır üzerinde süren ağırlaştırılmış tecrit devam ederken yaklaşık 35 aydır hiçbir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun siyasi çözümü için 10 Ekim 2023’te başlatılan kampanya yayılarak devam ederken aynı taleplerle cezaevlerindeki tutsakların açlık grevi ile tutsak yakınlarının Adalet Nöbetleri de sürüyor.
Devam eden Adalet Nöbetleri’nin sürdüğü kentlerden biri de Amed. Nöbet eylemine ilişkin Amed TUAY-DER Eşbaşkanı Hatice Güneş JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
‘S Tipi cezaevlerinde kimseyle görüşülmüyor’
Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinden bu yana geçen süreçte tecridin sürdüğünü kaydeden Güneş, cezaevlerinin de kötü koşullarda olduğunu, söyledi. Güneş, “Bir insanı fiziksel olarak dört duvar arasına hapsedebilirsiniz ama birini tek kişilik bir hücreye koyduğunuz zaman onun iradesini, zihnini her şekilde izole ediyorsunuz ve onu ölümle bırakıyorsunuz. Tecrit gittikçe ağırlaşıyor. Artık öyle bir noktaya gelmiş ki işkence yerine dönüşmüş. Böyle birbirlerinden haber alamıyorlar. Mesela 20 kişi bir aradayken birbirlerine destek olur, birbirlerine sahip çıkarlardı. Şu an S Tipi cezaevlerinde kimse ile görüşmelerine izin verilmiyor. Aileler ve diğerleri 15 günde bir telefonla görüşme hakkına sahip olurken yüz yüze görüşmeye de sadece aileler gelebiliyor. Şimdi odalarına telefon koymaları da iyi olmalarından kaynaklanmıyor. Hiçbir şekilde kimseyi görmesinler diye yapıyorlar. Bazı tutsaklar hasta ve kendini idare edebilecek durumda değiller ve çoğu tek tutuluyor. Bu şekilde ölüyorlar ve kimse nasıl öldüğünü de göremiyor. İntihar mı etmiş, öldürülmüş mü kimse bilmiyor. Çünkü kimse haber alamıyor” dedi.
‘Biz anneler el ele vermeliyiz’
Abdullah Öcalan ile görüşmelerin olduğu 2013 ve 2015 yıllarını hatırlatan Güneş, o dönemde huzurun olduğunu ve kimsenin yaşamını yitirmediğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda bir sürü askerin ölüm haberi geliyor. Onları o yağan karın içine göndermişler. Onları öyle görünce üzülüyoruz. Bizler anneyiz ve barış istiyoruz. Hiç kimse ölsün istemiyoruz. Bugün o askerlerin aileleri de ellerini bizim annelerimizin ellerine vermeliler. Barışa sahip çıkmalılar. Abdullah Öcalan üzerindeki bu tecridi kaldırmalılar. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkarsa cezaevlerindeki tecrit de kalkar, toplum üzerindeki tecrit de kalkar. Biz yeniden 100 yıl daha savaş yaşayamayız. Kimse bu savaşlardan başarılı çıkmadı, sonuç almadı. En sonunda da bir masada oturacağız. Bu bir an önce olsa daha iyi olur. Ne Kürtlerden ne de Türklerden artık kimse ölmesin. Öldürülen askerlerin evine bakıyoruz. Hepsi de yoksul çocukları. Belki de çaresizlikten kendilerini feda ediyorlar.”
Güneş, her toplumun Kürt sorunu ile yakından ilgilenmesi gerektiğini belirterek herkesin eylemlere destek vermesi gerektiğini belirterek, “Bütün toplumların buna sahip çıkması gerekiyor. Mesela İç İşleri ve Dış İşleri bakanlıklarına mektup göndersinler. Konferanslar düzenlesinler. Annelerin başlatmış olduğu nöbete destek verilsin. Nöbetteki anneler bir yandan üzüyorlar bir yandan da direnişleri ile insanlara güç veriyor. İnsanlar bu anneler için sahip çıkmalı. Bu yaşta her şekilde işkence görmüş anneler, ölüm görmüşler, çocuklarını kaybetmişler. Çocukları açlık grevinde, belki geceleri de uyuyamıyorlar. Annelerimize, çocuklarımıza sahip çıkılsın” diye konuştu.
Tecride karşı birlik çağrısı
31 Mart Yerel Seçimlere gidilen bir süreçte, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 90 merkezde gerçekleştirdiği ön seçimlerine de İmralı tecridine tepki ve Kürt sorununa çözüm talebi damga vurdu. Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde gerçekleştirilen ön seçimlere katılan yurttaşlar, Mezopotamya Ajansı’na konuşarak İmralı’dan haber almak istediklerini belirterek, tecridin sonlandırılmasını istedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşullarından endişe duyduklarını dile getiren Emin Dalmış, “O’nsuz bir barıştan söz edilemez. Bu tecridin bir an önce kırılmasını istiyoruz. Ağırlaştırılmış tecritle toplu esaret altına alıyorlar” dedi.
Dalmış, “AKP-MHP iktidarının sürdürdüğü tecrit koşulları altında Sayın Öcalan’ın durumunun nasıl olduğunu bilmiyoruz. Sayın Öcalan’ın hayatından endişe ediyoruz. 4 parça Kurdistan’daki halkımızın bir olup bu tecridi kırması gerekiyor. Birliğimiz sağladığımız zaman bu tecridi kırıp Sayın Öcalan’dan haber alacağız. Sayın Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuştuğu zaman, bu coğrafyadaki bütün sorunlar çözülecek. Barışın ve huzurun anahtarı Sayın Öcalan’dır. Eğer o özgürleşirse, hepimiz özgürlüğe kavuşacağız” ifadelerini kullandı.
‘Tecrit kırılana kadar yaşamdan söz edilemez’
Abdullah Öcalan’ın Kürt sorunun çözümünde rolü ve etkileri üzerinde duran Ömer Yana, “Sayın Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit kırılmayana kadar yaşamdan söz edilemez. O’ndan haber alınmayana kadar hiçbir çözümden bahsedilemez. Kürt halkı olarak Sayın Öcalan’ın arkasındayız ve onun yolundayız. Kürt halkı olarak birliğimizi sağladığımız zaman, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü de sağlayabiliriz. Mevcut sorunların çözüm anahtarı İmralı’dadır” ifadelerini kullandı.
İmralı tecridine karşı açlık grevi eyleminde olan tutsakların taleplerini sahiplendiklerini ifade eden Sıdıka Erden, “Bir an önce Sayın Öcalan üzerindeki bu tecridin kırılmalı. Tutsakların taleplerinin karşılanması gerekiyor. Kürt halkının bu talepleri sahiplenmesi ve dillendirmesi lazım. Tutsakların talepleri barış, özgürlüktür. Ne gerilla yaşamını yitirsin ne asker ne de polis. Herkesin bu taleplere cevap vermesi, kulak vermesi gerekiyor. Sayın Öcalan’dan haber alamamak, bugünkü sorunların en büyük kaynağıdır. Sorunları derinleştiriyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırıldığı zaman, sorunların çözümü başlayacak” diye konuştu.
‘El ele verip özgürleştirelim’
“Artık Sayın Öcalan’dan haber almak istiyoruz” diyen Ayşe Avşar, “Sayın Öcalan hepimizin önderidir. O bırakıldığı zaman huzur ve barış gelecek. Bütün Kürtlere çağrım, el ele versinler. Önder Apo’yu özgürleştirelim. Eğer İmralı’nın kapıları açılırsa, diğer bütün zindanların da kapıları açılacak. Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuştuğu zaman herkes özgürleşecek” dedi.
Kürt halkının birliğini sağlamasının önemini vurgulayan Ömer Küçük, şunları söyledi:
“Kürtlerin ittifakının olmamasından dolayı İmralı’daki tecrit her geçen gün daha da ağırlaştırılıyor. Sayın Öcalan ile görüşmeler başladığı zaman, barış ve huzur ortamı olacak. Uzun süredir onun sağlığından haber alamıyoruz. Bu konuda endişeliyiz. Eğer bizler, birliğimizi sağlarsak, İmralı’dan haber almaya başlayacağız. Her şey Kürt halkının birliğini sağlamasıyla ilgilidir. İmralı’dan ses çıktığı zaman, barıştan konuşabiliriz.”
HABER MERKEZİ