“Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.”
Yaşar Kemal
Alevi inancında çerağ /delîl zahirî anlamında; ışık, nur, aydınlık anlamına gelir ki, bütün bunların kaynağı ise güneştir. Güneş cümle canın delîlidir. Kadim geleneği devam ettiren Alevi sürekleri, Ezdiler güneşe sırtını çevirmezler. Sabahları gün doğumunda ve akşamları gün batımında yüzlerini güneşe çevirir, ışığı avucunun içine alır, yüzüne sürer. Bu ritüel son derece kadim bir gelenektir.
Güneşin, ışığın, delîlin batın manası da vardır. Zulmat deryasına karşı, Nahak anlayışa, tekçi zihniyetlere, karanlığa, baskılara, her türlü iktidara karşı; aydınlığı, bilgeliği, kemaleti, birliği, direnişi, adaleti gösterir. Bütün cümle canın varlığının devamı için gereklidir, yaşamın kaynağıdır. Ateşi uyandırmak, harlamak zulme karşı zafer manasına da gelir. Reya Heq Kürt Alevilerinin anadilleri ile dile getirdikleri eski gülbanklarda Güneş dişil bir sembol olarak anılır, cümle canı zorda, darda kurtaracak tanrıça durumundadır. Güneş huzmelerini ana kadının ışığı, aydınlığı, kemaleti, adaleti ile özdeş tutarları. Daha sonraki bazı deyişlerde Güneşin eril bir karaktere büründüğü görülmüştür.
Alevi sürekleri cem ekranlarında delîli uyandırırken (çerağı /delîli yakmak kelimesini kullanmazlar), kadimden bu güne hakikat ve özgürlük arayışında bulunan bütün değerlerin, evliyaların, peygamberlerin, önderlerin isimlerini dile getirirler. Bu değerlerin, kültürel direniş damarının, mücadelenin, yaratımlarının kendilerine yol göstereceğine, bu değerlere ikrar verdiklerine olan inancını dile getirirler. Her dönemin hakikatini devriye eden kişilere ikrar verirler. Bu dile getiriliş ritüelinin (erkanının) sonunda; yaşanmış katliamların bir daha olmaması için “çerağımız uyansın cümle canın varlığı, birliği, dirliği adına” diyerek, barışa çerağ uyandırıyorlar.
Alevi süreklerinde her can Hakkın varlığının delîlidir, varlığın birliğini bedeninde taşır. Çar anasır cümle canda bir libasa bürünmüştür. Cümle canın doğum, doyum ve görünür olma hakkı vardır. Bu hakkı engellemek Nahak bir anlayıştır. En fazla savaş ortamlarında bu hak engellenir. Cümle can kainatın aynası, Hakkın varlık deryasıdır. Evrendeki her varlık birbiri ile varoluş ilişkisi içerisinde birbirini tamamlar. Cümle canın varoluştan kaynaklı, varlığını devam ettirme, görünme hakkı; bireyin, toplumun ve doğanın bütünlüklü ilişkisi barış manasına gelir.
Alevi sürekleri kadimden bu güne kadar başka bir toplumu, bir mekânı ele geçirmek, denetimi altına almak, hükmetmek, sermaye biriktirmek için inançlarını araç haline getirerek savaşa meydan açmamışlardır. Ama bireye, topluma, doğaya, birlik ve beraberliğe, komünaliteye, insanlık değerlerine, ortak yaşam alanlarına, kutsallarına bir yönelme, yok etme durumu söz konusu olduğunda direnmeyi cenk olarak kabul etmişlerdir. Zulme karşı direnmek Alevi inancında ibadet sayılır. Varlığını, birliğini, dirliğini, mekanını korumayı Hakkın emri rızası olarak kabul etmiş, Nahak anlayışa karşı Hakkın safında olmanın gereği olarak kabul etmiştir.
Alevi inancında cümle canla bir anlam ifade eder. Cümle canın varlığını korumayı barış ilkesi olarak kabul eder. Kurdun kuşun, börtü böceğin, yerin göğün, kapı komşunun, kainatın öbür ucunda olan yaşamı zorda ve darda olanın, zulme uğrayanın hakkını savunmayı inancının gereği savunmuştur. Zulmat deryasının temsilcileri tarafından zulme uğrayanlara yönelik ise “mazlum çaresiz değildir” diyerek, karanlığa karşı mutlaka bir aydınlığın, çarenin, direnmenin olacağına inanmaktadır.
Devletçi uygarlık güçlerinin “birlik beraberlik içinde yaşayalım” söylemi, tekçiliği ifade etmektedir. Özellikle ulus devlet anlayışında farklılıkları tekleştirme yaşamın her alanında; devletin zor ve ideolojik aygıtları ile yapılmaktadır. Dincilik, ırkçılık, cinsiyetçilik siyaseti aynı zamanda savaşa, baskıya, her türlü zulme meşruiyet kazandırma aracı haline gelmiştir. Alevi hakikati her dönemde tekçiliği, savaşa, zulme karşı gelerek “bozuk düzende sağlam çark olmaz” tespitinde bulunmuştur.
Barış için direnmeyi, çerağ uyandırmayı ibadetinin gereği sayan Alevilerin her zamankinden daha fazla barışı haykırmaları gerekiyor. Bedeller ödenecek bir değere sahip olmak, o değeri ne pahasına olursa olsun korumak anlamına geliyor. Cem ekranlarında söyledikleri şu dörtlük:
“Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz gül bizdedir
Biz de mevlanın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir.”
Farklı etnik yapıların, dillerin, kültürlerin birbirlerinin yok edici silahı değil, varlık nedeni olduğunu dile getirir. Barış kavramını ibadetinin dili olarak kabul etmiş, barış söylemini cem erkanında sazıyla dile getirmiş, semaha durmayı, çark ı pervaz haline gelmeyi, hakikat ve özgürlük arayışı olarak kabul etmiş, bu arayışa “aşk ile” diyerek ikrar vermiş, yolu kadınla başlatmış, hiçbir zaman makbul olmamış Alevi süreklerinin, kurumlarının, yol ulularının, yola talip olanların, ikrar verenlerin, meydan açanların, çerağ uyandıranların “barışa ses olarak” barışa çerağ uyandırma zamanıdır.
Eşit ve özgür yurttaş olma; bireyin toplumu ile beraber kendi mekanları, hafızaları, inançları, dilleri, kimlikleri ile yaşamalarıdır. Bu haklarından dolayı ayrımcılığa maruz kalmamalarıdır. Dinciliğin, ırkçılığın, cinsiyetçiliğin resmileştiği günümüzde barışı istemek aynı zamanda savaşa hayır demek, savaşı engellemek manasına gelir.
Aralarında edebiyatçıların, müzisyenlerin, yazarların bulunduğu 569 imzacı “Barışa ses olalım” deklarasyonunu İstanbul ve Amed’de bir basın toplantısı ile deklare ettiler. Alevi sürekleri, kurumları, yazarları, pirlerinin de bu çağrıya “barışa çerağ olalım” diyerek destek vermesi inançlarının gereğidir. 13. yüzyılda imparatorlukların farklıkları katliama uğrattığı, istila ettiği, savaşların çok yoğun yaşandığı bir dönemde Pir Hacı Bektaş-ı Veli’nin güvercin donu ile yaşadığımız topraklara gelmesi; en zor dönemlerde barış için mücadele etmenin ifadesidir. Sivas katliamında Hakka yürüyen Nesimi Çimen canımızın dile getirdiği gibi:
Barış güvercini
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Barış güvercini uçsun dünyada
Yok olsun kötülük düşmanlık ölsün
Barış güvercini uçsun dünyada
Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
Son bulsun savaşlar kimse ölmesin
Dünya cennet olsun yaşasın insan
Gelin barışalım dökülmesin kan
Son bulsun savaşlar kesilsin figan
Barış güvercini uçsun dünyada
İnsancıl insanlar barıştan yana
Ancak zalim olan kıyar insana
Barış aşkı yayılmalı cihana
Barış güvercini uçsun dünyada
Nesimi der ki ey füze yapanlar
Acımasız zalim cana kıyanlar