DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ve “Barışa Çağrı” deklarasyonu imzacılarından Erol Katırcıoğlu, Kürt sorununun çözümünde en önemli aktörün PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğu vurguladı
İstanbul ve Amed’de siyasetçi, gazeteci, aydın ve sanatçıların da imzacısı olduğu Kürt sorununun demokratik ve barışçıl temelde çözümü için iki ayrı deklarasyon yayınlandı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorunun demokratik çözümü için açıklanan deklarasyonlarda Kürt sorunun çözümünde asıl muhatabın Abdullah Öcalan olduğuna işaret edilerek, sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümü için çağrı yapıldı.
Amed’teki açıklamaya 200’e yakın siyasi parti ve sivil toplum örgütü imzacı oldu. İstanbul’daki deklarasyonun altına ise aralarında aydın, yazar, siyasetçi ve gazetecilerin de olduğu 78 isimin imza oldu.
Açıklanan deklarasyonların ardından Kürt sorununun demokratik ve barışçıl temelde çözülmesinde, PKK Lideri Öcalan’ın rolünü Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk ve “Barışa Çağrı” deklarasyonu imzacılarından Erol Katırcıoğlu Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
‘Yeni yaşamın inşası Sayın Öcalan’ın özgürleşmesinden geçiyor’
Dünyada ve Ortadoğu’da savaşların sürdüğüne dikkati çeken DTK Eşbaşkanı Öztürk, yaşanan savaşlara dair PKK Lideri Öcalan’ın oynayacağı rol ve misyona işaret ederek, “Abdullah Öcalan Türkiye açısından Kürt meselesinin çözümü noktasında tek aktördür, temel aktördür. Fikirleriyle bugün sadece Türkiye için değil, Ortadoğu coğrafyası ve dünyada ezilen bütün halklar için umut olmuş bir liderden bahsediyoruz” dedi.
PKK Lideri Öcalan’dan 31 ayı aşkın bir süredir hiçbir haber alınamadığını belirten Öztürk, “Ortadoğu’da barış ve özgürlükten bahsedeceksek, bu noktada Sayın Abdullah Öcalan’ın rol ve misyonunu oynayabilmesi için fiziki özgürlüğünün gerçekleşmesi gerekiyor. Buna dair farklı kesimlerin de susmaması, bunu dillendirmesi gerekiyor. Hep birlikte hareket edildiğinde sonuç alacağımızı biliyoruz” dedi. Tecrit politikalarında ısrarın çözüm olmadığını ve savaşı derinleştirdiğini kaydeden Öztürk, “Yeni yaşamın inşasının yolu Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesinden geçiyor” diye belirtti.
‘Kürt sorunu çözülürse Türkiye demokratikleşir’
Kürt sorununun çözümü için gerekli adımların atılması gerektiğini vurgulayan Erol Katırcıoğlu ise, “Türkiye’nin demokrasiyle olan ilişkisi, Kürtlere ne olacağıyla doğrudan bağlantılı” dedi.
Türkiye’de demokrasinin olmadığına dikkati çeken Katırcıoğlu, toplumsal özgürlüğün ise iktidar kontrolünde olduğu ve iktidarın onayı olduğu ölçüde kullanılabilen bir hak haline dönüştüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
“Bu ülkede gerçekten özgür yaşamak isteyen başta Türkler olmak üzere herkesin, kendi kardeşleri olduğunu söyledikleri Kürtlerin sorununu çözmesi lazım. Kürt sorununu çözersek Türkiye demokratikleşir, çözülmezse de daha faşizan yöne doğru evrilir. Bence burada asıl muhatabımız Türkler. Eğer bugün Filistinlilerle empati yapabiliyorsunuz, Kürtlerle niye yapamıyorsunuz? Bu halk talepleri olan bir halk. Dolayısıyla eğer ülkede demokrasi isteniyorsa, bu halkın taleplerini yerine getirmek Türkiye’nin mecbur olduğu bir şeydir.”
‘Sorunların çözümü için Öcalan dinlenmeli’
Türkiye’de sorunların çözümü noktasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Katırcıoğlu, “Sorunların çözümü için Öcalan dinlenmeli. Türkiye halklarından birisi olarak söylüyorum. Çünkü Öcalan gerçekten bunu hakkeden bir kişilik. Yaşadığımız yüzyılda onun kadar bu meselelere kafa yormuş başka bir insan yok. Dolayısıyla onu dinlemek, düşüncelerini almak lazım” dedi.
Bu anlamda iktidarın tekrardan bir “çözüm süreci” meselesini gündeme alması gerektiğini belirten Katırcıoğlu, “Kürt halkının çıkarlarını düşünen ve Kürt halkının özgürleşmesini sağlayacak olan görüşmelerin bir an önce başlaması lazım” diye belirtti.
HABER MERKEZİ