İHD’nin her ayın ilk Cuma günü gerçekleştirdiği Barış Nöbeti eylemlerinde, Kürtlere dönük ırkçı saldırılar ile hak ihallerine tepki gösterildi
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) her ayın ilk Cuma günü gerçekleştirdiği Barış Nöbeti eylemi bu ayda da birçok kentte devam etti.
İHD Ankara Şubesi’nde gerçekleştirilen nöbete İHD Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü ve MYK üyesi Nuray Çevirmen, yaklaşan 14 Mayıs seçimlerine dikkat çekti. Çevirmen, adil, eşit ve demokratik bir seçim ortamının olmadığının altını çizerek, “Başta ifade ve basın özgürlüğü alanında, toplantı ve gösteri yapma hakkının kullanımında gözlenen ağır ihlaller, uygulanmayan AİHM kararları, ülkenin üçüncü partisi HDP hakkındaki kapatma davası ve parti yetkililerine ve milletvekillerine getirilmesi olası siyasi yasak, davanın seçim sonrasına bırakılması talebinin AYM’ce reddi gibi birkaç başlık bile yukarıdaki saptama için fazlasıyla yeterli” dedi.
Kürt sorununu çözüme kavuşturulmadığı sürece rahat bir nefes alınamayacağını vurgulayan Çevirmen, şunları söyledi: “Şeffaf, adil ve demokratik bir seçimden, özgürlüklerden, eşit temsilden yana olan herkesin barış talebini de yüksek sesle dile getirmesi gerekiyor. Seçim ve sandık güvenliği çalışmalarına doğrudan destek vermek, sorumluluk almak, hak talepli çaba ve arayışlar için olmazsa olmazdır.”
Amed
İHD Amed Şubesi’nde gerçekleşen nöbette, Kürtlere yönelik ırkçı ve ayrımcı saldırılara dikkat çekildi. “Herkes için barış” pankartının açıldığı nöbette konuşan İHD Amed Şubesi Sekreteri Yakup Güven, “Türkiye’de Kürt meselesinin çözümsüzlüğünde olduğu gibi ayrımcı ve ırkçı politikalarda ısrar eden her politik tutuma, barış talebiyle karşı duracağız” dedi. Kürdistan’da yaşanan insan hakları ihlallerine değinen Güven, “Yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağı ihlallerinin cezasızlık politikasından alınan güçle süreklileştiği, hapishanelerde tecrit uygulamasının yaygınlaştırılması ile mahpuslara dönük birçok hak ihlalinin her geçen gün arttığı, insanlığın zorlu mücadeleler ile oluşturduğu demokratik değerlerin hiçe sayıldığı bir dönemi yaşamaktayız” diye belirtti.
Güven, şunları söyledi: “Toplumsal barışın önündeki en büyük engellerden biri olan ayrımcı ve ırkçı uygulamaların Türkiye Cumhuriyeti devletinin ideolojik kuruluş kodlarına dayandığını biliyoruz. Ülkenin girmiş olduğu seçim sürecinde bu ırkçı, ayrımcı ve ötekileştirici politikanın iktidar ve iktidara talip tüm güçler tarafından özellikle Kürt karşıtlığı üzerinden sürdürüldüğüne tanık olmaktayız. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü için kurucu ideolojiyi aşma iddiasında yeni bir dil ve söyleme ihtiyaç duyulurken, iktidar ve muhalif siyaset odaklarının neredeyse tamamı seçim kampanyalarını bu ideolojiyi daha fazla sahiplenme ve kutsama üzerine inşa etmektedirler.”
HABER MERKEZİ