Gözaltına alınan 15 kadın siyasetçi arasında bulunan 65 yaşındaki Barış Annesi Keve Işık, baskın sırasında polislerce darp edildiğini ve ailesiyle birlikte ağır hakaretlere maruz kaldığını söyledi
Van ve merkez ilçelerinde 1 Kasım’da düzenlenen ev baskınlarında gözaltına alınan 15 kadın siyasetçi arasında bulunan ve önceki gün adli kontrol şartı kararıyla serbest bırakılan Barış Annesi Keve Işık (65), baskın ve gözaltında yaşadıklarını anlattı. Polislerce darp edildiğini dile getiren Işık, ailesiyle birlikte ağır hakaretlere maruz kaldığını söyledi.
Yeni Mahalle’deki evlerinin kapısının sabahın erken saatlerinde şiddetli bir şekilde vurduğunu söyleyen Işık, “Deprem mi oldu diye yerimizden irkildik. Gelinimiz kapının polisler tarafından çalındığını söyledi. Kapıyı açmaya gittiğimde 10 kişi ‘yat yere yat’ diye üstüme geldi. Bir anne olduğumu hatırlattım fakat dinlemediler. ‘Sesini çıkarma yere yat uzan’ dediler. Israrla yatmayacağımı söyleyince beni merdivenlerden itekleyip yere düşürdüler. Başım çok ağrıdı. Yerden kalkınca neden bu şekilde yaptıklarını, gerekçenin ne olduğunu sordum. Biri ensemden tutup salona getirdi. Ağır hakaretler ediyorlardı. Oğlumun fotoğrafını göstererek, küfür ve hakaretler ettiler. Gelinimin kalp rahatsızlığından dolayı anjiyo olmuştu. Bunu hatırlatarak çocukların ve gelinimin korktuğunu söyledim. Fakat sürekli ‘Konuşma sesini duymayalım’ diye bağırıyorlardı. Benimle gelinimin sırtını duvara yaslayıp öylece beklettiler. Odalarımızı arama yaptılar. Benim ismimi söyleyip ‘düş önümüze’ dediler. O ana kadar neden geldiklerini bilmiyorduk. Üstümü başımı düzeltmeme izin vermediler. Sadece ceket ve yeleğimi alabildim. Kollarımdan tutup gözaltı aracına bindirdiler. Yanıma Edibe Babur’u getirdiler. Araçta bize hakaret ediyorlardı” dedi.
‘Hastane kapısından geri çevirildik’
4 gün boyunca İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne tutulan Işık, nefes darlığı, guatr, astım hastası olduğunu belirterek, “İlk gün bize köfte ekmek verdiler. O yemekten bütün arkadaşlarımız rahatsızlandı. Aramızda Havva Derya’nın mide rahatsızlığı vardı. Yemeği yedikten sonra durumu çok kötü oldu. Havva’yı hastaneye götürüp iğne yaptılar, serum verdiler. Bizleri de hastane kapısında beklettiler. Hastaneye giriş yapmadan doktor araca yanaşarak kapısından, ‘vücudunuzda darp, kırık, morluk var mı?’ diye sordu. Ne için gittik ne ile karşılaştık. Midemizden rahatsız olduğumuzu söyleyince bu tür vakalarla ilgilenmediklerini söylediler. Dikkate alınmadık. Bu şekilde tekrar nezarethaneye götürüldük” diye konuştu.
‘Yapılanları unutmayacağız’
Yıllardır barış için mücadele ettiğini dile getiren Işık, “Benim için ‘Silahlı terör örgütü’ yazılmış. 65 yaşında bir kadınım. Ne silahı, ne örgütü? Yıllardır barış diye sesimizi çıkarıyoruz. Ben yıllardır barış olsun, insanlar ölmesin, öldürülmesin diye mücadele ediyorum. Barış için üstümüze düşen görev neyse onu yaptık. Bununla birlikte barış demekten vazgeçmeyeceğiz. Yine barışı isteyeceğiz. Ölüm, zulüm, hakaret etmek çare değil. Saçımı çektiler, çocuklarım korktu, kafama silah dayadılar, evi karakola çevirdiler. Bunlar çare değil. Yapılan bu baskıları unutmayacağız” ifadesinde bulundu.
MA / Ayşe Sürme