Gever Barış Anneleri, tecrit son bulana kadar alanlarda olmaya devam edeceklerini söyledi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’dan 21 ayı aşkın bir süredir haber alınamıyor. Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) yaptığı açıklama ile 20-29 Eylül tarihlerindeki Türkiye ziyareti sırasında İmralı’ya gittiğini duyurmuş ancak görüşmenin içeriğine ilişkin herhangi bir açıklama yapmamıştı. CPT’nin bu açıklamasının ardından Asrın Hukuk Bürosu PKK Liderinin İmralı’ya giden heyetle görüşmediği duyumunu aldıklarını duyurmuştu. Bu açıklama ile Abdullah Öcalan’ın durumuna ilişkin kaygılar artarken, tepkiler ve eylemler de aralıksız devam ediyor.
Tecridin kaldırılmasına ilişkin yapmak istedikleri eylemlerin engellenmesini ve darp edilmelerini Jinnews’ten Rabia Önver’a değerlendiren Colemêrg’în (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesindeki Barış Anneleri, tecrit kaldırılıncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
‘Cesaretimiz önderlikten geliyor’
AKP-MHP iktidarı tarafından son yıllarda Gever’de HDP tarafından yapılmak istenen eylem ve etkinliklere katılan her kesime baskı ve şiddet uygulandığını, engellendiğini söyleyen Barış Annesi Gülbeyaz Mıhçı, yapılan baskı ve şiddette karşı her zaman alanlarda mücadele edeceklerini belirtti. Biz Annelerinin barış istediği için eylemlere katıldığını ifade eden Mıhçı, “Ama ne zaman bir açıklamaya gidersek polisler bizi darp ediyor. Açıklama bittikten birkaç gün sonra da ifadeye çağırıyoruz. Bize ne kadar cop, biber gazı atsalar da biz geri adım atmayacağız. Bize yapılan şiddet ve baskıdan korkmuyoruz barış gelene kadar alanlarda olmaya devam edeceğiz. Biz tecridi, ölümü kabul etmediğimiz için alanlarda mücadele ediyoruz bu mücadelemiz hep devam edecek. Bizim cesaretimiz, irademiz önderlikten geliyor. Biz kadınlar ve anneler tecrit kaldırılıp barış gelinceye kadar alanlarda olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Özgürlüğün anahtarı’
Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridi kınadığını ve son bulmasını istediklerini belirten Mıhçı, tecridin tüm Kurdistan halkının üzerinde yaygınlaştığını söyledi. Mıhçı, “Eğer önderlik üzerindeki tecrit kalkarsa bütün dünya özgürleşir, tecrit herkes üzerinden kalkar. Bizim tek talebimiz ve isteğimiz önderlik ve cezaevinde bulunan tutuklular üzerindeki tecridin kalkmasıdır. Aylardır önderlikten haber alamıyoruz ailesi ve avukatları görüşemiyor. CPT İmralı’ya gitti geldi sesini neden çıkarmıyor? Özgürlüğün ve barışın anahtarı Sayın Öcalan’ın elinde” dedi.
‘Sonuna kadar mücadele’
Gever’de yapılmak istenen eylem ve etkinliklere katıldığında her seferinde kolluk kuvvetinin şiddetine maruz kaldığını belirten Barış Annesi Nazdar Çelik de barış için alanlarda olduğunu söyledi. Çelik, “En son 9 Ekim’de katıldığım yürüyüşte vekilin ayağı kırıldı. Polisler orada beni yere atıp ayağıma vurdular ayağım orada burkuldu. Barış istediğimiz için şiddet gördük. Bize orada şiddet uyguladılar. Onlardan şikayetçi olmamız gerekirken onlar bizi ifadeye çağırıp neden katıldığımızı sordular. Ben darp edildim, ayağım burkuldu ama bunlara rağmen alanda olmaya devam edeceğim. 30 yıldır mücadele ediyorum. Barış ve özgürlük için kanımın son damlasına kadar da hem barışın sağlanması için hem de tecridin son bulması için mücadele edeceğim” diye konuştu.
COLEMÊRG