‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisine imza attıkları için haklarında İstanbul 26 ve 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan 19 akademisyen beraat etti.
“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için haklarında İstanbul 28’inci Ağır Ceza mahkemesinde dava açılan 18 Barış Akademisyeninin beraat ettiği öğrenildi. Dün dosya üzerinden yapılan incelemede, Anayasa Mahkemesinin ifade özgürlüğü ihlali kararına atıf yapılarak beraat kararı verildi. 18 Barış Akademisyeninin aralarında KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de yer alıyor. Bugün İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde davası görülen akademisyen Eylem Çamuroğlu Çığ da AYM kararına istinaden beraat etti.
Dava sonrası Barış Akademisyenleri Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamada “barışı savunmaya devam edeceğiz” denildi.
Akademisyenlerin açıklaması şöyle:
Çok söz söyledik, bugün rakamlar konuşsun istedik.
Bugün 10 Eylül 2019;
Bugün itibarı ile Barış Bildirisi’nin kolluk, yargı, kurumlar eliyle kovuşturulmaya başlanmasının üzerinden üç buçuk sene geçti.
İki aya yakın hapisanede yatacak dört barış imzacısının gözaltına alındığı ve ilk kez akademisyenlerin Çağlayan’a akın ettiği gün ise 15 Mart 2016’dır.
Barış demenin bedelini aramızda eşitsiz bölüştük. 12 Ocak 2016’dan 2212’mizden 549’u khk’larla, iş akti feshi ile, psikolojik taciz ve sistematik bezdirme şartlarında emekliliğe ve istifaya zorlandı.
406’mızın pasaportlarına el koyuldu, seyahat özgürlüğü kısıtlandı.
Genç akademisyenler kara listelere alındı, kamusal bilim yapmak için gerekli neredeyse tüm kamu kaynaklarından dışlandık. Hedef gösterildik. Yüzlerce disiplin soruşturması, onlarca gözaltı yaşadık.
Dava Açılan ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ imzacısı: 794
Başta arkamızdaki Granit Saray olmak üzere Adliyelere geldiğimiz gün sayısı: 250
Burada tanık olduğumuz duruşma sayısı: 2032
Bu rakamların kendi büyüklüğünden büyük bir de ibret etkisi var. Akademide büyük bir tasfiye gerçekleşti.Kurumlara korku salındı, ibret verildi, otosansür mekanizmaları, kadrolaşmalar kavileşti.
Derken binlerce duruşmada tekrar ettiğimiz talepler, 26 Temmuz Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğü ihlali kararı olarak önümüze geldi. Mahkemeler buna binaen ard arda beraatler vermeye başladı.
6 Eylül 2019’dan beri beraat eden imzacı ise 21.
Sadece kendi kaderlerimiz, kariyerlerimiz, mesleklerimiz ve alanlarımızın sınırlarına bakmanın körleştirici etkisine dair gözlemlerimiz,
dönemimize eleştirel bilim ve söz ile döneme tanıklık etme sorumluluğumuz,
ve dayanışmanın inceliğine, güzelliğine dair deneyimimiz olmasaydı bu sebatı gösteremezdik.
Aynı dönemde çok daha uzun süren bir dava daha beraatla sonuçlandı. Kızıltepe’de 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin öldürülmesi ve zorla kaybedilmesine ilişkin 2014’te açılan Kızıltepe JİTEM davası dün zaman aşımından düştü. Emekli Albay Hasan Atilla Uğur ve dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu beraat ettiler.
Cezasızlık sürdükçe, Kürt Sorunu’nu doğuran iktidar ilişkileri dönüştürülmedikçe, sadece Kürt illerinde değil, çalışma hayatında da, çevre için de, hanelerde de, sokakta da şiddet durmayacak. Sorumluluğumuz, bu cezasız kalan ve kendine işaret edenlere saldıran şiddete kurban verdiğimiz tüm canlaradır. Onlar için adalet, ancak barış içinde tesis edilebilir. Barışın sözünü, arayışını yüksek tutmak için bizlere ödetilen bedel, toplumun ödediği çok daha büyük bedelin sadece ufacık bir yansımasıdır. Rakamlar bize bunu söyler. Toplumsal barış ve sosyal adalet için buradaki dayanışmadan aldığımız güç ile her alanda çalışmaya devam edeceğiz. Tanık olmaya, Barışın sözünü söylemeye devam edeceğiz.
HABER MERKEZİ