Danıştay’ın durdurma kararına rağmen yapımı tamamlanarak 3 kentin köylerini birbirinden ayıran Pembelik Barajı, yaşamı alt üst etti. Şimdi de birbirleriyle iletişimi kopan bölge sakinlerinin köprüye ihtiyacı var mı diye keşif yapıldı
Dersim, Elazığ, Bingöl hattında yer alan Peri Suyu’na yapılan Pembelik Barajı’nda mahkeme kararı ile bilirkişilerce keşif yapıldı. Keşfe KAR-DEF, dava avukatları ve çok sayıda yurttaş katıldı. 2010 yılından bu yana süren dava sürecinde, önceki gün yapılan keşifte Pembelik Barajı’nın adeta hapsettiği köylülerin köprüye ihtiyacı olup olmadığına dair inceleme yapıldı. Peri Suyu Koruma Platformu adına keşfe ilişkin PİRHA’ya konuşan Eren Akyol, “Güvenlik amacıyla yapılan Pembelik Barajı’nın su tutmasıyla yaklaşık 4 yıl geçen süre içerisinde Tunceli, Elazığ, Bingöl illerine bağlı birbirleriyle akraba, olan köylülerin iletişimi kesilmiş bulunmakta. Nihai ÇED raporunda baraj gövdesinin olduğu yerde köprü yapılma projesi ve çevre yollarının bağlantılarının sağlanması taahhüdü varken, maalesef bölge halkı bu barajı istemediğinden, meşru demokratik haklarını kullanmaları karşısında, mevcut LİMAK Şirketi, bu fiili durum karşısında buna uymayıp, ÇED raporunu değiştirerek bölge insanlarını cezalandırmayı seçti. Bölgede devleti, işbirlikçileri arkasına alan LİMAK hiçbir hukuk tanımadan, imar planı olmadığı halde kaçak durumdaki Pembelik Barajı’nı bitirerek bulunduğumuz sürece kadar gelmiş bulunmakta” ifadelerini kullandı.
‘Halk geri adım atmadı’
Akyol, suyundan, toprağından, kültüründen ödün vermeyen Peri Suyu halkının, soruşturmalar, para cezaları, tutuklamalar ve kendi köylerine mahkemenin giriş yasağı kararı vermesine rağmen devlet ve Limak’ın hukuksuzluğu karşısında geri adım atmadığını vurguladı. Akyol, şöyle dedi: “Bölgede kültürel, ekolojik soykırıma neden olan ve Peri Vadisi denilen bir yeri sulara boğarak tamamen dili olmayan canlılarla birlikte yok etmeyle karşı karşıya bırakmış bulunmakta. Bütün bu hukuksuzluklar, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin tescil kararına rağmen, şu anda AİHM’e taşınmış bulunmakta. Çünkü geldiğimiz noktada sanki köprü lütufmuş gibi 5 yıl sonra keşif kararı alınıp yöre insanlarıyla adeta tiyatro oynanıyor.”
Tam bir hukuksuzluk örneği
Limak-Bilgin ortaklığıyla 2010 yılında ‘acele kamulaştırma’ kararı verilip köylülerin taşınmazlarına el konularak baraj inşasına başlanmıştı. Akkuş köyü ve bölgedeki diğer köyler, Danıştay 6. Dairesi’nde dava açarak, yürütmeyi durdurma kararı aldırdı. Mahkeme kararını beklemeden baraj inşasını sündüren LİMAK, köylülerin taşınmazları üzerinde ‘işgalci’ konumunda olmasına rağmen barajı tamamladı. Peri Suyu etrafında yaşayan halk ise Pembelik Barajı’nın hemen altında yapılan Seyrantepe Barajı ve üstünde yapılan Özlüce Barajı arasında sıkışıp nefes alamaz duruma geldi. Danıştay’ın verdiği durdurma kararı işletilmediği gibi, ikinci bir Bakanlar Kurulu kararıyla taşınmazlara bir kez daha ‘acele kamulaştırma’ kılıfıyla el konuldu.
Bölge halkı ise 2014’te bu kararı da Danıştay’a taşıyıp yürütmeyi durdurma kararı aldırdı. Peri Vadisi halkı hukuka uyulması ve Danıştay 6. Dairesinin ders niteliğindeki kararının gereğinin yerine getirilmesini talep ederken, hiçbir karar yokmuş gibi hukuksuzca baraj çalışmalarına devam edilmesiyle şimdi üç kentin kesiştiği noktadaki köylülerden bölgeyi boşaltmaları istendi. Yine baraj gölü altında kalacak yollara alternatifler yapılmadığı gibi barajın su tutmasıyla, Elazığ, Dersim, Bingöl sınırlarında yaşayan köylerin iletişimini sağlayan köprü su altında kaldı. Öyle ki birbirleriyle akraba olan bölge insanları cenazelerine gidememekte ve ulaşım olmadığından araçlarla kilometrelerce yol kat ederek ancak birbirlerine ulaşabilmekte.
DERSİM/PİRHA