Yapımı devam eden Ilısu Barajı nedeniyle 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf sular altında bırakılmak istenirken buna karşı mücadele de devam ediyor. İngiltere İşçi Partisi ve Avrupa Parlamentosu Kültür ve Eğitim Komitesi Üyesi Julie Ward, Hasankeyf’in sular altında bırakılmaması gerektiğini vurgulayarak geçtiğimiz haftalarda AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a mektup gönderdi. Yolladığı mektubun yanıtını henüz alamadığını ifade eden Ward, Türkiye’yi uluslararası hukuka uygun davranarak Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin yaşatılması için adım atmaya çağırdı. Nerede olursa olsun kültürel miraslara sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Ward, insanlık miraslarının yok edilmesinin bir insanlık suçu olduğuna dikkat çekti. Doğal yaşam alaları ve kültürel mirası korumaya yönelik uluslararası yasalarının daha da güçlendirilmesi gerektiğini savunan Ward, “Hasankeyf için var olan yasalar yeterlidir. Fakat yasalara Türkiye Hükümeti uymuyor” dedi.
Siyasetçilerin hukuku işlemeyen devletleri ifşa etmek gibi bir görevinin olduğuna dikkat çeken Ward, “Uluslararası anlaşmalara uymayan bu politikacılar hakkında suç duyurusunda bulunmak zorundayız” diye konuştu.
‘Olacakları anlattım’
Ward, Erdoğan’a yolladığı mektubun içeriğinde şunların yer aldığını söyledi: “Hasankeyf’in uluslararası önemini vurguladım. Dünyada tehlike altında diye listelenmiş 100 kültürel miras arasında olduğunu söyledim. Bu Hasankeyf’in global ölçekte önemini anlamasına yeter aslında. Ayrıca Hasankeyf’in sular altında kalmasının toplumda nasıl bir yaraya sebep olacağını ifade ettim ve bölgedeki ekonomik potansiyele etkisini anlattım. 80 bin kişinin işini tehlikeye atıyor bu proje. Ona uluslararası çevre bilinci ve sorumluluğundan bahsettim, çünkü Dicle Nehri Suriye ve Irak’ta da akmaya devam ediyor. Bu nedenle burada bir baraj yaparsa, bunun etkileri nehrin aşağısında da hissedilecek. Yani geleceğe dair uluslararası bir sorumluluğu var. Komşu ülkelerde çevresel devamlılığın sağlanması adına bir sorumluluğu var dedim.” Medyanın Hasankeyf karşısında sessiz kaldığı eleştirisinde bulunan Ward, barajın yapımına yeterli düzeyde ses çıkmamasının bir nedeninin de medyanın bu tarz meseleleri halkın gündeminden uzak tutması olduğunu belirtti.
Kürtlerin tarihi hafıza mekanlarına yönelik ciddi bir tahribatın yaşandığı bir süreçten geçildiğine dikkat çeken Ward, Sur ve Nusaybin’de yaşanan yıkımları gördüğünü ve dehşete kapıldığını söyledi. Kürt tarihi ve kültürüne dönük soykırım politikasına denk bir işleyişin olduğunu vurgulayan Ward, Kürtçe çocuk televizyonlarının kapatılmasının da bunun örneklerinden olduğunu söyledi. Kürt tarihine dönük uygulamaların kabul edilir olmadığını ve herkesin harekete geçmesi gerektiği çağrısında bulunan Ward, “Büyük harfler ile yazın ve onlara söyleyin; Lütfen Ilısu Barajı’nı yapmayın. Bekleyin, halkınız ile düzgün ve katılımcı bir tartışmaya girin. Bu geri dönülmez kararı vermeden önce halkınıza, insanlarınıza, eksperlere kulak verin” diye vurguladı.
Metin Yoksu/Batman-MA