İÇERİDEN
Hüseyin Aykol
Bandırma 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan İshak Canbay, 24 Nisan 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Burada beş odada 90 kişi civarındayız. Çoğunluğu hükümlüdür. 30 yılını tamamlayıp tahliye olanlar da var, tahliye olmayı bekleyenler de. Aslında biz 6 odaydık. 8 Nisan günü, odanın birini boşalttılar ve oradakileri 5 odaya dağıttılar. Normalde odaların kapasitesi 10 kişidir. Böyle olduğunda oda normal sayılabilir. Ancak son dönemde odalara konulan devasa telefon kabini, yaşam alanlarımızı daralttı. Dahası son düzenlemeyle her odada 17-18 kişi olarak kalıyoruz. Böylesi bir kalabalıkta oturup yemek yemek, televizyon izlemek bile mümkün değil.
Buna rağmen, odanın biri boşaltılıp, orada kalanlar diğer odalara dağıtıldı. Oysa söz konusu odada grip salgını varmış. Gelen arkadaşlar, gittikleri odadakileri de hasta yaptılar. 14 Nisan günü hasta olan 8 kişinin Covid testi yapıldı. Hepsi de pozitif çıktı. Sonraki gün herkese test yapıldı. Böylece Covid hastası sayısı 14 kişiye çıktı. Şu anda 90 kişiden herhalde birkaçı hariç hepimiz Covid hastasıyız. Yaşlı ve kronik hastalığı olan arkadaşlar hastalığı biz gençlerden daha ağır geçiriyor. Hastaneye gidişlerimiz de mümkün olmuyor; çünkü ağız içi arama gibi bir ucubeyle karşı karşıyayız.”
* * *
İzmir-Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Zeki Bayhan, 5 Mayıs 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Evet, Tekirdağ’da aniden gelip, müdür görüşü diye beni odadan aldılar. Gözlüğümü, ilaçlarımı dahi almama izin vermeden buraya getirdiler. Birlikte kaldığım oda arkadaşlarıma veda dahi edemedim. Buraya getirildikten sonra bu cezaevi idaresi kullandığım ilaçları geciktirmeden verdi bana. İlaç sorunum kalmadı. 22 gündür buradayım. Halen arkadaşların yanına verilmedim. Yalnız tutuluyorum. Gözetim süreci diyorlar.
Daha televizyon, semaver, buzdolabı, kitaplar gibi eşyalarım da gelmedi. Kargo ücretini verirsen, getirtiriz diyorlar. Mecburen kabul ettim. Her şeye rağmen iyiyim. Yeni Yaşam gazetesini son yıllarda okuyamıyoruz. Evrensel de verilmez oldu. Birgün gazetesi veriliyor. Düşünebiliyor musun; bazı arkadaşlar belki biraz haber alabiliriz diye Karar ve Sözcü gazetesi alıyor. Buraya getirildiğimde, bir avukat arkadaş birkaç kitap ve dergi getirmiş. Kitaplar verildi ama dergi kesinlikle verilmiyor. Hatta bu dergi edebiyat, bilim ya da felsefe dergisi olsa bile. Oysa infaz hakimliklerinin derginin hediye olarak gönderilebileceğine dair kararları var.”
* * *
Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan M. Zeki Eşin, 9 Mayıs 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Sağlığımla ilgili kontrole gittim. Doktor bana verdiği ilaçların durumunu sordu. Üç ilacın bana iyi geldiğini ve birinin ise beni rahatsız ettiğini söylemem üzerine üç ilaca devam edip, beni rahatsız eden ilacı bırakmamı söyledi. Prostat konusunda ise doktora ameliyat edebileceğini söyledim; ancak kendisi şimdilik gerek yok dedi. Yine sormam üzerine prostat kanserimin iyi huylu olduğunu öğrendim. Şu anda sağlık durumum böyledir. Mevcut ilaçlarımı düzenli olarak kullanıyorum ve kendimi iyi hissediyorum. Bunun dışında bayramdan sonra sohbet, spor gibi faaliyetlerin başlayacağı söylendi; ancak başlamadı.”
* * *
Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan siyasi mahpuslardan Akif İpek, 9 Mayıs 2022 tarihli mektubunda görüntülü telefon ile ilgili sorunu ele almış. İki yıl kadar önce başlatılan bir uygulama ile çok mahpusun kaldığı odalara telefon kabinleri kuruldu-kuruluyor. Yemekhane ve televizyon izleme salonu olarak kullanılan söz konusu odaları iyice daraltan kabinlerden Adalet Bakanlığı’nın beklentisi büyük. Mahpuslar oradan görüntülü olarak konuşabilecekler. Faks metni, hatta e-mail gönderebilecekler. Dahası revirdeki doktora buradan başvurabilecekler. Yani mahpusun odadan hiç çıkmaması amaçlanıyor.
Ancak kabinler çalışmaya başladığı halde, şimdiye kadar siyasi mahpuslara görüntülü telefonla görüşme imkânı verilmedi. Çünkü konuyla ilgili kanun ve yönetmelikte görüntülü konuşma, idarenin inisiyatifine bırakılmış. Yani idare istediğine bu haktan yararlanmasına izin verecek. Adlileri bilmiyoruz ama siyasi mahpuslar şimdiye kadar hiç görüntülü konuşamadı; konuşabilecekler mi bilemiyoruz. Akif İpek, bunun Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek ilgili yerlere itiraz etmeye başlamış. Şu anda Danıştay’a kadar ulaşmış. Oradan da sonuç alamazsa konuyu Anayasa Mahkemesi’ne kadar götürecekmiş. Barolar ve ilgili insan hakları kuruluşlarının da bu konuda kendilerine yardımcı olmasını talep ediyor. Biz de buradan yazmış olduk.
* * *
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde bulunan Resul Kocatürk, 21 Nisan 2022 tarihli 1 Mayıs kutlama kartında şöyle diyor: “Biz iyiyiz, fakat gün geçmiyor ki, yakınlarımızın ölüm haberlerini almak canımızı bir hayli acıtıyor. En son Bülent Parmaksız arkadaşımızın babasının 15 Nisan 2022 günü vefat haberini aldık. Yine Eren Yıldız arkadaşımızın sevgili annesi Gülay ananın sağlığının kötü olduğunu öğrendik. Bilirsin hapishanede sevdiklerimize dair kötü haberlerin acısı bir başka oluyor.”
* * *
Diyarbakır 3 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Gökhan Aygün, son altı ay içinde bana iki mektup gönderdiğini, benim ona bu mektuplara cevap yazmadığımdan hareketle, bu mektupların bana ulaşmadığına kanaat getirmiş. (Haklıdır. Bana gelen her mektuba çok kısa olsa da mutlaka cevap yazıyorum) Gökhan Aygün, Adalet Bakanı’nın son demecinde ‘içeride kötü muamele yoktur’ dediğini hatırlatıp, durumların hiç de öyle olmadığını belirtiyor. Okurumuz bir haftadır Covid-19 hastası olduğunu ve bu yüzden hastaneye götürüldüğünü; ancak orada da bir iğne yapıldıktan sonra cezaevine geri getirildiğini yazmış.
* * *
Yıllardır Siverek T Tipi Cezaevi’nde bulunan Dr. Ayhan Kavak, bu hafta içinde Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi.
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Akif İpek – Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi
İshak Canbay – Bandırma 2 nolu T Tipi CİK
Zeki Eşin – Bolu F Tipi Cezaevi
Gökhan Aygün – Diyarbakır 3 nolu T Tipi CİK
Resul Kocatürk – Kırıkkale F Tipi Cezaevi
Güven Usta – Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi
Zeki Bayhan – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Ayhan Kavak – Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi