DTK Eşbaşkanı Güven kurulan yeni partilerin Kürt sorununa dair mesajlarına, ’Somut pratik adım atılması gerekiyor’ dedi. Öztürk ise, Erdoğan’ın ‘baldıran zehir içeriz’ sözünü hatırlatarak, ‘Zehri bütün insanlığa içirdiler’ dedi
Halkaların Demokratik Partisi (HDP)’nin Demokratik Mücadele Programı’nın üçüncü aşaması kapsamında farklı toplumsal kesimlere yönelik ziyaret ve temaslarını sürdüren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve Berdan Öztürk farklı şehirlerde politik gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, kurulan yeni partilerin Kürt sorununa dair verdiği mesajlara dair “Eskiden parti kurunca Anıtkabir’e gidiyorlardı, şimdi ise Diyarbakır’a gidiyorlar” dedi. Güven, Kürt sorununu artık sadece kongrelerde ele almanın yetmediğini, somut pratik adımlar atılması gerektiğini söyledi.
DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Erdoğan’ın çözüm süreci için yaptığı, “Baldıran zehri içeriz” sözlerini hatırlatarak, “AKP ve MHP faşizmi ‘seçimlerde biz özgürlüğü getireceğiz’, ‘baldıran zehri içeriz Kürt sorunu hallederiz’ diyorlardı. Bugün zehri onlar değil bütün insanlığa içirdiler” dedi.
DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Mersin’de Barış Anneleri ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyeleri ile bir araya geldi.
‘Kadınlar cevaplarını verdi’
Programda ilk olarak HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu söz aldı. AKP-MHP faşizminin kadınlar üzerinden faşizmini meşrulaştırmak istediğini dile getiren Uğurlu, devletin kayyımlar aracılığıyla kadınlara yönelik saldırılarını devam ettirdiğini söyledi. “Bunlar özel savaş politikaların devamıdır” diyen Uğurlu, şunları dile getirdi: Kadınlar buna dair cevaplarını verdi ve vermeye de devam ediyor. Özellikle Kürt halkı ve yoksullara bu devletin vereceği kan ve gözyaşından başka bir şey yok. Buna karşı daha çok örgütlenmeliyiz. Mücadelemizi daha fazla büyütmeliyiz.
‘Öcalan bizleri uykudan uyandırdı’
Uğurlu’nun ardından konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven bütün egemenlerin ilk önce kadın özgürlüğüne saldırdığını, kadınlara sadece çocuk doğurmayı ve evine kapatılması dayattığını söyledi.
“Herkes bir kere baskı görüyor, biz Kürt kadınları ise iki defa baskı görüyor” diyen Güven, sözlerine şöyle devam etti: Daha önce uyuyorduk ve bir gün bir felsefeyle uyandık. Sayın Öcalan bizleri uykudan uyandırdı. Kürdistan mücadelesinde kadın özgürlüğün gördük. Bu gün her ne kadar sayın Öcalan tecrit altında olsa da fikirleri özgürdür. Bugün onun fikirleri aramızda ve özgürdür. TJA olarak çalışmalarımızı yürüttüğümüz zaman Türk kadınlarının da gelmesini istiyoruz. Demokrasi herkese için lazım.
‘Rojava devrimi kadınların fedailiği ile kazanıldı’
Kürt illerinde yaşanan baskılardan dolayı Kürt halkının Türkiye metropollerine göç etmek zorunda kaldığını belirten Güven, “Ama halkımız burada da asimilasyona karşı mücadelesini verdi. Bugün Türkiye metropolleri Kürdistan şehirleri gibidir. Bunu sağlayan annelerdir’ dedi.
“Rojava devrimi bütün kadınlara ilham oldu” diyen Güven, “Kadınların orada ortaya koyduğu mücadele son derece önemli bir devrimdir. Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu perspektifle mücadele eden kadınlardır. Rojava’daki devrim kadınların fedailiği ile kazanıldı. Bizler hem Kürt olduğumuz için hem de kadın olduğumuz için sorunlar yaşadık. İkisinin özü aslıda Kürt sorunu ile aynı kaynaktır. İkisi de yok edilmek ve boğulmak isteniyor” ifadelerini kullandı.
‘Anıtkabir yerine Diyarbakır’a geliyorlar’
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın son dönemde Kürt sorununa, Kürt halkına yönelik verdikleri mesajlar üzerinde duran Güven, bu konuda şunları söyledi: Yeni kurulan partiler var. Bunların da politikası belli Kürt soykırımı ve kadın kırımını amaçlıyorlar. Bunlara kanmayacağız. Bugün yeni kurulan partiler de aynı zihniyetteler. Eskiden parti kurunca Anıtkabir’e gidiyorlardı, şimdi ise Diyarbakır’a gidiyorlar. Kürt sorununu sadece kongrelerinde ele almaları yetmiyor. Bunun için somut pratik adımlar atılması gerekiyor.
‘Halkımız uyanık olsun’
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında aralarında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in 3 günlük Hakkâri ziyaretlerinin ardından Van’a geçti. Van ziyaretlerine başlayan heyetin programı 3 gün sürecek. HDP Edremit ilçe örgütünde halkla yapılan toplantıda, öneri, eleştiri ve sürece dair değerlendirmeler yapıldı.
Kürtlerin statü sahibi olmasını istemiyorlar
Burada ilk sözü alan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Erdoğan’ın çözüm süreci için yaptığı “Gerekirse baldıran zehri içeriz” sözlerini hatırlattı..Kürt halkının sorunlarının, savaşla, göçle, öldürülmeyle çözülemeyeceğini vurgulayan Öztürk, ” Bugün Libya’ya da çetelerini gönderdiler ve Osmanlıcılığı orada var etmeye çalışıyorlar. Yine bugün Güney’de KDP’ye ‘PKK ile savaşın oraya gelelim’ diyorlar. Halkımız uyanık olsun onların derdi PKK değildir. Türkiye; İran ve Suriye ile bir araya gelerek Kürt halkının statü sahibi olmaması için görüşmeler yapıyor. Kürt halkı için bir araya gelen devletlere karşı Kürt halkı da bir araya gelerek cevap vermesi gerekiyor” diye belirtti.
DTK’nin işlevi
Ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Türkiye sistemine güven olmayacağını ve bu sistemin kendini tek renk, tek dil üzerinden var ettiğini hatırlatarak, sisteme karşı Öcalan’ın alternatif sunduğunu hatırlattı. Ancak devletin bu sistemi yok etmek için elinden geleni yaptığını sözlerine ekleyen Aydeniz, “DTK işte böyle bir sistem sunuyordu. Biz meclise giderek, DTK’nin ne olduğunu ne amaçladığını anlatmıştık. Devlet kendi yerini sağlamlaştırmak için Kürt halkının partilerini, kurumlarını kendine tehdit olarak gördü. Bugün DTK kapatılmış olabilir, yöneticileri tutuklanmış olabilir. Bugün sistem rejimin yaptığı gibi ulus sistemleri kendine yakın olmayan herkesi ‘terörist’ olarak görüyor. Bugün DTK’nin sistemi Türkiye sistemine karşı bir panzehirdir” diye konuştu.
HABER MERKEZİ