Gıda fiyatları roket misali. Domates, biber 50TL, salatalık 20 TL oldu. Şekere yüzde 31 zam geldi. Et yine yakayı ele verdi, yüzde 10 zam yedi. Zam sonrası etin toptan fiyatı üçlü haneye terfi etti. Rüyadaysam çimdik atın, siz atmazsanız önce gözlerimi ovup uyanmaya çalışacağım. Yine de uyanamazsam bir iki şaplak atarım yüzüme.
Fırsatçılık mı, acaba?
Hükümet cephesi gıda fiyatlarının artışı için “fırsatçılık yapıyorlar” diyor. Hükümetin bu söyleminin meali şu; yönetsel iradenin teslim edildiği serbest piyasa çıkmazda/krizde. Serbest piyasa politikaları gereği şirketler yönetsel iradenin dışında kaldığı için bu krizi “yönetemiyoruz!” feryadı. Ne eksik ne fazla, tamı tamına bu. Bunu bir kenara not edelim ve fırsatçılıksa soralım;
– Fırsatçıya fırsatı tanıyan kim?
– Ticari ahlak niye bu kadar bozuldu, bozulmasına kim/ler hangi hükümet vesile oldu?
– 2010’da, 11’de, 12’de ve devam eden yıllarda fırsatçılar yok muydu? Vardıysa nasıl önleniyordu? O zaman yoktu şimdi türedilerse önü nasıl alınır, ya da nasıl alınacak veya alınacak mı?
Bunları niye soruyorum?
Bu sorular hükümetlere sorulur, sorunların çözümü onlardan beklenir de, ondan! İktidar ne şikayet etme ne dert yanma, ne de sızlanma yeridir, hükümetlik yapanların buna hakları yoktur; çözüm merciidir çünkü onlar.
Artık nerde yönetsel hata yapıldı da ticari ahlak bozuldu, o mu bulunup çözülecek yoksa hangi yanlış politik karar bu sonucu doğurdu, onu bulmaktır hükümetlik. Hükümetlik, sadece KDV oranlarıyla oynamak, şirketlere ön açıcılık yapmak değil. Şirketlerin dışında geniş halk kitleleri var. Hükümetler esas olarak onlara karşı sorumludur. Halka karşı sorumluluğunu yerine getiren, vatandaşın sorunlarını çözen kalır, çözemeyen gider. Bu zaten bilinen bir gerçeklik, yine de söylemiş olalım biz.
Gelelim sadede
Uzunca bir süreden bu yana neoliberal politikalar zaten totaliter yönetimlerin baskısı-zoru ile yürütülüyor. Yaşadıklarımızdan da gördük ki; kimi ekonomistlerin serbest piyasaya atfettiği gibi ‘sihirli bir değneği’ yok(muş). Hala var diyen varsa, o da bilsin ki; olan, işe yaramıyor. Kim ne derse desin, eğip bükmeye, oraya buraya çekmeye gerek yok, kriz var! Hatta neoliberal sistemin bizatihi kendisi krizde. Çünkü yoksulun şirketlere verecek elde avuçta bir şeyi kalmadı, halk tükendi. Halkın elindeki avucundaki şirketler için yönetenler de halk için yetersiz bakiye veriyor. Bilmem bu size bir şey anlatıyor mu serbest piyasacılar? Evet genelden gıda özeline gelecek olursak; gıda fiyatları artıyor ve hükümet yükselmesinin önüne geçemiyor. Bu son görülüyordu, kaçınılmazdı. Anadolu çiftçisi boşuna demiyor; “tarımı hor gören, yarını zor görür!”