İzmir il kongresinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürtlerin statüsünün tanınması gerektiğini vurguladı. Yerel seçimlere dair ise’ Bu seçimlerde de siyasi etkimizin ne kadar yüksek olduğunu göstereceğiz’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Örgütü, 3’üncü Olağanüstü Kongresi Kültürpark Celal Atık Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Kongreye; DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın yanı sıra Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Cavit Uğur ile çok sayıda milletvekili ve HDP İzmir İl Örgütü’ne dönük silahlı saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın ailesinin yanı sıra binlerce kişi de kongreye katıldı.
Kongre salonunda, İmralı tecridi, ekolojik yıkım ve kadın katliamlarına dair pankartlar yer aldı.
Kongre, 1990’lı yıllardan itibaren verilen siyasi mücadeleye dair hazırlan sinevizyon gösterimiyle başladı.
‘Kürt sorunu çözülürse bütün sorunlar çözülür’
Kongrede Deniz Poyraz’ı anrak konuşmasına başlayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt sorununa dair, “Kürt sorunu bir inkar sorunudur. Kürtlerin dilleri ve kültürü vardır. Kürt sorunu çözülmediği sürece yoksulluk ve işsizlik de çözüm bulmayacaktır. Bugüne kadar Kürtler anadilini konuşmasın, kimliklerine kavuşmasın diye bu ülke 800 milyar dolara yakın para harcadı” dedi.
“Biz bu toprakların kurucu unsuru olan Kürtlerin statülerinin tanınmasını istiyoruz” diyen Bakırhan, “Bu sorun çözülürse 7 bin 500 liraya mahkum olan emekliler daha fazla ücret alır, asgari ücrette çalışan işçiler insanca yaşayacak bir ücret alır, doğayı talan eden bu iktidar doğayı talan edemez, bu ülkeyi çeteler değil hukuk ve demokrasi yönetir” dedi.
“MKM’nin bir konseri daha iptal edildi. İktidar ve iktidar ortakları, istedikleri yerde istedikleri dilde konser verebiliyor” diye devam eden Bakırhan, Kürtlerin kendi dileiryle konser yapamamasını ülkenin ayıbı olduğunu, bu ayıbı ortadan kaldırmak içim mücadele edeklerini belirtti.
Bakırhan, “Geçen yıllarda üniversitelerde kuş dili bölümü bile açan iktidar, Kürt dilini yok sayıyor ve inkar ediyor. Yine son yıllarda Yılmaz Güney, Ahmet Kaya ve en son Şeyh Said üzerinden bir tartışma yürüttüler” diyerek MHP’nin Kürtlerin bu ülkede güvenlik tehdidi olduğunu söylediğini hatırlattı.
Bakırhan, “Bu ülkenin asli unsuru olan Kürtler hiçbir zaman tehdit olmamıştır. Asıl demokrasiyi hiçe sayanlar, tekçi bir yapıyı ortaya koyanlar bu ülkeye bir tehdittir. Artık Kürtlerin statüsünü tanımaz zorundalar. Biz bu topraklarda bin yıllardır varız, vardık, var olmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
Konuşmasında Alevilerin yaşadığı sorunlara da değinen Bakırhan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevlerinin ibadethane statüsünde sayılması kararını hatırlattı. Bakırhan, Kürtlere yaklaşımların aynısının Alevilere de uygulandığını söyledi. Kürtlere atanan kayyımların aynısının Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle Alevilere atanmak istendiğini kaydederek, Aleviler özgür oluncaya ve inançları güvenceye alınıncaya kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
‘Tecrit Ege’deki işçiye de yansıdı’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit politikasının Türkiye’yi yoksullaştırdığını vurgulayan Bakırhan, şunları söyledi:
“Tecrit politikası sonucu mafya ülkeyi yönetecek düzeye geldi. Tecrit sonlansın, Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşsun diye tutsaklar açlık grevinde. Mutlak tecrit ne yasaldır ne de vicdanidir. Sayın Öcalan, 2015 yılında halklar demokratik bir cumhuriyette yaşasın diye ortaya bir irade koydu. Tecrit politikası sadece Sayın Öcalan’a değil, Ege’deki işçiye, Trakya’da ki çiftçiye de yansıyor. Biz tutsakların taleplerinin yanındayız ve onlarla birlikte mücadele içinde olacağız.”
‘Amed kayyımına sessiz kaldığımız sürece Ege’nin de kıyıları yandaşlara verilecek’
Bakırhan, konuşmasında İzmir’deki ekolojik tahribat üzerinde de durarak, “Yaşam alanlarını bilerek talan ediyorlar. Bu topraklardaki halkları karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İzmir bu iktidar döneminde tıpkı Amed gibi bir yatırım almadı ve üvey evlat muamelesi gördü. Bunun için İzmirli emekçileri Siirt’le, Mardin’le dayanışmaya çağırıyoruz. İktidarın sizlere uyguladığı politikalar Amed’te, Mardin’de de uygulanıyor. Yakın zamanda İzmir’de yağmur yağdı ve sel oluştu. Ama altyapı için hükümet desteği yok. İmar Başkanlığı aracığıyla Ege kıyılarının tamamı yandaşlara peşkeş çekildi. Biz Amed kayyımına sessiz kaldığımız sürece Ege’nin de kıyıları yandaşlara verilecektir. Dolayısıyla buna karşı birlikte mücadele etmek zorundayız. Yerel seçimlerde bu zülüm politikalarına karşı hepbirlikte karşı durarak boşa çıkaracağız” ifadelerini kullandı.
Tarihi bir yerel seçimlere yaklaşıldığını kaydeden Bakırhan, seçimlerde ilk hedeflerinin kayyımları göndermek olduğunu belirtti. Ardından Kürdistan’da AKP’nin elinde olan ve yolsuzluklarla bilinen belediyeleri alacaklarını ifade eden Bakırhan, son olarak şunları söyledi:
“Batıda da emekçilerin, halkların, yoksulların, Alevilerin, yöre derneklerinin, emek-meslek örgütlerinin katıldığı kent uzlaşısıyla adaylarımızı belirleyeceğiz. Sadece bir kaç parti ile değil, İzmir’in tüm dinamikleriyle bir araya gelerek, adaylarımızı belirleyeceğiz. Kadın özgürlükçü, çevreyi ranta açmayan, evrensel insan haklarına inanan, hukuk düzenini uyan bütün toplumsal kesimlerle güç birliğine açığız. Nerede bir ezilen varsa, iradesi yönetim kademelerine yansıyacaktır. İktidar bizim siyasi etkimizin olmadığını söylüyor. Ama biz son iki seçimde nasıl bir etkimiz olduğunu gösterdik. Öyle bir etkimiz var ki domuz bağcılarla (HÜDA-PAR) ittifak kuracak kadar korktular. Bu seçimlerde de siyasi etkimizin ne kadar yüksek olduğunu göstereceğiz. Emin olun güçlüyüz ve kazanabiliriz. Biz bu ülkenin büyük çoğunluğuyuz. Seçimlerde bir zafer tablosu ortaya çıkacaktır.”
Kongre mali ve faaliyet raporlarının okunmasıyla devam etti. Yapılan seçimlerde Zehra Vezan Karabulut ve Mehmet Kuriş yeni eşbaşkanlar olarak seçildi.
HABER MERKEZİ