AKP iktidarı uzun yıllardır biyolejik çeşitliliği ticari bir meta haline getirme girişimlerini hayata geçirirken, diğer yandan biyoçeşitliliğe zarar verenlere 550 bin TL ceza kararı ile ikiyüzlülüğünü gösteriyor
Bir yandan biyoçeşitliliği ticari meta haline getiren iktidar diğer yandan biyoçeşitliliğe sermaye dışınnda zarar verebilecek olanlara uygulanan cezayı 5’e katladı. 2872 Sayılı Çevre Kanununun 20. Maddesinin Birinci Fıkrasının (k) Bendi Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2021/62), Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlandı. Tebliğde; biyolojik çeşitliliği tahrip edenler, sulak alanlar için yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlar ve nesli tehdit veya tehlike altında olan türler ile nadir bitki ve hayvan türlerini ticarete konu edenler için uygulanacak para cezaları, 2022 yılı ile birlikte 110 bin ila 550 bin TL arasında cez uygulanacak.
Katliam düzenleyicisi Bakanlık!
Orman ve Tarım Bakanlığı’nın biyoçeşitliliği ticarileştirip nesli tükenme tehlikesiyle yüzyüze olan hayvanların katliamını kendisinin düzenliyor olması ikiyüzlüğün daniskası oarak ortaya çıkıyor. Bakanlık 2021-2022 Av Yılı Av Turizmi Uygulama talimat yazısında, ülkenin çeşitli yerlerinde belirlenen avlaklarda toplamda 233 yaban Keçisi (Teke), 26 Hatalı Boynuzlu/Çelek Yaban Keçisi, 9 melez yaban keçisi, 22 Çengelboynuzlu Dağ Keçisi, 8 Anadolu Yaban Koyunu, 3 Ceylan (Sadece Şanlıurfa’da avlanabilecek), 67 Kızıl Geyik, 174 Karaca ve sayısız domuz öldürülebilmesini sağlayacak olan ‘ihaleler’ düzenleyebiliyor.
Canlılar sermaye hizmetine!
Bakanlık tarafından sürdürülen biyolojik çeşitliliğin kayıt altına alınarak bu bilgilere erişimin düzenlenmesine yönelik çalışma tüm il coğrafyalarında tamamlandı. Bu bağlamda yapılan açıklamalar içinde en dikkat çekici açıklama Samsun eski Vali Yardımcısı Hakan Kubalı’dan gelmişti; “Sahip olduğu tabii kaynaklar bakımından oldukça zengin bir ülke olan Türkiye’nin, biyolojik çeşitliliğin ekonomiye kazandırılması ve genetik kaynaklarımıza dayalı sınai mülkiyet haklarından ülkemizin faydalanmasına katkıda bulunulması hedeflenmektedir.” Biyoçeşitliliğin tespiti ve kayıt altına alınması, bitki ve hayvanların sermaye yağmasına sunulacağını açıkça ortaya koyan bir açıklama bakanlığın bir diğer ikiyüzlüuygulamasıdır.
Türlerin YÜZDE 75’i katledildi
FAO’nunda belirtiği gibi dünya üzerindeki biyoçeşitliliğin yaklaşık yüzde 75’i yok edildi. 1971 yılında Dünya Bankası ve FAO tarafından Rockefeller ve Ford Vakıflarının desteği ile kısa adı CGIAR olan Uluslar arası Tarım Araştırmaları Danışma Grubu adıyla bir kuruluş oluşturulmuştu. CGIAR’ın görevi ise bütün dünyadan canlı genleri toplamak ve ‘insanlık’ adına saklamak iddiasıyla şirketlerin hizmetine sunuldu. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) raporunda, 784 türün dünya üzerinden tamamen yok olduğu açıklandı. 16.119 hayvan türünün ise soyu tükenmek üzere. Dünyayı her yönüyle yaşanmaz hale getiren kapitalizmin doymak bilmez varlığı ve dayattığı politikalarla bu yok edişlere insanları ortak edebiliyor olması dikkat çekicidir. EKOLOJİ SERVİSİ