G-20 toplantısına katılan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Latin Amerika ülkelerine tarım ihracatından söz etmesi şaşkınlık yarattı. Oysa Türkiye’nin kendisi tarımsal ürünlerde ithalata bağımlı
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarım ürünlerinin Latin Amerika ülkelerine ihracatını artırmaya yönelik çalışmalara destek vereceklerini belirterek, “Bu pazarlar artık Türkiye’ye uzak pazarlar değil. Girişimcilerimizin buraya daha çok gelmelerini arzu ediyorum” dedi. Türkiye’de her geçen gün tarım ürünleri üretimleri düşerken, Bakanın tarım ürünleri ihracatından söz etmesi şaşkınlık yarattı. “Latin Amerika ülkeleri coğrafi olarak uzak olmasına rağmen buralarda dünya ekonomisinin yavaşlamasından dolayı nakliye fiyatları ucuzladı. O nedenle, emtia konusunda doğacak fırsatları karşılıklı takip etmemiz lazım. Bu pazarlar artık Türkiye’ye uzak pazarlar değil. Bu anlamda, girişimcilerimizin buraya daha çok gelmelerini arzu ediyorum. Buradaki ticaret müşavirliklerimize de önemli görevler düşüyor. Bu bölgedeki ülkelerde, özellikle emtialar konusunda Bakanlık olarak üzerimize düşen her tür desteği vereceğiz” açıklaması sonrası, 2050 yılında küresel nüfusun 9,7 milyara ulaşmasının beklendiğine işaret eden Pakdemirli, dolayısıyla tarımsal üretimin yüzde 50 artırılmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bu vurgunun ardından ise küresel gayri safi hasılanın yüzde 85’i, dünya ticaret hacminin yüzde 75’i ve tarım ürünleri ticaretinin yüzde 80’inin G-20 ülkelerinde gerçekleştiğine dikkati çeken Pakdemirli, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 65’inin ve dünyadaki tarım arazilerinin yüzde 60’ının bu ülkelerde bulunduğunu belirtti. Pakdemirli’nin tarımsal üretimlerin sermaye sahipleri için önemli bir alan olduğuna işaret ettiği, dünya halklarının gıda ihtiyacının karşılanmasıyla ilgilerinin olmadığını ortaya koydu. Pakdemirli’nin zirve kapsamındaki toplantılarda, Türkiye olarak özellikle gıda güvencesine vurgu yaptıklarını belirtmesi ise trajikomik bulundu. Gıda güvenliğine Bakanlığın bakışı sermaye çıkarları demek olduğunu Türkiye’de küçük çiftçiliğin yok edilme adımlarına bakınca net görülebiliyor.
Aslı astarı olmayan iddialar
Pakdemirli, zirveye ilişkin değerlendirmesinde, 3 gün süren programın ana temasının “sürdürülebilir tarım ve çölleşmeyle mücadele” olduğunu ifade etti. Gıda israfı ve çölleşmeyle mücadele konusunda Türkiye’nin örnek çalışmalara imza attığını anımsatan Pakdemirli, “Bakanlık olarak yürüttüğümüz ve örnek proje olarak gösterilen ‘Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası’nı anlattık. Ayrıca bu yılki zirvenin konusu olan ‘toprak’a vurgu yaptık. Çölleşmeyle ilgili neler yaptığımızı anlattık. Ağaçlandırma çalışmalarıyla 15 yılda 1,5 milyon hektar orman alanımızı artırdığımıza dikkati çektik” dedi. Ancak bu sözlerinin de Türkiye’deki gerçeklikle ilgisi olmadığı ise biliniyor. 2013’te Tarım Bakanlığı tarafından yapılan ‘Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası’ndan haberi olan var mı bilinmiyor ancak bu kampanyaların sadece bir propaganda amacı güttüğü ve ekmek israfına bir nebze olsun katkısının olmadığı ise bir gerçek. Ormanlık alanların arttığı açıklamasının ise Eroğlu’nun aslı astarı olmayan bir söylemi olduğu ve Pakdemirli’nin de bu söyleme tutunduğunu gösterdi.
EKOLOJİ SERVİSİ