Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Şu an Marmara Denizi’nde herhangi bir müsilaj problemi yok. Bilim insanlarımızın verdiği görüş, fikir ve öneriler de bu noktada kısa vadede bir müsilajla karşılaşmayacağımız noktasında. Tabii bu müsilajın hiç olmayacağı anlamına gelmiyor. Bu çerçevede adımlarımızı kararlı bir şekilde atmak zorundayız. Biz burada, hem acil hem orta hem uzun vadede atılması gereken adımları bir bir belirledik” diye konuştu. Diğer taratan Marmara’da kışın ortasında ortaya çıkan müsilajdan haberi olmayan Kurum’un müsilaj problemi olmadığını söylemesi manidar.
Yap-işlet-devret!
Kocaeli’de Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında bina yıkımını izlemeye gelen Kurum, Marmara Denizi’nin özel çevre koruma bölgesi ilan edildiğini, 22 maddelik Marmara Denizi’ni koruma eylem planı çerçevesinde adımlarını attıklarını iddia ederek, “İnşallah çok yakın bir zamanda düzenleme yapılacak ve belediyelerimiz arıtma tesislerini, çevre projelerini yap-işlet-devret, yap-kirala gibi modellerle yapabilecek. Bunun da önünü açıyoruz. Açıkçası burada her kurum üstüne düşen vazifeleri yerine getirecek. Biz de bunun takipçisi olacağız. Gerek belediyelerimiz, gerek valiliklerimiz anbean Marmara’mızı takip edeceğiz. Yaşanabilir, tertemiz Marmara adına yapılması gereken tüm adımları da atmaya devam edeceğiz” sözleri ile müsilajla mücadele adı altında, yap-işlet-devret-kirala gibi yöntemlerle belli başlı şirketlere birikim alanı açma peşine düştüklerini gösterdi.
‘Denizin zamanı yok’
Geçtiğimiz Mart ayı başında Bandırma’da yoğun bir müsilaj oluşumu oladuğu açıklanmıştı. Marmara’da her hafta dalış yapan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ekibi, müsilajın deniz dibinde etkisini göstermeye devam ettiğini gözlemledi. Bu durum, yoğun yağışlara karşın değişmedi. Müsilajın deniz dibine çöktüğünü belirten ekip başkanı Dekan Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Gördüğümüz manzara aslında Temmuz-Ağustos ayından çok farklı değil. Organizmaları öldürmeye devam ediyor. Su koşulları yoğun müsilaj oluşumuna çok uygun” dedi. 12 maddelik düzenlemelerin gevşediğini ve uygulamaların yavaşladığını söyleyen Sarı, “Yaralı bedene tekme atıyoruz. Denizin zamanı yok; kirlenmeye, ısınmaya devam ediyor” diye belirtti.
EKOLOJİ SERVİSİ