Yazar Erkan Aydoğanoğlu, Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nı değerlendirdi: Süslü, içi boş cümlelerle, tamamen gösteriye dayalı ama inandırıcılıktan gerçeklikten çok uzak bir ekonomik program
Yadigar Aygün
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 2020-2022 aralığını kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nı geçtiğimiz haftalarda açıkladı. Planda ‘dengelenme ve değişim’ vurgusu öne çıktı. Bakan Albayrak, YEP’te 2019-2021 yılları için enflasyon ve cari açık beklentileri aşağı yönlü revize edileceğini iddia etti. Albayrak, IMF’nin ve uzmanların küçülme beklentisinin aksine Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 0.5 büyüyeceği tahmininde bulunurken, gelecek yıllar içinse yüzde 5’lik bir büyüme olacağını savundu. Bakan Albayrak 2020 yılı sonunda işsizliğin yüzde 13,8 olacağını tahmin ettiklerini belirtti. Bir önceki dönemde 2020 sonu için işsizlik tahmini yüzde 11,8 idi. 2021 yılında işsizliğin 10,6 olması bekleniyordu şimdi ise tahmin yüzde 12,9 oldu. Yazar Erkan Aydoğanoğlu, geçtiğimiz hafta açıklanan YEP’i gazetemize değerlendirdi.
‘İnandırıcılıktan uzak’
Ülkenin tek adam rejimiyle yönetildiğine dikkat çeken Aydoğanoğlu, YEP’in ekonomik krize ve ekonomik sorunlara çözüm olmayacağını söyledi. Aydoğanoğlu, ülkenin adeta birer şirket mantığı ile yönetildiğini vurguladı. Aydoğanoğlu, “Cumhurbaşkanlığı sistemiyle tek adam rejimine geçildi. Bu yeni rejimde her şey, her kurum tek kişiye bağlı. Kurallar, kararlar bir kişi üzerinden yürüyor. Ülke artık bir şirket gibi yönetiliyor. Bir şirket gibi yönetildiği için kavramlar şirketlere uygun bir şekilde yapılandırılıyor. Bakan, YEP’i sunarken bir şirket CEO’su edasında sundu. Yeni açıkladığı program süslü, içi boş cümlelerle, tamamen gösteriye, sunuma ve görselliğe dayalı ama inandırıcılıktan gerçeklikten çok uzak bir program. Hatta bazı yerlerine hayal mahsulü diyebiliriz. Normalde iktisat dersinde bakan beyin kullandığı kelimeleri bir çocuk kullansa çocuk o dersi geçemez. En temel iktisadi kavramları bile doğru açıklamayan bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Kitapçığın hepsini okudum. Açıklanan programa baktığımızda aklı başında kimseye inandırıcı gelmeyen bir program var” dedi.
‘Talimatla düşmez’
Ekonomik krizin giderek derinleştiğinin altını çizen Aydoğanoğlu, açıklanan YEP’in gerçeklikten oldukça uzak hedefler olduğunu vurguladı. Aydoğanoğlu, AKP’nin kendi seçmeninin bile artık AKP’nin açıkladığı paketlere, programlara inanmadığını belirtti. Aydoğanoğlu, “Çeşitli bahaneleri ileri sürüyorlar bu yıl salgını ile sürdüler ama Türkiye 2018 yılından bu yana ekonomik kriz yaşıyor. Gerçekçi rakamları tartışmak yerine bu son YEP’te Cumhurbaşkanlığı Sistemine övgü dizen ifadeler var. AKP, zeminin ayaklarının altından kaydığını görüyor. İyimser tablolar sunmaya çalışıyorlar. Açıklanan YEP’te enflasyon yüzde 10.5 denilmiş bunun gerçekleşmesi mümkün değil. Enflasyon söylediklerinden yüzde 50 daha fazla çıkacak. TÜİK müdahale ile çeşitli istatistiksele verilerle enflasyonu, işsizliği düşük gösteriyor. Saray’dan talimat bile gelse TÜİK enflasyonu yüzde 10.5 yapamaz. ‘Verin bu kardeşinize yetkiyi enflasyon nasıl mücadele edilir göreceksiniz’ dediler gördük hatta herkes gördü. ‘Meydan okuyoruz’ diyorlar, kime? neye meydan okuyorsun? Vatandaşın meydan okumaya değil sorunlarına çözüm üretilmesine ihtiyacı var. Bakan’ın açıkladığı program gerçekleşmeyecek hayallerden oluşuyor. AKP’ye kendi seçmeni bile artık inanmıyor. Ciddiye alınacak bir tarafı yok” diye konuştu.
‘İşsizlik sorunu sürecek’
YEP’te açıklanan ‘İşsizlik rakamlarını düşüreceğiz’ söylemin gerçekleşmeyeceğini belirten Aydoğanoğlu, TÜİK’in gerçek rakamları yurttaşlardan gizlediğini, verilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Erkan Aydoğanoğlu, “Programın en zayıf kısmı ise emekçilerle yönelik olan kısmı. İnsanlar salgın nedeniyle iş ve gelir kaybı yaşadılar. Bugün işten çıkarma yasak ama fiilen bu gerçekleşiyor. Emekçiler, ücretsiz izin uygulamasıyla 1671 TL’ye yaşamaya mahkum edildi. Bu maaşla ne kira ne fatura ödeyebilir. Hiçbir şeye yetmeyecek sembolik bir miktar. Açıklanan programda işsizliğin 13.8 olacağını söylemişler. Haziran 2020’de işsizlik rakamları yüzde 13.4 çıktı. Gerçek işsizlik ise TÜİK’in açıkladığıdan yüzde 40 daha fazla. 10 milyon fiili işsizlik var. İşsizlik rakamlarının düşük çıkmasının sebebi insanların iş bulması değil istihdamdaki sayının azalmasıdır. İnsanlar istihdamdan çekiliyor. Evine kapanıyor iş aramıyor. İşsizler, ‘İş arasam bile bulamayacağım’ diye düşünüyor. TÜİK bu insanları hesaba katmıyor. Bir de işsizlere sorun bakalım evine ekmek götüremeyen, faturasını ödeyemeyen bakalım ne diyecekler. TÜİK bile artık işsizliği gizlemiyor. YEP’te ‘istihdam yaratmak’, ‘üretimi artırmak’ vs. gibi provokatif söylemlerde bulunuyorlar ama bunun hiçbir geçerli yanı yok” diye belirtti.
‘Karanlık tünele girildi’
Türkiye ekonomisinin karanlık bir sürece girdiğini söyleyen Aydoğanoğlu yurttaşların, emekçilerin, ezilen kesimlerin değil sermayenin korunduğunu belirtti. Aydoğanoğlu, “2020 bütçesi daha ilk 6 ayda alt üst olmuş durumda; kaynak var mı? Var ama kaynağı harcama konusunda sınıfsal bir tercih sorunu var. AKP, yaptıklarıyla kaynakları temsilcisi olduğum çıkarlarını savunduğum patronlara harcamak istiyorum diyor. Geçmediğimiz köprülere, kullanmadığımız havalimanlarına, otoyollara, tünellere aktarmak istiyorum diyor. Vatandaşın sorunlarına kalıcı çözüm bulmak istemiyorum demek istiyorlar. AKP, bu tür YEP gibi programlar üzerinden patronlara teşvik yaparken işçilere, yoksullara kaderinize razı olun söylemleri üzerinden politikalarını hayata geçirmeye çalışıyorlar. Ekonomide trajikomik durumlar ortaya çıkmaya başladı. Türkiye ekonomisi karanlık bir tünele girmiş durumda. Bu durumdan en çok bu ülkenin yoksul emekçi kesimi etkileniyor. Zengine bir şey olmuyor” diye konuştu.
‘Bu gidişle Arjantin olacak’
Türkiye’nin ekonomisinin küçüleceğini belirten Aydoğanoğlu, cari açığın büyüyeceğini söyledi. Türkiye ekonomisinin dışa bağımlı olduğunu hatırlatan Aydoğanoğlu,“Yüzde 5 büyüme çok abartılı bir rakam. Cari açık vermeden büyüme mümkün değil. Üretirken bile her şeyi ithal ediyoruz. İthal ettiğimiz ürünler ile ihracat yapıyoruz. Bakan bey dövize bakmıyormuş ama bakmak zorundasınız. Türkiye dolarla giden bir ekonomi. TL dolara bağımlı bir ekonomidir. Doların 1 kuruş oynaması Türkiye ekonomisinin çok ciddi borç artışlarına neden olabiliyor. Çünkü dolar bir kuruş arttığında döviz kuru 4.3 milyar borçlanıyor. Türkiye borcunu ödüyor mu ödüyor ama cari açık giderek büyüyor. Türkiye Arjantin ekonomisine yaklaşıyor. Türkiye böyle devam ederse Arjantin ekonomisi gibi olur. Venezuela olması şuanlık kolay değil. AKP iktidarının en kötü bütçesi olacak 2020 bütçesi. 2021 bütçesi 2020 bütçesini aratacak” dedi.
‘Tek adam gitmeden…’
Tek adam rejimi devam ettikçe ekonomik krizin ve siyasi krizin daha da artacağını söyleyen yazar Aydoğanoğlu, baskı politikalarından vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi. Aydoğanoğlu, “3 yıldır Cumhuriyet döneminin en kötü ekonomik krizini yaşıyoruz. Kriz derinleşerek devam edecek. Tek adam rejimi sürdükçe Türkiye bu krizden asla çıkamaz. Parlamentoyu askıya alan, adaleti, baroları, tüm kurumları saraya bağlayan tek adam sistem değişmedikçe güçlendirilmiş bir parlamento gelmedikçe bu kriz atlatılamaz. Seçilmiş belediye başkanları tutuklandı. Belediyelere kayyumlar atanıyor. Milletvekilleri operasyonlarla tutuklanıyor. Her şey Saray’dakinin iki dudağı arasında ve onun üzerinden yürüyen bir sistem var. Meseleye sadece ekonomik açıdan bakarsak yanılırız. İktidar muhtemelen daha da sertleşecek, ilerleyen dönemde baskı daha çok artacak.”
Hayali beklentiler ve gerçekler
Eylül 2018 tarihinde Yeni Ekonomi Programı Paketi’ni (YEP) ‘Dengelenme, disiplin, dönüşüm’ olarak tanımlayan Bakan Albayrak’ın işsizlik beklentisi hedefleri 2018’de yüzde 11.3, 2019 için yüzde 12.1, 2020 için yüzde 11.9 ve 2021 için yüzde 11.8 olarak açıklanmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Temmuz 2020 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçlarını 12 Ekim 2020’de açıkladı. TÜİK’e göre 2020 Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 369 bin kişi azalarak 4 milyon 227 bin kişi oldu. DİSK-AR, ILO’nun yöntemini esas alarak Covid-19’un yarattığı gerçek istihdam kaybını ve işsizliği hesapladı. DİSK-AR’ın raporuna göre ise Covid-19 etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı Temmuz 2020’de 10,4 milyon olarak gerçekleşti. DİSK-AR yaptığı araştırmada, “TÜİK’in açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19’un yarattığı tahribatı yansıtmaktan oldukça uzaktır. Nisan 2020’den bu yana uygulanan işten çıkarma yasağı nedeniyle dar tanımlı işsizlik verileri işgücü piyasalarındaki gerçek tabloyu yansıtmıyor. TÜİK’in Temmuz 2020 dönemine ait sonuçlarında yer alan dar tanımlı (resmî) işsizlik oranı ve işsiz sayısı Covid-19 döneminde yaşanan istihdam ve iş kaybını yansıtmayan ve tamamen TÜİK’in işsizlik hesaplama tekniğinin yetersizliğinden kaynaklanan bir sonuçtur” diye belirtildi.
Harikalar diyarı
Bir önceki YEP’te yüzde 8 olarak açıklanan 2020 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 10,5’e yükseldi. 2021 beklentisi yüzde 6’dan 8’e, 2022 beklentisi yüzde 4,9’dan yüzde 6’ya çıkarken, 2023 yıl sonu beklentisi yüzde 4,9 olarak açıklandı.
İkinci YEP’te yüzde 5 olarak açıklanan 2020 yıl sonu büyüme beklentisi geçtiğimiz hafta açıklanan 3’ncü YEP’te salgın ileri sürülerek yüzde 0.3 olarak güncellendi. 2021 yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 5’ten yüzde 5.8’e çıkarken, 2022 yıl sonu büyüme beklentisi değişmeyerek yüzde 5, 2023 yıl sonu büyüme beklentisi de yüzde 5 olarak açıklandı.