TMMOB Makina Mühendisleri Odası çalışmalarına izin verilen kömürlü santralleri Bakanlığa ‘Baca filtreleri takıldı mı?’ diye sordu
Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, kapatılan termik santrallere ilişkin Manisa’da yaptığı açıklamada, kapatılan santrallerde yapılan incelemelere göre, işletmecilerin zorunlu olarak kurması gereken baca gazı filtrelerini, baca gazı arıtma ve sürekli emisyon ölçüm sistemlerini ‘büyük ölçüde’ tamamladığını belirterek, “Soma Termik Santrali’nin 6 ünitesinden 4’üne, Kangal Termik Santrali’nin kapalı olan 2 ünitesine, Çatalağzı Termik Santrali’nin kapalı olan 2 ünitesine, Seyitömer Termik Santralimizin 4 ünitesinden 2’sine, Tunçbilek Termik Santralimizin de 3 ünitesinden 2’sine ve Afşin A Termik Santrali’nin de 4 ünitesinden 2’sine bir yıl ‘geçici’ çalışma ruhsatı verilmiştir” diye belirtmişti.
Afşin Elbistan, Çan ve Tunçbilek termik santralerinin baca filtresi takmadan çalıştıklarına yönelik halkın şikâyetlerini geçtiğimiz gün gazetemizde gündeme getirmiştik. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkan Yunus Yener imzası ile kapatılan termik santrallerinin işletmecilerin zorunlu olarak kurması gereken baca gazı filtrelerini, baca gazı arıtma ve sürekli emisyon ölçüm sistemlerini büyük ölçüde tamamladığı gerekçeleriyle yeniden açılmasına izin verilmesiyle ilgili sorular yöneltti. Bu santrallerin çevre mevzuatının gereklerini tam olarak yerine getirip getirmedikleri hususunda ciddi kuşkular bulunduğu vurgulanan açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilgili yöneticilerine şu sorular soruldu:
- Söz konusu santrallerin yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğine dair ciddi bilimsel ve güvenilir çalışmalar ne ölçüde yapılmıştır? Böyle çalışmalar yapılmışsa, neden kamuoyuyla paylaşılmamıştır? Yapılmamışsa, salt idari kararlarla bu santrallerin çalışmalarına nasıl izin verilmektedir?
- Bütün eksiklerin giderildiğine dair bilimsel ve güvenilir çalışma ve belgeler kamuoyu ile paylaşılmadan, söz konusu santrallerin çevre mevzuatına göre olması gereken ekipman ve sistemleri tam olmaksızın çalışmalarına izin verilmesi, kamu yönetimin görev etiği ve sorumluluğu ile bağdaşmakta mıdır, toplum yararına uygun mudur?
- Baca Gazı Kükürt Arıtma Tesisi yatırımlarına başladıkları ve ilerleme kaydetmiş oldukları gerekçesiyle çalışma izni verilmiş olan santrallerde (kamu bünyesindeki 18 Mart Çan ile özelleştirilen Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri) gerekli yatırımlar tamamlanmış ve devreye alınmış mıdır?
- Söz konusu santrallerde baca gazı salımlarının (emisyonların) anlık olarak izlendiği sistemlerin mevcut olduğu ve katı– sıvı atıkların da izlenebildiği bilinmektedir. Bu atıkların başta yerel halk olmak üzere ülke halkının sağlığını çok ciddi şekilde olumsuz yönde etkilediği, canlı yaşamını ve doğayı tahrip ettiği kuşkusuzdur. Buna rağmen veriler neden kamuoyuyla paylaşılmamakta ve gizli tutulmaktadır?
- Yukarıda belirtilen, azot oksit ve katı atık depolama tesisi sorunları bu santrallerde çözülmüş müdür yoksa devam mı etmektedir? Sorunların çözümlenmediği ve devam ettiği santrallerde gerekli çevre koruyucu önlemler tamamlanmadan elektrik üretiminin sürdürülmesi, hangi bilimsel çerçevede uygun görülebilmektedir?
- Çevreye verilen zararları azaltıcı yatırımları sonuçlandırmayan santrallerin üretimlerini sürdürmeleri ve üzerine bir de kapasite tahsisi vb. mekanizmalarla kamudan maddi destek almaları toplumsal vicdana uygun mudur?
- Geçtiğimiz yıl kamuoyundan gelen baskılar sonucunda Cumhurbaşkanınca çevre mevzuatı muafiyet süresi veto edilen ve veto kararı da basında, “halkın zehirlenmesine izin verilmeyeceği” başlıklarıyla duyurulan santrallerde o günden bugüne gerekli iyileştirme yatırımlarının eksiksiz olarak yapıldığı kanıtlanmamış iken bugün itibarıyla çalışmalarına izin verilmesi vicdani, adil ve yasal bir uygulama olarak kabul edilebilir mi?
- Bu durum, ülkemizi doğasıyla ve yurttaşlarıyla santrallerin neden olduğu birçok zararlı etkiye maruz bırakmak anlamına gelmiyor mu?
Kararlar göz boyama mı?
Ayrıca çalışmasına izin verilen söz konusu termik santrallerden birinin yeniden faaliyete geçmesine yöre halkının tepki göstermesi üzerine halkın, ilçenin mülki amirince dile getirilen “asker yığma, sosyal mesafe kuralına uymamaktan idari para cezası vb. tedbirlere”(!) muhatap oldukları yönünde haberler de basında yer aldığı kaydedilen açıklamada, “Odamız, atanmış ve seçilmiş yöneticilerin görevinin, santral yatırımcısı sermaye gruplarının çıkarlarını kollamak değil, her ne pahasına olursa olsun o bölgede yaşayan insanların, toplumun, çevrenin, doğanın ve ülkenin çıkarlarını korumak olduğu düşüncesindedir. İlgili yöre halkı ve tüm yurttaşların söz konusu santrallerin gerekli önlemleri alıp almadıklarını, kurulan tesislerin “göstermelik, göz boyamalık” olup olmadığını bilme hakları; konuyla ilgili idarelerin de bu konularda halkı aydınlatma, bilgilendirme sorumluluğu vardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı bu doğrultuda davranmaya, izin belgeleri ve denetim raporlarını yurttaşların erişimine açık hale getirmeye, tüm santral ve endüstriyel tesislerde salımlar ve atıklarla ilgili anlık ve toplu ölçüm ve izleme verilerini ilgili santral ve tesislerin internet sitelerinde yayımlanmasını sağlamaya, şeffaflığı ve erişilebilirliği tesis etmeye çağırıyoruz” denildi.
EKOLOJİ SERVİSİ