5 yaşındaki ikiz çocukların Kürt ulusal kıyafetleri giydikleri için gözaltına alınmasına tepki yağdı. Gazetemize konuşan çocukların babası Nedim B., ‘Ne yaparlarsa yapsınlar biz ulusal kıyafetlerimizden, dilimizden kültürümüzden vazgeçmeyeceğiz’ dedi
Gülcan Dereli
Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 19 Mart’ta yapılan Newroz kutlamasında Kürt ulusal kıyafetleri giyen çok sayıda kişi, “örgütsel kıyafet giymek” gerekçesiyle engellenmiş ya da gözaltına alınmıştı. Alana alınmayanlar arasında ulusal kıyafetler giyen 5 yaşındaki A.B ve E.B. isimli ikizlerin de olduğu ortaya çıktı. İki kardeş, gözaltına alınan anneleri Zeynep B. ile birlikte Bismil Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Burada anne Zeynep B.’ye “Bu elbiseleri nereden aldınız?”, “Yasak olduğunu bilmiyor muydunuz?” şeklinde sorular yöneltildi. Zeynep B., “Daha öncede bu elbiselerle Newroz’a katıldık. Ortada herhangi suç unsuru yok. Bu elbiseler bizim yöresel elbiselerimiz” şeklinde ifade verdi. Tutanağın ardından ikizlerin parmak izi de alındı. Çocuklar fişlendikten sonra anne serbest bırakıldı. 5 yaşındaki ikiz çocukların Kürt ulusal kıyafetleri giydikleri için gözaltına alınması, elbiselerinin çıkarılarak soğukta bekletilmesi, parmak izlerinin alınması büyük tepki çekti. Mezopotamya Ajansın’dan Fethi Balaman’ın gündeme oturan haberinde çocuklara yönelik gözaltıyı, ulusal kıyafete yaklaşımı, aileye, psikologlara, avukatlara ve siyasetçilere sorduk.
Çocuklara yapılan uygulamaya tepki gösteren Diyarbakır Barosu Çocuk Komisyonu’ndan Avukat Emin Gün, “Kanunen böyle bir şey mümkün değil. 12 yaşından küçük çocuklara yargılama ya da gözaltı işlemi yapılamaz. Ancak bu yıl Diyarbakır Newrozu’nda 12 yaş altı 3-4 çocuk gözaltı işlemine tabi tutuldu. Bir kısmı 2 gün boyunca bir kısmı da bir gün olacak şekilde gözaltında tutuldu. Onunla ilgili de bir rapor hazırladık. Üst arama konusu Diyarbakır’da da uygulandı. Güvenlik gerekçe gösterilerek çocukların üstü çıkarıldı, arandı. Bu bir travma yarattı çocuklarda. Gözaltındaki çocuklarda da bunu çok net gördük. Asıl amaç Newroz kutlamalarında halkı birleştiren bir yanını kırmaya yönelik çok ciddi saldırılar oldu. Sadece çocuklara değil yetişkinlere de aynı şekilde kadınlar da çok ciddi ince aramalardan geçirildi. Yine çocukların üstü çıkarıldı. Bu biraz iradeyi kırmaya yönelik bir şeydi” dedi.
Çocukları TEM savcısı sorguluyor
Diyarbakır’daki çocuk şubelerinin bir dizi hukuksuzluklara imza attığını kaydeden Gün, “Soruşturma evresinde kanunun 15. Maddesi açıkça diyor ki; ‘suça sürüklenen çocukların soruşturmasını çocuk bürodaki savcılar yapar.’ Yani çocuk savcısının soruşturmayı yürütmesi gerekirken Diyarbakır’da TEM savcısı çalışıyor. TEM savcısı ve TEM’in kendi kolluğu bu tür işlemler yaptığı zaman maalesef karşılaştığımız manzara bu. Bir düşman hukukuyla karşı karşıyayız, açıkçası bir saldırı var. 4-5 yaşındaki çocukların üstünü çıkarıp o soğukta o halde çocuklara yargılama işlemi yapılması düşman hukukudur. Gerekli işlemleri yaptık. Kolluklar hakkında suç duyurusunda bulunduk, savcı hakkında da HSK’ye şikayette bulunduk. Olayın takipçisi olacağız” diye konuştu.
Çocuklar çıplak arandı
Diyarbakır Newrozu’ndan hemen sonra 74 çocuğun gözaltına alındığına dikkat çeken Gün, “İlçelere daha ulaşamadık. Ulaşınca belki sayı yüzlercesini bulabilir muhtemelen. Son 3-4 gündür yaşadığımız bu, gece sabahlara kadar karakollardayız. Bunlarla uğraşıyoruz. Yani bunu kanun ve hukuk çerçevesinde açıklamak mümkün değil. Üzerinde ulusal kıyafet olanlar zaten gözaltına alındı. Üzerinde ulusal kıyafet olmayan çocuklarda çıplak aramaya maruz kaldı. Newroz alanında karşılaştığımız meslektaşlarımızın iki yaşındaki çocuklarının bile üstünün çıkarıldığını öğrendik. Ve çocuklar korkunç durumdaydı. Bayram kutlamaya giden çocuklara bu muamelenin yapılması kabul edilemez” diye kaydetti.
Dünya tarihinde görülmemiş
5 yaşındaki A.B ve E.B. isimli ikizlerin babası Nedim B. ise şöyle dedi: “Çocuklar o gece uyuyamadı. Birisi hala polis ismi geçince korkuyor. İşte elbiseleri tekrar giyersek polisler elbiselerimizi tekrar çıkaracak korkusu var. Çocukların durumu o kadar iyi değil. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar biz ulusal kıyafetlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Ne dilimizden ne kültürümüzden vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızı da o şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz. Dolaysıyla o gün bayramımız olduğu için çocuklarımıza ulusal kıyafetlerimizi giydirdik. Ama Newroz’un en küçük mağdurları olarak emniyetle tanıştı. Ne gerekiyorsa yapacağız. Hukuksuz bir uygulama, dünya tarihinde görülmemiş bir şey. 5 yaşındaki çocuklar gözaltına alınıyor. Emniyeti götürülüp bir de parmak izi alınıyor.”
Düşman hukukunu aşan bir yöntem
İHD Eşbaşkanı Avukat Eren Keskin: “Bu sanırım düşman hukukunda bile olmayan müthiş bir hukuksuzluğun sonucu. Düşman hukukunu bile aşan bir yöntemi var. Artı bu çocuklara yapılan uygulama hukuksuzluğun en dibidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Çocuk Hakları Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni imzalamış ve çocuğun üstün yararını kabul etmiş yazılı olarak. Her zaman olduğu gibi sürekli kendi tahriplerini ihlal ediyor. Ama bunun bir çocuğa olması artık gelinebilecek son nokta. Ben artık şaşırmadığıma üzülüyorum. Şaşırmıyoruz artık böyle bir noktadayız.”
Üniforma silah olarak kullanıyor
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı Bahriye Eşme: “Çocukların zaten üniformaya ve polise karşı bir korkusu var. Üstelikte çocukların mahremiyetinin ihlali gibi bir durum söz konusu ve bu süreçte de çocukların muhtemelen ruhsal destek alması gerekebilir. Çünkü travmatik bir olay çocuklar için ve yaşları da küçük bu çocukların. Bölgede üniformanın bir silah olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Sadece çocuklar değil yetişkin birey olarak da üniformaya karşı bir korku ya da saygı durumumuz oluyor. Bu çocuklarda özellikle korku şeklinde kendini gösteriyor. Özellikle kolluğa karşı bir korku oluşuyor. Bu çocukların yaşları da küçük ve gelişim çağı olduğu için etkisi daha fazla. 0-5 yaş ilk çocukluk dönemi dediğimiz işte 0-6 yaş arasındaki gelişim süreci çok önemli bu süreçte çocuğun yaşadığı bütün her şey çocuğun ileriki yaşamında etkili olacaktır. Bunlar bilimsel olarak da yapılan çalışmaların gösterdiği durumlar. Bu yaş grubunda iki çocuğun bu şekilde bir şeye maruz kalması üniformaya olan korkularını arttırmıştır, tetikleyecektir ve ileriki süreçlerde en azında bir süre polis gördüğünde yada üniformalı birini gördüğünde ya da karakol gibi bir kuruma girdiğinde o travmaları tekrar tekrar tetiklenebilir. Çünkü bu travmatik bir olaydır.”
Çok açık çocuk istismarı söz konusu
Psikolog Özgür Barış Demir: “Polislerin 5 yaşındaki çocuklara zorla müdahale edip üzerinden kıyafetlerinin çıkarılması fiziksel ve duygusal istismardır. Çocuk hakları beyannamesinde çocuğun kendi kültürünü yaşama ve yaşatma hakkı ihlal edilmiş, ağır bir biçimde aileleriyle beraber bir travmaya maruz bırakılmıştır. Devletin tüm çocukları istismara karşı koruma sorumluluğu varken devlet görevlileri tarafından bu biçimde bir davranış çocuk hakları beyannamesi çerçevesinde de kabul edilemez. Bu konu ile ilgili yasal süreçlerin başlatılması ve çocuklar ve ailelerine psikolojik destek verilmesi önemlidir. Yaşanılan bu travmatik olay travma sonrası stres bozukluğu, güvenli ilişki kurma ve sürdürmede zorluk, korku ve izolasyon gibi birçok psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Çocukların polis kelimesini duyunca korkmaları da çocukların psikolojik olarak olumsuz etkilendiklerini göstermektedir.”
Tam bir sömürge uygulaması
HDP Çocuk Komisyonu üyesi Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz: “Çok net bir şekilde bu yaşanan olay kendi bayramını dahi Kürtlerin hangi kıyafetle nasıl kutlayabileceğine karar vermeye çalışan bir sömürgeci zihniyetin aslında ürünüdür. Bu zihniyetin tezahürü olarak değerlendiriyoruz. Çünkü bu Newroz kutlamalarında milyonları dolduran halkımızın aslında zorluklara, onur kırıcı muamelelere rağmen o alanları doldurduğunu bir kez daha bilinmesi gerektiği durumunu da karşımıza çıkarıyor. Her yerde bu dayatmalar, her yerde bu onur kırıcı muameleler, hukuka, ahlaka aykırı saldırılar söz konusu oldu. Bu durum başlı başına aslında ‘Kürt yoktur’ sözünün tezahürüdür. Bu sefer Kürtlerin hangi kıyafetlerle kendi bayramlarını kutlamaya kadar müdahale eden bir zihniyetin eseri olarak karşımıza çıkıyor.”