TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan Sincan Kadın Cezaevi’nde işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ve sağlık hakkının engellendiğini söyledi
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9’uncu Ceza Dairesi, Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin Tevgera Jinên Azad (TJA) Sözcüsü ve eski Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan’a alt sınırdan uzaklaşarak 2 kez “örgüt üyesi olmak” ile “örgüt propagandası” iddiasıyla verdiği 22 yıl 6 ay hapis cezasını 19 Nisan’da onadı. Karar temyiz için Yargıtay’a taşınırken, Amed’te tutulan ve Mart ayı başında Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevine getirilen Gökkan’ın, burada işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı ve tedavisinin engellendiği belirtildi. Gökkan, sorumlular hakkında Ankara Batı Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na iki ayrı suç duyurusunda bulundu.
Gökkan, suç duyurusu dilekçesinde, 24 Nisan sabah saatlerinde Sincan Cezaevi Kampüs hastanesine götürülürken bindirildiği ring aracında saatlerce kelepçeli ve nefessiz bırakıldıklarını, tuvalet ihtiyaçlarını gidermeye dahi izin verilmediğini belirterek, cezaevi görevlilerinin bunu bir işkence yöntemi olarak kullandığını söyledi.
Rapora yansıdı
3 buçuk saatlik işkenceye rağmen tedavi edilmeden geri cezaevi getirildiklerini belirten Gökkan, cezaevi revirine başvurarak kelepçenin bıraktığı yaraların rapor edilmesi için talepte bulunduğunu ifade etti. Bu talebe karşılık “doktor olmadığı” gerekçesiyle işkencenin rapor edilemeyeceğini söyleyen revir görevlilerinin, ısrarın ardından kendisinin kampüs doktoruna götürdüğünü kaydetti. Doktorun işkence izlerini raporladığını söyleyen Gökkan, “Kelepçe işkencesini uygulayan tüm görevliler hakkında görevi kötüye kullanma, kötü muameleye ilişkin etkin soruşturma ile yasal işlem başlatılmasını, cezalandırılmasını ve bir daha böylesi insanlık dışı bir uygulamanın yaşanmaması için etkin önlemlerin alınmasını talep ediyorum” dedi.
Tedavi hakkım engellendi
İkinci suç duyurusunu ise cezaevi ve revir birimi hakkında yapan Gökkan, “tedavi hakkının” engellendiğini söyledi. 3 Nisan’da ortopedi rahatsızlığından dolayı kendi hesabından ücretlendirilerek kampüs doktorunun Mart ayında reçetelendirdiği ilacın temin edilmesi ve tedavinin gününde uygulanması için dilekçesini teslim ettiğini belirten Gökkan, bu dilekçeye rağmen tedavi gününde ilacın hazır edilmediğini söyledi. İlaç olmadığı için kampüs doktorunun tedaviyi yapamadığını dile getiren Gökkan, revir görevlilerini ilacın neden temin edilmediğini sorduğunda, görevlinin “dilekçe başvurunuz olamamış” yanıtını verdiğini belirtti.
İnsanlığa karşı suç
5 Nisan sabahında görevli personele dilekçe verdiğini kaydeden Gökkan, ısrarla dilekçenin inkar ettiklerini söyledi. Gökkan, “Bu görevi kötüye kullanmaktır. Bilindiği gibi tutsakların sağlık hakkının engellenmesi ulusal ve uluslararası sözleşmelerde suçtur. Kişinin sağlıklı yaşam hakkının ihlalidir. Ayrıca sağlık hakkının ihlali yaşam hakkının ihlali olduğundan insanlığa karşı işlenen suçların başında gelir” dedi.
Gökkan, hem işkence hem de tedavi hakkının engellenmesi noktasında sorumlu olan herkes hakkında derhal yasal işlem başlatılmasını talep etti.
Kaynak: MA