AİHM kararına rağmen 2006 yılında Diyarbakır’da polisin gaz fişeği ile yaralanan Yaşa’nın tazminat başvurusunun reddedilmesini Anayasa Mahkemesi, ‘etkili başvuru hakkı’nın ihlali olarak nitelendirdi
Anayasa Mahkemesi, 28 Mart 2006 yılında kimyasal silahla öldürüldükleri öne sürülen 14 PKK’linin Diyarbakır’daki cenaze törenlerine yönelik polis müdahalesiyle başlayıp, 6’sı çocuk 14 kişinin yaşamını yitirdiği olaylar sırasında gaz fişeği ile yaralanan Abdullah Yaşa davasında “ihlal” kararı verdi.
‘Çocuk da olsa kadın da olsa!’
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın, “çocuk da olsa kadın da olsa güvenlik güçleri gereğini yapacaktır” sözleri akabinde protestoculara yönelen sert polis müdahalesi sonucu yaralanan yüzlerce kişiden biri, o dönem henüz 13 yaşında olan Abdullah Yaşa’ydı.
Yaşa’nın avukatı aracılığıyla yaralanmasına neden olan güvenlik güçleri hakkında yaptığı suç duyurusuna “olaylarda yer aldığı” öne sürülerek, takipsizlik kararı verilmişti.
Yaşa, hakkında “örgüt propagandası yapmak” ve “polise mukavemet” suçlamalarıyla açılan davadan ise beraat etti.
‘İşkence ve kötü muamele’
Dava dosyanın taşındığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi “işkence ve kötü muamele”den tazminata mahkum ederek, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasını istedi.
İçişleri Bakanlığı ‘tazminat’ vermedi
Yaşa, AİHM’in bu kararı üzerine uğradığı zararların tazmini için İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Ancak talebi reddeden Bakanlık, İdare Mahkemesinde dava açtı. Mahkeme, “başvurucunun kişisel kusuru ile yasa dışı olaylara katılarak yaralandığı böylece zarar ile idarenin eylemi arasındaki illiyet bağının kesildiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay da yerel mahkemenin kararını onadı.
AİHM kararına atıf
Yaşa, bunun üzerine 2015’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Dosyayı inceleyen AYM, AİHM kararına atıf yaparak oluşan zararların tazmini talebinin reddedilmesi nedeniyle Yaşa’nın “etkili başvuru hakkı”nın ihlal edildiğine karar verdi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı