AYM, Şirnex’teki sokağa çıkma yasağı sürecinde hayatını kaybeden R.G.’ye dair başvuruda ‘yaşam hakkı ihlali’ kararı verdi
Şirnex’te 2015-2016 tarihleri arasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sürecinde yaşamını yitiren R.G.’nin ölümüne dair Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvuruda “yaşam hakkı ihlali” kararı verildi.
Kentteki bir binada 23 Temmuz 2016 tarihinde polis ve özel harekatların neden olduğu bir patlamada kimliği belirsiz 3 kişi yaşamını yitirdi. Aileler tarafından yapılan teşhiste yaşamını yitirenlerden birinin R.G. olduğu tespit edildi.
Yapılan başvuru üzerine başlatılan soruşturmada Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı 25 Kasım 2018’de “kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına” karar verirken, üç kişinin ölümü, “kolluk kuvvetlerinin yetkili bir merciden aldıkları hukuka uygun emri yerine getirirken meşru müdafaa kapsamında öldürüldüğü” şeklinde gerekçelendirildi.
AYM’ye başvuru
Baba Süleyman Güngen’in karara dair Şırnak Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı itiraz da 17 Nisan 2019’da reddedildi. Bunun üzerine baba Güngen, 25 Haziran 2019’da AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Güngen, başvurusunda oğlunun özel harekat polisleri tarafından öldürüldüğünü, yapılan müdahalenin ölçülü olmadığını, soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmediğini ve kararların gerekçesiz olduğunu belirterek, yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine dikkati çekti.
Başvuruya dair Adalet Bakanlığı’nın, “R.G.nin ölümüne kendi sebep olduğu patlama sonucunda gerçekleştiği ve ölüm olayında güvenlik güçlerinin herhangi bir dahlinin olmayıp yetkili bir merciden aldıkları hukuka uygun emri yerine getirdikleri, dahası meşru müdafaa hakkı kapsamında hareket ettikleri” şeklindeki görüşü de AYM kararında yer aldı.
Savcılık ve mahkeme kararlarında çelişki
Olay ve gelişen yargı sürecini değerlendiren AYM, iddiaların dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilebilir olduğuna karar verdi. AYM kararında ayrıca, aynı delillerden hareket eden Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hakimliği’nin farklı sonuçlara ulaştığına kanaat getirildi. AYM, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın R.G.’nin “güvenlik güçlerince öldürüldüğü”, Sulh Ceza Hakimliği’nin ise “ölümde güvenlik güçlerinin herhangi bir dahli olmadığı” yönündeki kararlarının çelişki olduğunu belirtti.
Olay yeri inceleme raporu
Soruşturma sürecinde, patlamanın meydana geldiği sırada bölgede bulunan asker ve polislerin bilgisine başvurulmadığına dikkat çekilen kararda, Olay Yeri İnceleme Raporu Formu’nda, patlamanın gerçekleştiği yerin nasıl imha edildiği, imha sırasında patlayıcı kullanılıp kullanılmadığına dönük herhangi bir bilginin olmadığı kaydedildi.
‘Delil toplama yapılmadı’
Soruşturmada, patlamalara neden olan malzemenin asker ve polisler tarafından mı yoksa patlamada yaşamını yitiren üç kişi tarafından mı konulduğu, asker ve polisler koymuş ise patlayıcıların kullanılmasından önce binanın kontrol edilip edilmediği gibi konuların araştırılmadığına işaret eden AYM, verdiği kararda etkili soruşturma yükümlülüğü kapsamında yerine getirilmesi gereken delil toplama işlemlerinin yapılmadığına hükmetti.
‘Yaşam hakkı ihlali’
AYM, tüm bu nedenlerle R.G.’nin yaşam hakkının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. Anayasa’nın 17’nci maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine dair iddia ise AYM üyesi Muhterem İnce’nin karşı oyuna rağmen oy çokluğuyla kabul edildi.
İhlalin tespiti ve yeniden soruşturma yapılması ile birlikte başvurucuya 200 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar veren AYM, ayrıca kararın bir örneğinin yeniden soruşturma yapılmak üzere Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine hükmetti.
Haber: Fırat Can Arslan / MA