Nurgül Çetinkaya Kumbaroğlu*
Gün ışığı yıkanır burada,
çıplak ve mavi masal sarısı çivit rengi, oyalanmaya vakit yok yolculukların tam sırası, gençliğin mevsimi haziran şimdi!
Her duvar takviminin kaderidir düşen yapraklar, biten gün koparıp atmaya kıyamadığımız,
ve bir kitap sayfasının arasında özenle sakladığımız takvim sayfalarının yasını da hüznünü de yeniden yazmak, okumak için saklarız.
Bu yüzden acılarımız eskimez bizim.
Tarihi takvim yapraklarına sığdıran acı!
Umudu yeniden kurmak bize düşer, özgürlük türkülerini kaldığı yerden daha yüksek bir sesle söylemek bize düşer.
Haziran’da yaşamak zordur. Sokaklarımızda panzer dolaşıyor, pusu kurmuşlar düşlerimize.
Kara gözlerine, kıvırcık saçlarına bakarak, öpmeye kıyamadığımız Lübna’yı Muş’ta kerpiç evimizin odalarında koştururken hatırlıyorum.
Lübna büyüdü, vuruldu. Bir çocuk gibi dilini yeniden öğrenmek zorunda kaldı.
Berkin hep çocuk kaldı, bu yüzden haziran çocuktur, nergis kokar.
Annesi takvim nöbetini mezarı başında tutuyor.
Dökülen gözyaşı, elinde ekmek, çocuk heykelini her damlasında eritiyor.
Eskişehir sokakları sana ömür borçludur Ali İsmail Korkmaz!
Ethem’le Ankara taşına düşen ömrümüz.
Takvim yapraklarının hatırı mı kaldı kitap sayfalarının arasında?
Sararmasını beklediğimiz takvim yaprakları nasıl da kalıyorsunuz hep aynı yaşta.
Hazirandaydık hepimiz, yerli ve yabancı, çoluk çocuk hep aynı yaşta başımız dik.
Hazirandaydık, vurulduk, haziran bu yüzden bir ay değil bir mevsimdir, gelincik tarlasında bir yaz mevsimi.
Haziran bizim hafızamızdır. Ceviz ağaçlarının gövdesinde katillerin anlık fotoğrafları, biz gölgesinde halay tutmuşuz.
Ömrümüz kısadır bizim.
Muktedirlerin uzun bir değil bin ömür yaşasalar da Haziran’ı kirletemezler.
Haziranda yitirdiğimiz canlarımıza veda etmedik daha.
Gezi Parkı davasında açıklanan kararda Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet verilirken Mücella Yapıcı, Hakan Altınay ve diğer 5 kişi 18’er yıl hapis cezası aldı.
Öldürülen biziz, suçlu biz!
Gezi adaletini arıyor, arayacak.
Haziran coğrafyada şart kipidir!
Unutmayacağız.
Bir şehir adıdır Haziran, belki bir ülkedir, özgür bir ülke, gideceğiz elbet bir gün.
Ne demiş Nazım;
“Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı; ya da dünyamıza inecek ölüm!”
HDK Kadın Meclisi Üyesi